Vergi rekorundan borç batağına
Üretim ve vergi rekorları kıran Kayseri Şeker Fabrikası, iki yılda neredeyse kapanmanın eşiğine geldi. Fabrikanın 2.5 milyar lira borcu olduğu iddia edildi. Üreticiler fabrikanın üçüncü kişilerin eline geçeceği endişesi taşıyor
Kayseri Şeker Fabrikası'nın kötü yönetim nedeniyle borç batağında olduğu öne sürüldü. Üreticiler ekmek kapılarının kapatılmaması için Cumhurbaşkanına "denetim" çağrısında bulundu.
Hükümetin 2018 yılında şeker fabrikalarını özelleştirme kararının ardından Turhal Şeker Fabrikası da Kayseri Şeker bünyesine katıldı. Ancak üretim ve vergi rekorları kıran fabrikanın 2 yılda neredeyse kapanmanın eşiğine gelecek kadar borca battığı iddia edildi. Fabrikada çalışan 4 bin üretici, ekmek kapılarının, tıpkı Adapazarı Şeker Fabrikası'nda olduğu gibi bankalara olan borcu nedeniyle üçüncü kişilerin eline geçmesinden endişe duyuyor. Bu nedenle üretici, fabrikanın mali denetimlerinin yapılmasını talep ediyor. Üreticinin yaşadığı sorunlar bununla da bitmiyor. Fabrikanın bağlı olduğu Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi'nde örgütlenmenin önüne geçildiği iddialar arasında bulunuyor. Yönetime tepki gösteren çiftçilerin kotalarının silindiği ve pancar ekemediği belirtiliyor.
YÜKSEK FAİZLİ KREDİ ÇEKİLMİŞ
Nisan 2021'de yeni yönetim seçimi yapılacak olan Şeker Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Adayı Erkan Öztürk, konuyla ilgili Aydınlık'a konuştu. "Kayseri Şeker, kar eden bir fabrikayken nasıl zarar ediyor veya zarar ettiriliyor? Acaba Adapazarı Şeker Fabrikası'nın başına gelenler Kayseri Şeker'in de mi başına gelecek? Satılması için mi zarar ettiriliyor?" sorularını soran Öztürk, "2.5 milyar zarar ortaya çıktı burada. Bu para nereye gitti, nereye harcandı; biz bunu öğrenmek istiyoruz" dedi. Turhal Şeker Fabrikası'nın 569 milyon liraya alındığını hatırlatan Öztürk, "4 tane Turhal Şeker Fabrikası alınacak para şu an ortada yok. Yönetim tarafından da herhangi bir açıklama yapılmıyor. Bu paranın nereye harcandığını, neden bankalara bu kadar yüklü bir şekilde borçlanıldığını, neden yüksek faiz oranlarıyla kredi çekildiğini biz her zaman soruyoruz ama bize herhangi bir yanıt verilmiyor" diye konuştu.
İÇ ANADOLU'NUN KALBİ
Kooperatifin toplamda 80 bin üyesi olduğunu belirten Öztürk, "Kayseri, Turhal, Boğazlıyan şeker fabrikaları hepsi aynı bünyede. Burası dolaylı yollardan 8 milyon kişiye hitap ediyor. İç Anadolu'nun büyük bir kısmı demek bu. Buranın batması demek 8 milyon insanın bundan etkilenmesi demek" bilgisini verdi.
Fabrikanın rant amacıyla zarar ettirildiğini savunan Öztürk, şöyle dedi: "Burası Kayseri'nin gözbebeği diyebileceğimiz bir arazi üzerine kurulu. 7 milyon dönümlük çok değerli ve çok büyük bir arazisi var. Bizim düşüncemiz, buradaki amaç, burayı borçlandırarak bu araziye el koymak."
Fabrikanın Kayseri dışından; bağımsız bir şekilde teftiş edilmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, "Ben zaten belgeleriyle buranın borcunu ifşa ediyorum, buyursunlar gelsinler, fabrika burada muhasebesi burada" ifadelerini kullandı. Çiftçilerin de mevcut yönetime çok kızgın olduğunu belirten Öztürk, "Çünkü çiftçiyi bankaya borçlandırdılar, borç yüküne soktular, paralarını kestikleri, vermedikleri için çiftçi çok kızgın. O yüzden çiftçi bana yöneldi, böyle olunca bu yönetim de kanunsuz işlere başvurdu. Kooperatifler Kanununa aykırı şekilde beni kooperatif üyeliğinden çıkarıyorlar, üye yapmıyorlar" ifadelerini kullandı.
