Ulusal Ajans Başkanı Musa Ceylan,Erasmus'un bütçe büyüklüğü ve üniversitelere hitap etmesi nedeniyle AB Eğitim ve Gençlik Programları arasında en büyüğü ve en iyi bilineni olduğunu söyledi.

Erasmus'un 25 yıllık bir geçmişi olduğunu belirten Ceylan, Türkiye'nin ise bu programa 2004 yılında katıldığını ifade etti. Türkiye'nin 8 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen gerek bütçe büyüklüğü gerekse yararlanıcı sayısı bakımından programa katılan 33 Avrupa ülkesinden Almanya ve Fransa'nın ardından 3. sıraya yükseldiğini dile getiren Ceylan, bu ülkelerin aynı zamanda AB'nin köklü ve kurucu ülkeleri olduğunu da anımsattı.

Erasmus'un ağırlıklı olarak öğrenci değişimi olarak bilinse de bununla sınırlı olmadığını anlatan Ceylan, üniversitelerin akademik ve idari personelinin de bu programdan yararlandığının altını çizdi.

''2012'de 22 bin yararlanıcıya ulaştık''

Ceylan, ''Erasmus'ta yararlanıcı sayımız 22 binlere ulaştı. Bunun 18 bininden öğrenciler faydalanacak'' dedi.

Musa Ceylan, şöyle devam etti:

''Üniversitenin lisans, yüksek lisans, doktora seviyesinde eğitim alan öğrencileri öğrenimlerinin 3-12 ay arasında değişen belli bir dönemini Avrupa ülkelerinde gerçekleştirmekte, kendilerine bu faaliyetleri için orada bulundukları sürenin finansmanı için Ulusal Ajansımız'a hibe tahsis edilmekte.

Erasmus, 33 ülkenin katılımıyla yürütülen birçok taraflı program ve birtakım kriterleri var. Bursu doğrudan öğrencinin kendisine değil üniversitelerimize veriyoruz. Sadece bizde değil, programa katılan tüm ülkelerde sistem budur. Üniversiteler bütçeyi belirlenen kurallar çerçevesinde harcar. Öğrenci seçiminin bu kriterler çerçevesinde yapılıp yapılmadığını da Ulusal Ajans ve Avrupa Komisyonu denetler.

Kriterler öğrencinin not ortalamasının yüksek, yabancı dil sınavında başarılı olması. Bu kriterleri taşıyan tüm öğrencilere bütçe imkanları doğrultusunda hibe desteği sağlıyoruz.''

Hibe miktarı ülkeye göre değişiyor

Hibe miktarının üniversite ve gidilen ülkeye göre değiştiğini belirten Ceylan, öğrenciye mağdur etmeyecek miktarda para verildiğini vurguladı.

Üniversitelerin hangi ülke ve üniversite ile işbirliğine gideceğine karar verdiğini, öğrencinin de bu doğrultuda müracaatını yaptığını anlatan Ceylan, ''Öğrencinin eğitimini yurt dışında geçirdiği dönem için ülkemizde herhangi bir kayıpları olmuyor. Bu program sayesinde öğrenci bir uluslararası açılım kazanmış, dil becerilerini geliştirmiş, farklı bir kültürü tanımış oluyor'' diye konuştu.

Türkiye'den bugüne kadar yurt dışına 60 bin üzerinde öğrenci gönderdiklerini kaydeden Ceylan, 15 bin civarında da öğrenci, akademisyen ve idari personel geldiğini sözlerine ekledi.

Sabah