Tolga Şardan

15 Temmuz darbe girişimi, uzun bir zamandır konuşulan TSK'daki FETÖ mensupları gerçeğini apaçık görmemizi sağladı.

Darbe girişiminin komuta merkezi Akıncı Üssü'nde o gece yaşananlar hala tüm netliğiyle ortaya çıkmış değil.

Darbe davası sanıklarının, o geceye ilişkin eylemlerini anlatmaları bir yana görüntülerini bile reddettikleri bir zemin söz konusu.

Mahkemelerin işi kolay değil.

Geçen hafta, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile önceki Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın Akıncı Üssü'ndeki kamera görüntüleri kamuoyuna yansıdı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar başta, bir çok üst rütbeli komutan o gece darbecilerce derdest edilerek Akıncı'ya götürülmüştü.

Önce tişört sonra üniforma

Hafta içinde ortaya çıkan yeni görüntüler, "o gece" ile ilgili yeni değerlendirmeleri beraberinde getirdi.

Görüntü ve ifadeler ortaya koyuyor ki karargahtaki makam odasında derdest edilen Org. Akar, saat 23.20 gibi Akıncı'ya kelepçesiz biçimde getirildi.

Darbeciler, Akar'ı ikna edeceklerine inanıyordu.

Darbe girişiminin başarılı olması halinde askeri birliklere gönderilecek uygulama talimatlarında adını bile yazmışlar, imza kısmını boş bırakmışlardı.

Umdukları gibi olmadı.

Akar, darbe girişiminden 3 gün sonraki savcılık ifadesinde, darbe girişiminin içinde yer aldığı iddia edilen Org. Akın Öztürk'ü, bekletildiği üs komutanının odasında "tişört ve pantolon" ile gördüğünü anlatmıştı.

Bu bilgiye karşılık Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal'ın derdest edilip Akıncı'ya getirilmesi sırasındaki kamera görüntülerinde resmi üniformasıyla görünüyor. Öztürk, ertesi Sabah saat 10.00 sıralarında başka bir kamerada yine üniformalı.

Öztürk'ün giydiği üniformayı üsteki darbeci komutanlardan aldığı değerlendiriliyor.

Görüntüler analiz ediliyor, kimin hangi sorumluluğu üstlendiği anlaşılmaya çalışılıyor.

TSK'da FETÖ operasyonları

15 Temmuz'un ardından darbe girişiminde yer alan askerlere yönelik operasyonlar yapıldı.

Darbeyi TSK içindeki FETÖ'cülerin planladığının ortaya çıkmasıyla birlikte, TSK yönetimi 17-25 Aralık sonrasında FETÖ'yle mücadelede yetersiz kaldığı gerekçesiyle zaman zaman eleştirildi.

Şimdi adliye ve kolluk güçleri, TSK'daki FETÖ'cülerin tespit edilmesiyle ilgili yeni bir aşamaya geçti. FETÖ'nün "Hususiler" olarak adlandırdığı "mahrem imamlar" yapısının gün ışığına çıkmasıyla birlikte, TSK'daki muvazzaf askerlere yönelik arka arkaya operasyonlar başlatıldı.

Hususilerin, yani mahrem imamların kontrolünde olan TSK mensuplarına yönelik ilk operasyon Tekirdağ ve Konya'da yapıldı. Ardından Ankara, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli ve İzmir gibi birçok kentte "TSK içinde barınan ancak 15 Temmuz'a karşın tespit edilememiş kripto ya da gizli FETÖ'cü askerler" gözaltına alındı.

Kiminin mahrem imamlarla bağlantıları var, kiminin kendileri dışındaki FETÖ mensuplarının arasındaki ByLock görüşmelerinde isimleri geçiyor.

Gözaltına alınan bir çok muvazzaf TSK personelinin mahrem imamlarla, jetonlu olarak bilinen telefon kulübelerinden ya da büfe, bakkal gibi işyerlerindeki kontörlü telefonlarla bağlantı kurdukları belirlendi.

15 Temmuz'dan sonra yayımlanan KHK'larla FETÖ'cülerin TSK'dan temizlendiği ifade ediliyordu.

Fakat görülüyor ki temizlik tam yapılmamış ve sürüyor. MİLLİYET