TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni
Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜBİTAK'in 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜBİTAK'in 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Burada TUBİTAK içinde büyüyen gizli yapıya da değinen Erdoğan"Bu ciddi bir ahlaksızlıktır" diyerek şöyle konuştu;
"GİZLİ YAPI TUBİTAK'IN İÇİNDE BÜYÜDÜ"
"Bir gizli yapı adeta bir ur gibi TUBİAK'ın içinde büyüdü. TUBİTAK kendi ülkesinin başbakanını, cumhurbaşkanını, genelkurmay başkanını, bakanlarını dinleyerekuluslararası istihbarat şirketlerine servis etti. Burada sadece ihanet yok, burada çok ciddi bir ahlaksızlık da var. Bu sadece kendi ülkesine değil bilime de ihanet. Kendisine verilen imkanı başka amaçlar için kullanan bilim adamı, bilim dünyasının yüz karasıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"Türkiye'nin bilim insanları, enstitüleri, merkezleri mevcudun çok çok üstünde başarı potansiyeline sahip. Biz, öğrenci değil talebede derdik. İlmi isteyen gönüllü olarak meşakkate katlanacak kişiler ancak talebe olabiliyordu. Eğitimde yoksa zorla öğretelim diye bir gaye böyle bir amaç yoktu. Bizim medeniyet tarihimizdeki ilim merkezlerine baktığınızda İlim için gerekli o şartların oluşturulduğunu ve çok hassas bir şekilde korunduğunu görürsünüz. Bütün tarihi ilim şehirleri kendini alimmlerini yetiştirmekle kalmamış dönemlerinin alimlerini şehirlerine cezbetmiş çekmiştir. Peki bu cazibeyi nasıl oluşturuyor. Alimlerin, bilim insanlarının özgür şekilde çalışmalarını temin edecek iklimi tesis ediyorlar, maddi kaygıları ortadan kaldırıyorlar. Tesis derseniz, medrese kütüphane hepsini temin ediyorlar.
"BİLİM İNSANI KENDİNİ ÖZGÜR HİSSETMELİ"
Bilim insanı özgür değilse, kendini emniyette hissetmiyorsa, tarihte olduğu gibi kalkar daha uygun şartlara göç eder. Bizim bu iklimi yeniden oluşturmamız gerekiyor.
"ATALARIMIZ BU ORTAMI SAĞLIYORLARDI"
Atalarımız, alimlerin bilim adamlarının özgürce çalışacak ortamı sağlıyorlar. İlim erbabına en büyük önemi veriyorlardı. Zaten böyle bir kümelenme olunca dünyanın her yerine şöhret yayılıyor ve herkes oraya akın ediyordu.
Dünya bilim tarihine istikamet çizen çok sayıda bilim adamı yetiştirdik. Geçmişle övünmek yerine bugün neden böyle insanlar yetiştirmiyoruz sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Bilimi mahalle baskısından da kurtarıp olumlu bir zemine oturmamız gerekiyor. Koro halinde bir ezberi okutmak bir özgürlüğü ifade edebilir mi? Kimin hangi okula gideceğine, hangi eğitimi alacağına devlet karar verebilir mi? Bunları bilimle izah edebilir miyiz?
"CAZİBE MERKEZİ OLACAĞIZ"
Şu an dahi 1940'larda yaşayan o günlere takılıp kalmış akademisyenler var. Elbette bir çeşitlilik olarak, numune olarak onların da fikirlerine saygı duyacağız. Üniversite ve bilim dünyasının da hızla normalleşmesini sağlayacağız. Bizim gençlerimiz, bilim insanlarımız yurt dışına gitme ihtiyacı duymayacaklar. Gidenler süratle geri dönecekler. Bununla birlikte, bugün de dünyanın her yerinden öğrenci çektiğimiz gibi akedemisyenleri de cezbedecek ekonomi merkezi haline geliyoruz.
Bizler tüm bunları hamdolsun her geçen gün ekonomimiz güçlendikçe yapabilecek güçteyiz. Bunu yapabilecek irade ve güce sahibiz. Konya'yı İstanbul'u bugün yeniden bu topraklarda kurabiliriz.
"175 ÜNİVERSİTEMİZ VAR"
2002 sonunda göreve geldiğimizde bizim en fazla önem verdiğimiz konu eğitim öğretim olmuştur. O zamanlar 75 üniversitemiz vardı şimdi 175 üniversitemiz var ve üniversite olmayan ilimiz yok. Öreneğin Iğdır'daki Hakkari'deki bir genç üniversiteyi nerede okuyacağım demesin diye üniversiteyi onun ayağına götürdük.
"HEDEF YÜZDE 2"
Milli gelirin yüzde 2'sini ARGE'ye ayıracağız. Bir rekabet alanını meydana getireceğiz. Hamdolsun şimdiden yüzde 1'e geldik ama hedef yüzde 2. Niyetimiz tamamen burada özellikle kaliteyi yükseltmek.
"GİZLİ YAPI TUBİTAK'IN İÇİNDE BÜYÜDÜ"
Bir gizli yapı adeta bir ur gibi TUBİAK'ın içinde büyüdü. TUBİTAK kendi ülkesinin başbakanını, cumhurbaşkanını, genelkurmay başkanını, bakanlarını dinleyerek uluslararası istihbarat şirketlerine servis etti. Burada sadece ihanet yok burada çok ciddi bir ahlaksızlık da var. Bu sadece kendi ülkesine değil bilime de ihanet. Kendisine verilen imkanı başka amaçlar için kullanan bilim adamı bilim dünyasının yüz karasıdır. Türkiye Paralel yapı ile olan mücadelesini de kazanmıştır, kazanmaya devam edecektir.
"KENDİ UYDUMUZU ÜRETEBİLİR HALE GELDİK"
Artık kendi uydularını üretebilen bir ülke haline geldik. Amerika'ya önce müslümanlar ulaştı dediğimde kıyameti kopardılar. Bize ne yazık ki yalan söyleyen bir tarih öğrettiler. Bu konuda yazılan eserler ortada. Bize lazım olan taklit etmek değil, geçmişte olduğu gibi bu bereketli toprakların gereğini yapmaktır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.