Hitchcock'un meşhur filmi "Kuşlar"da başrolü oynayan Tippi Hedren, Afrika'ya yaptığı bir seyahatten sonra "Şeytan" filminin prodüktörlüğünü yapan kocası Noel Marshall ve aktris olan kızı Melanie Griffith'le aslanlarla ilgili bir film yapmak istedi.
Hedren ve Marshall, hayvan terbiyecisi Ron Oxley'in "aslanlar hakkında bilgi edinmek istiyorsanız, bir süre onlarla yaşayın" tavsiyesi üzerine, aslan Neil'i onlarla yaşaması için evlerine getirdi.
Çiftin aslanla olan yaşantılarına ait daha önce günyüzüne çıkmamış fotoğraflar yayınlandı.
Ailenin Neil'le yaşantısı eğlenceli görünüyor, fakat filmleri "Roar" o kadar başarılı olmamış.
Melanie Griffith film çekimleri sırasında dişi aslanın saldırısı sonucu 50 adet dikiş attırmak zorunda kalmış.
Bunun yanında görüntü yönetmeni Jan de Bont ise kafa derisine dikiş attırmış.
Çekimler sırasında 70 kişi aslanların saldırısına uğrayarak yaralanmış.
Film 17.5 milyon dolardan fazla bir maliyet çıkarırken, getirisi sadece 2 milyon dolar olmuş.
1970'lerden kalan bu samimi fotoğraf serisi aslan Neil'in eğlenceli hayatını anlatıyor.
Ancak film çekimi sırasında yaşananlar, vahşi bir hayvanı ne kadar çok seversek sevelim ya da ona kendimizi ne kadar yakın hissedersek hissedelim, onun kafasının içindekileri asla tam olarak anlayamayacağımızı gösteriyor.
Güney Afrikalı hayvan davranışları bilimcisi olan Kevin Richardson, aslanlar, jaguarlar, sırtlanlar, çitalar ve bir çok yabani hayvan arasında oldukça popüler.
Sürülerin arasına girmekte hiç bir zorluk yaşamıyor ve onlarla oyunlar oynuyor, yüzüyor, uyuyor, koşuyor...
Çocukluğundan beri yabani hayvanlara ilgisi olan Kevin, özellikle aslanlar ve diğer hayvanları yok olmaktan kurtarmak için bütün vaktini harcıyor.
Güney Afrika'da sahibi olduğu koruma parkında yaklaşık 40 aslanı,bir kaç klan sırtlanı ve diğer yabani kedilerle birlikte yaşıyor.
Chito daha yavruyken avcılar tarafından kafasına kurşun sıkılmış bir biçimde bulduğu timsahı tedavi edip, kendi kendine yaşayabilecek yaşa gelene kadar baktı.
Timsahın adını Pocho koydu ve onunla her gün annesi gibi ilgilendi ve doğaya saldıktan sonra ikisi arasında inanılmaz bir dostluk gelişti. Chito ve Pocho birlikte yüzüyorlardı, haberleşiyorlardı, sarılıyorlardı
Aynı zamanda turistlere gösteri de yapıyorlardı.Fakat ne yazık ki Pocho 2011'de 50'li yaşlarındayken doğal sebeplerden dolayı öldü ve cenazesine Chito'nun yaşadığı şehirdeki herkes katıldı ki bu tarihte bir timsaha düzenlenen tek cenaze törenidir.
Steve çocukluğundan beri sürüngenlere özel ilgi duyuyordu. İlk timsahını 9 yaşında yakaladı ve mevcut lakabı buradan gelmektedir.
Çocukluğundan beri zehirli yılanlarla ilgilenirdi ama hiç zehirlenmemiştir. Özellikle sürüngenleri korumak için çok büyük çaba harcadı.
Kendisine ait olan hayvan koruma parkında bir çok hayvanı tedavi etti ve bir kısmını insanlardan uzağa, doğaya bırakmıştır.
Televizyonlarda The Crocodile Hunter adlı programla tanınmıştır. Ne yazık ki kendisi 2006 yılında 44 yaşında iken, denizin altında incelediği vatozun bir tanesinin iğnesini kalbine batırmasıyla ölmüştür.
Mark, dünyada bir kutup ayısına dokunabilen hatta onunla yüzebilen tek insan.
Agee adındaki kutup ayısını daha 6 haftalıkken sahiplenen Mark ve eşi, Agee'ye büyük aşkla bağlılar.
Mark ve Agee birlikte yüzüyorlar, sarılıyorlar, uyuyorlar, Agee aynı zamanda yavru iken evin köpeğiyle birlikte büyüdü.
1995 yapımı Alaska adlı bir filmde daha yavruyken oynadı ve bir çok reklam filminde de rol aldı. Aynı zamanda Mark birlikte güreşmeyi çok sevdiği bir boz ayıya da sahip.
Shaun, genç yaşta vahşi hayvanları gözlemlemeye başladı ve en büyük tutkusu kurtlardı.
