Türk-İş Başkanlar Kurulu: Üyelerimizi satmadık
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 23. Dönem 20. Toplantısı 21 Ağustos 2019 Çarşamba günü İstanbul’da yapılmış ve gündemindeki konuları değerlendirerek aşağıdaki hususların duyurulmasına karar vermiştir.
“Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ ile Hükümetimiz arasında 12 Ağustos 2019 günü imzalanan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolünün ardından kamuoyunda tartışmaya neden gelişmeler Başkanlar Kurulumuzca değerlendirilmiştir.
Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ kurulduğu 1952 yılından bu yana geçen 67 yıldır Türk işçisine ve ülkemiz çalışma yaşamına katkı vermektedir. Konuyla ilgili her kesimin kabul edeceği gibi, grev hakkından toplu iş sözleşmesi hakkına kadar ülkemizde işçi hak ve özgürlükleri adına sağlanmış bütün kazanımların ardında TÜRK-İŞ’in çabası, mücadelesi ve altında da imzası vardır. Bu nedenle, imzalanan son toplu iş sözleşmesinden ve imza töreninde yapılan bir konuşmadan yola çıkarak, mazisi şanla, şerefle dolu bir işçi konfederasyonunu bu şekilde linç etmeye çalışmak, en hafif ifadeyle haksızlıktır.
TÜRK-İŞ’in tarihinde zor dönemler olmuştur. Çeşitli hükümetlerle ters düşmüş, hakkını sokaklarda, meydanlarda aramıştır. Bazı dönemlerde de uzlaşma yoluyla sonuç almış, temsil ettiği kesimlerin hak ve özgürlüklerini bu şekilde koruyabilmiştir. Bugün “yandaş” ya da “arka bahçe” olarak nitelendirilen ve linç edilmeye çalışılan TÜRK-İŞ, son 17 yıllık AK Parti iktidarı döneminde de sayısız mücadelenin tarafı olmuştur. Bu süre zarfında yapılan eylemler, grevler, yürüyüşler ve açıklamalar bunun en açık kanıtıdır.
İmzalanan son kamu kesimi toplu iş sözleşmesi, bazılarının iddia ettiği gibi bir “satış sözleşmesi” değildir. TÜRK-İŞ üyesini “satmamış” aksine günümüz zor ekonomik koşullarında enflasyona karşı korumuş, hatta enflasyon üzerinde refah payı da almıştır.
Konfederasyonumuz sözleşme görüşmeleri sürecinde bir dizi eylem kararı almıştır. Ancak bu kararların uygulamasına gerek olmadan, sözleşmeye muhatap bağlı sendikalarımızın alınan ücret zammının yeterli olduğu görüşü üzerine, sözleşme uzlaşma yoluyla tamamlanmıştır. TÜRK-İŞ, tarihinde çokça rastlandığı gibi eylemden, mücadeleden hiçbir zaman kaçmamıştır. Taşeron sisteminde çalışan işçilerin sorunlarının ve kadro hakkının kamuoyuna taşınması Konfederasyonumuzun eylem ve hukuki mücadelesiyle mümkün olmuştur. 696 sayılı KHK ile kadro verilen kamu işçilerinin ücret, mali ve sosyal haklarıyla ilgili yeni düzenleme yapılması talebimiz de müzakerelerin önemli bölümünü oluşturmuştur. Aynı şekilde KİT’lerde çalışan taşeron işçilerinin de kamuda daimi kadroya geçmesi çalışmaları devam etmektedir.
Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri müzakereleri TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu tarafından görevlendirilen “Kamu Koordinasyon Kurulu” tarafından sürdürülmüş, Kurulu oluşturan tüm genel başkanların mutabakatı, ittifakı ve imzalarıyla sonuçlanmıştır. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu yapılan anlaşmayı desteklemektedir.
Sözleşmenin imza töreninde Genel Başkanımız tarafından Sayın Bakana hitaben söylenen sözler, maksadı belli bir kesim tarafından çarpıtılmış, Konfederasyonumuz ve Genel Başkanımız hedef alınmıştır. Bilinmelidir ki, TÜRK-İŞ Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu, demokratik süreçler işletilerek bu görevlere seçilmektedir. Konfederasyonumuzun Aralık 2019’da olağan genel kurulu vardır. Genel Başkanımızın ve Yönetim Kurulumuzun hesap vereceği asıl mercii, kuşkusuz genel kurul ve temsil ettiği üyeleridir.
TÜRK-İŞ her zaman işçilerin ve ülkenin umudu olmuştur, bundan sonra da olmaya devam edecektir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.