Türkiye'de her üç kişiden biri icralık

Türkiye'de her üç kişiden biri icralık

Büyük buhrandan sonra dünyanın gördüğü en büyük mali krizden payına alan Türkiye'de kriz sonrası her üç kişiden biri icralık hale geldi.

Dünyada yaşanan ekonomik krizle zor günler geçiren Türkiye'de birçok iş kolu maddi sıkıntılarla ya kapanırken ya da üretimine ara verirken, sokaktaki işsiz da sayısı her geçen gün artıyor. Düşen gelirlerle birlikte oluşan mali sorunlarla oldukça yoğun günler geçiren icra dairelerine de gün geçmiyor ki yeni dosyalar gelmesin. Örneğin 2007 yılını 19 bin 143 icra dosyası ile kapatan Beyoğlu Adliyesi 2. İcra Müdürlüğü'nün, bu yıl ki dosya sayısı Aralık ayının ilk haftasında 26 bin 246 oldu.



Karşılıksız çek, ödenemeyen senetler ve en çokta kredi kartı borçları icra davalarına rekor artışlar getirirken, Yediemin depoları ucuza satılan mallarla dolup taşıyor.


İCRA DAVALARI UÇTU
32 adet icra müdürlüğü olan Ankara Adliye Sarayı'nda, her bir icra müdürlüğündeki takip sayısı 13 bini geçti diyen Avukat A. Erdem Akyüz, sene sonunda sadece merkezdeki rakamların 500 bini geçeceğini belirtti. İstanbul Şişli Adliye'sinde bulunan 6 adet icra müdürlüğünden her birindeki icra dosya sayısının 33 binleri bulduğunu kaydeden Akyüz, sene sonunda sadece Şişli İcra Müdürlüğündeki toplam dosya sayısının 240 bin olacağını kaydetti.

“HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ İCRALIK”
Türkiye genelinde 2006 yılı sonu verilerine göre toplam 12 milyona varan icra takibi yapıldığını belirten Av. Erdem Akyüz sözlerine şöyle devam etti: “Bu yılsonu itibariyle bu rakamın 20 milyona varacağı söyleniyor. Bir icra dosyasında asıl borçluların yanında bir de kefil olduğu hesaplanırsa, yani her dosyada en az iki borçlu olduğu düşünülürse icraya verilen kişi sayısı 40 milyonu geçiyor. Kısaca Türkiye'deki 'her üç kişiden ikisi icralık'” dedi.


“BORÇLARIN YÜZDE 79,9'U SENETSİZ BORÇLAR”
Yapılan bu icra takipleri; karşılıksız çek, vadesinde ödenmeyen bonolar, mahkeme kararları gibi nedenlere dayanıyor diyen Akyüz, borçların yüzde 79,9'u kredi kartı, sabit telefon, cep telefonu ücretleri, doğalgaz, elektrik faturaları gibi senetsiz borçlar olduğunu sözlerini ekleyerek şöyle devam etti: “İnsanlar en temel ihtiyaçlarını karşılayamayıp icraya düşüyorken haczedilen mallar da değerini bulamıyor, yok pahasına satılıyor. Ne alacaklı, ne borçlu tatmin olmuyor. Bunun yanı sıra harç, masraf, icra, haciz giderleri yüklenince de, borç katlanarak büyüyor.”


“BİZ İLK İCRA OLMUYORUZ”
Bir icra işlemi için hacze gidildiğinde, genellikle o kişinin ya da kurumun daha önceden birkaç kişi tarafından haciz edildiğini ve alacaklarını tahsil etmede zorlandıklarını belirten Avukat Mustafa Baykal'da yaşanan ekonomik krizle icra davalarında ciddi bir artış yaşandığını kaydetti. İcraların genellikle ödenemeyen senetler ve karşılıksız çeklerden kaynaklandığını belirten Baykal, “Banka kredileri ile alınan ev, araba kredilerinin önemli oranının geri dönüşünde sorun yaşanıyor, icra tehlikesiyle karşı karşıya kalan vatandaşlar da borçlarını ödeyebilmek için kredi ile alınan ev ya da arabalarını geri satmak zorunda kalıyorlar” dedi.

BELEDİYEDE ÇALIŞANLAR BORÇLARI İÇİN GÜN YAPIYOR
İcraların büyük çoğunluğunun kredi kartlarından kaynaklandığını kaydeden Baykal, “İnsanlar o kadar zor durumdaki borçlarını ödeyebilmek için değişik yollar arıyor. Örneğin bir belediyede çalışanlar icra ile yüz yüze olan kredi kartı borçlarını ödeyebilmek için gün yapıyor” dedi.

“KRİZ FIRSATÇILARI DA YOK DEĞİL”
2008 yılı icra oranlarında belirgin bir artış var diyen Avukat Orhan Tural 2007 yılında bir icra memuru 1 günde 15 adet dosya ile hacze giderken krizle birlikte bu sayının 30'a çıktığını belirtti. Borçların çoğunun kredi kartlarından kaynaklandığını belirten Tural, gerçekten zor durumda olan insanların olduğunu ve hacze gidildiğinde birkaç hacizden geçen davalıdan haczedecek mal bulunamadığını belirtti. Çok ciddi şirketlerde de borç ödeyememe, vade uzatma gibi eğilimlerin olduğunu belirten Tural, bazı şirketlerinde borç ödeme gücü olduğu halde krizi bahane ederek krizden karla çıkabilmek için vade uzatmaya gittiklerini söyledi. Tural, “Dolar borcu olan şirketler ödeyebilecek güce sahip oldukları halde doların düşmesini bekledikleri için vade uzatmaya çalışıyorlar” dedi.

“DAVA SONUÇLANANA KADAR ŞİRKET ORTADAN KAYBOLUYOR”
Borçlu sayısında rekor bir artış var diyen Avukat Kezban Bektaş'ta hacze gidildiğinde vahim manzaralarla karşılaştıklarını belirtirken, “İcraya gittiğimizde 3 veya 4 kişinin icraya gittiği bir manzarayla karşılaşıyoruz. Hem vatandaş zor durumda hem de biz avukatlar olarak borca kabil mal bulamadığımız için zor durumda kalıyoruz” dedi. Davaların sonlanma süresine de değinen Bektaş “Örneğin iş davası açıyoruz, dava sonuçlanana kadar borcun tahsil edileceği şirket ortadan kayboluyor, bu yüzden alacakların tahsilinde çok fazla sorunlarla karşılaşıyoruz” dedi. Bazı firmaların ise krizden çok fazla etkilenmediği halde krizi fırsat bilerek borcunu ödemekte zorluk yarattığını belirten Bektaş, ünlü bir oyuncak firmasının ödeyebilecek güce sahip olduğu halde borcunu ödemekte zorluk çıkarttığını sözlerine ekledi.

(GAZETEPORT)


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.