'ÇİFTÇİNİN PANCAR KOTASI SİLİNİYOR'
Pancar ekimiyle alakası olmayan insanlara kota verildiğini ve çiftçilerin bu şekilde de mağdur edildiğini anlatan Öztürk, şunları söyledi: "Bu fabrikada adalet herkese eşit olmalı. Çünkü bu yönetim, dediklerini yapmayan çiftçilere zorbalık yapıyor. Çiftçinin kotasını siliyor örneğin. Mesela fabrikada çalışan bir işçi bunlara oy getirmedi, işçiyi işten atıyor. Burada adalet uygulanırsa, cezai bir yaptırım uygulanırsa bunlar ali kıran baş kesen olamaz burada. Anayasanın eşitlik ilkesi bunlarda yok; ne isterlerse, dediklerini yaptırıyorlar. Birçok çiftçi şu an, bu yönetim kotalarını sildiği için pancar ekemiyor. Adamın geçim kaynağı pancar. Devlet de demiş ki 'sen sadece Kayseri Şeker'e pancar yatırabilirsin'. Çiftçi 'ben pancarımı Malatya'daki fabrikaya götüreyim' diyemiyor. Mecbur bunlara mahkum. Mesela bir insanın pancarla alakası yok, ekmiyor biçmiyor ama bu yönetim 2 bin ton pancar kotası vermiş, bu da gidiyor eken çiftçilerden satın alıyor, geliyor fabrikaya yatırıyor. Çiftçi de parası yok, mağdur, mecbur satıyor. Fabrika düzensiz yönetildiği için böyle bir pazar oluşmaya başladı."
'FETÖ İLTİSAKLILAR GİDİYOR YAKINLARI GELİYOR'
Fabrikanın önceki yönetiminin bazı çalışanlarının FETÖ ile ilintili oldukları gerekçesiyle bir soruşturma geçirdiğini hatırlatan Öztürk, şunları anlattı: "Burada bir FETÖ yapılanması olduğu için müdahale yapıldı. Boğazlıyan Savcılığında 17 kişinin sorgulaması yapıldı. İçlerinden biri örgüt üyeliğinden ceza aldı. Eski müdür Levent Benli'nin FETÖ'den yargılanmasına ise aradan 4 yıl geçmesine rağmen daha yeni başlandı. Biz devletimizden şunu istiyoruz; burada böyle bir suç varsa yargılaması yapılsın, suçlu varsa cezasını alsın, suçsuzsa beraat etsin ama yargılaması yapılsın. Adalet tecelli etsin. Devlet dairelerinde FETÖ'yle bağlantısı olanlara tazminatları ödenmezken burada FETÖ'den dolayı işten ayrılanların tazminatları ödendiği gibi yakınları işe başlatılıyor. Örneğin Levent Benli'nin yargılanmasına yeni başlandı, kendisine tazminatı ödendi; şu anda da çocuğu işe alındı. Burada böyle bir sorun da var."
'AKAY YÖNETİMİYLE FETÖ GÜÇLENDİ'
Kayseri Pancar Kooperatifi yönetiminin başında 2010 yılına kadar Vedat Ali Özışık bulunuyordu. Kasım 2010 yılında Ergenekon'un İç Anadolu kasası iddiasıyla Özışık yönetimine operasyon yapıldı. Özışık yönetimi bu şekilde düşürülerek, yerine, FETÖ ile ilişkili olduğu iddia edilen Hüseyin Akay getirildi. Özel yetkili savcı Cemil Tuğtekin, Kayseri Şeker Fabrikası'na Hüseyin Akay yönetimini kayyum olarak atayan özel yetkili Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman İnce, özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Dündar Örsdemir, mahkeme üyeleri Haydar Kol ve Kadir Kayan FETÖ'den tutuklanarak cezaevine gönderildi.
2016 yılında ise Boğazlıyan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan FETÖ yapılanması ve örgüte sistematik para aktarılmasına ilişkin soruşturma kapsamında Kayseri Pancar Kooperatifi Başkanı Hüseyin Akay ve yargılanmasına yeni başlanan eski genel müdür Levent Benli'nin de aralarında bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden Kayseri Şeker Fabrikası AR-GE Şefi Zeynep Şık'ın ifadesi dikkat çekiyor. Özetle şöyle:
"FETÖ ile ilk diyaloğum Kayseri Şeker'de kalite kontrol şefi olarak çalışan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra işine son verilen Ebru Batur'un sayesinde oldu. Şeker Fabrikasında Vedat Ali Özışık yönetiminden sonra Hüseyin Akay göreve geldi. Hüseyin Akay'ın göreve gelmesinden sonra Fetullahçı dediğimiz kişiler güçlenmeye başladı. (.) Cemaatçi olanlar çok hızlı bir şekilde terfi ettiriliyorlardı. Levent Benli, normal hiyerarşik sıralamanın dışında Boğazlıyan Pancar Bölge Müdürüyken Boğazlıyan Ziraat Müdürü olması gerekiyordu. Direkt Kayseri'ye genel müdür yardımcısı olarak atandı. Ben de uzun süre tek kadın mühendis olarak çalışmama rağmen 2012 yılındaki toplantılara katılmaya başlayana kadar şef olamadım. Ne zaman ki sohbetlere ve toplantılara katılmaya başladım, yönetim kurulu kararıyla şef yapıldım."
Deniz Bilici / Aydınlık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.