Kurtları ve vahşi doğayı korumak için yıllardır mücadele ediyor. Biraz değişik bir kişiliğe sahip olan Shaun, yıllarca kendisine ait olan kurt sürüsüyle birlikte sadece et yiyerek ve onlarla birlikte ininde yaşayarak geçirdi.
30 yaşındayken tanıştığı ve evlendiği eşini de kurt hayatı yaşamayı sevdirmiş ve Isla da onun gibi kurtlarıyla birlikte bir kurt gibi yaşıyor.
Dr.Francine Patterson bakıcısı olduğu Koko adındaki gorile bebekliğinden beri bakıyor. Hatta Koko'yla kendisinin uyguladığı bir beden diliyle konuşabiliyor, üstelik İngilizce.
Koko ürkütücü bir hayvan gibi görünmesine rağmen çok uysal ve hayvansever, özellikle kedi yavrularıyla oynamaya bayılıyor
Francine'le 40 yıldan fazla süredir birlikte yaşıyorlar, birlikte film izlemeye ve sohbet etmeye bayılıyorlar.
Güney Afrika'da yaşayan bu baba oğul yabani hayvanlarla ilgilenmek ve korumak için tüm vakitlerini onlara adıyorlar.
Alex özellikle aslanlarla ilgilenen bir yabani hayat uzmanı ve oğlu Shandor 11 yaşından beri aslanlarla birlikte büyüdü. Şu an 18 yaşında olan Shandor'un en sevdiği hayvanı ise bir sırtlan. Sırtlanıyla birlikte uzun yürüyüşler yapmayı çok seviyor.
Baba oğul aslanları ve sırtlanın kişisel hijyenlerine çok önem veriyor çünkü her öğünden sonra Shandar sırtlanının dişlerini fırçalıyor ve sürekli köpük banyosu yaptırıyor.
Alex ise aslanlarına saç ve tırnak bakımı yapıyor.
1969 yılında Londra'da bir dükkanda gördükleri satılık aslan yavrusunu haline üzülüp, satın alıp Londra'daki evlerinde beslemeye başlayan iki arkadaş, Christian adını verdikleri bu aslanla çok yakın ilişki kurdular.
İlk başta evde büyüyen Christian, büyüdükçe evde duramadı ve iki arkadaş onu mahallenin kilisesinin bahçesinde yetiştirmeye başladılar.
Fakat artık iyice büyüyen Christian, kilise bahçesinde de duramıyordu,ikili Güney Afrika'dan bir doğa bilimcisi ile Christian'ın kontrollü bir şekilde doğaya salınması üzere anlaştı.
Her yıl bir kere onu ziyarete giden ikili,her seferinde Christian'dan ve onun ailesinden sıcak bir hoş geldin aldılar. Fakat 3. yılda gittiklerinde onu bulamadılar, ne olduğu ise bir sır.
Brezilya'da bir sirkte kötü halde yaşayan 2 kaplanı görüp onlara acıyan ve evine alan Ary, artık evinde onların yavrularıyla birlikte 7 kaplan besliyor.
emeklerini kaplanlarıyla paylaşarak büyüyen Ary'nin çocukları Nayara, Uyara ve Deusanira kaplanlarıyla birlikte havuza girmeye, bahçede oynamaya, uyumaya bayılıyorlar.
Hatta bebeklerinin bile oynamasına izin veriyorlar.
Doug, eşi Lynne ile birlikte Utah'ta 40 yıldır yaşadıkları çiftliklerini 3 boz ayılarıyla birlikte paylaşıyorlar.Adları Bart 2, Honey Bump ve Tank olan bu ayıların yanı sıra 2000 yılında ölen Bart 1 de onlarındı.
Kafasını ağızlarına almalarına izin veren Doug onlarla oynamaya,güreşmeye ve onları beslemeye bayılıyor.
Aynı zamanda kendilerini yabani doğayı korumaya adayan bu çiftin gözde ayısı Bart 2 ünlü bir ayı. Bart 2 yakın zamanda Game of Thrones dizisinde oynadı.
Kajol henüz 10 yaşında olmasına rağmen kobralarla çok garip bir ilişkisi var. Defalarca ısırılmasına rağmen babasının 6 kobrasıyla bütün gün oynuyor.
Garip olan ise Kajol insanlarla vakit geçirmeyi sevmediği için okulu bırakmış ve kendini kobralara adamış.
İleride babası gibi yılan yakalayıcısı olmak isteyen küçük kız görenleri hayrete düşürüyor.
Oldukça zengin bir iş adamı olan Damian aynı zamanda vahşi doğa koruyucusu. Doğduğundan itibaren 5 yıl boyunca İngiltere'de Damian'ın koruma parkında büyüyen Kwibi, Damian'ın en yakın arkadaşlarından biridir.
Gorilleri vahşi doğaya geri döndürme programı dahilinde Kwibi'yi Gabon'da ormana doğasına salan Damian 5 yıl sonra Kwibi'yi görmeye gelir
Ondan sıcak bir karşılama görür ama artık Kwibi yalnız değildir...