Ayhan, gelişmeleri Hürriyet’e şöyle değerlendirdi: “MHP’yi ve yöneticilerini hedef seçen karanlık organize suç çetesi, birbiri ile bağlantılı internet siteleri kurmuş. Bunu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da çok iyi biliyor. Buna rağmen TİB güya birini kapatıyor, ötekinden yayın yapılıyor. Oysa TİB istese 5 dakikada hepsini kapatıp, Anayasa ve yasaların yasakladığı özel hayat görüntülerinin yayınlanmasını ve bu çetenin amacına ulaşmasını önleyebilirdi. Müvekkilim Sayın Mehmet Ekici’nin özel hayatına ilişkin görüntülerin yayınlanmasını önlemek için mahkemeye başvurduğumda izleyen sayısı 300-500 kişi iken, TİB’in ağır davranması ve ancak akşam saatlerinde yayını kesene kadar yüzbinlerce kişi malum görüntüleri izledi. Savcılık ve TİB’in, burada görevini gereği gibi yapmadığı kanaatindeyiz. Yasadışı karanlık çetenin bir ahlaki kaygısının olacağını zaten düşünmüyoruz da, devletin ilgili yasal kurumları 6-7 yaşındaki bir çocuğun görüntüsünün, çıkar amaçlı istismar edilmesine nasıl göz yumarlar? Sigara ve dumanının görüntüsünü engelleyen devlet, küçük kız çocuğunun istismar edilmesini seyretti. Bu çok ciddi, örgütsel suçu ortaya çıkarmak ve hak ettikleri cezaları almalarını sağlamak, emniyetin, istihbaratın, savcıların ve mahkemelerin işi. Ama siyasi otoritenin en tepesindeki Sayın Başbakan, Anayasa ve yasaların suç saydığı özel hayat görüntüleri için, ‘Bu özel değil, genel genel’ derse, biz siyasi otoritenin emrindeki bürokratlara nasıl güveneceğiz? Sonuçta, onlar emir eri konumundalar. Devlet suçluları ortaya çıkarmazsa AİHM’ye gitmeye mecbur kalabiliriz. İnşallah, o noktaya gelmeyiz.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17869577.asp?gid=381