TEOG sınavında sorunlar katlanarak büyüyor!
Aktif Eğitimciler Sendikası TEOG sınavında soruların iptal edilmesini değerlendirdi. Yapılan çalıştayda TEOG'un daha sağlıklı yapılabilmesi için sorunlar masaya yatırıldı.
Ankara 13. İdare Mahkemesinin TEOG Sınavı ile ilgili vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı ile ilgili Aktif Eğitimciler Sendikası görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
SORUNLAR YUMAĞI KATLANANARAK BÜYÜYOR
2013-2014 eğitim öğretim yılı, eğitimin sorunlarını çözecek, eğitimi geliştirecek eğitim projelerinden ziyade eğitim sistemi üzerinde dar oligarşik bir kadronun yaptığı değişikliklerle kara bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Ve bu kara dönemde eğitim sitemini adeta delik deşik eden siyasi iradenin yanlış bir uygulaması da ortaöğretime geçiş sisteminde yaptığı alelacele sistem değişikliğidir.
İlk defa bu dönem uygulanan TEOG Sınavının öncesi ve sonrasının iyi planlanmamış olması neticesinde, sınavın uygulanması aşamasında ve sınav sonuçlarının ilanı ile birlikte sorunlar gün yüzüne çıkmıştır. Ankara 13. İdare Mahkemesinin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı ile birlikte sorunlar yumağı katlanarak büyümektedir. MEB sorunlar yumağında kaybolurken, sistemin vermiş olduğu zararlardan en çok etkilenenler veli, öğrenci ve tüm eğitim çalışanlarıdır.
Çocuklarının geleceği için her türlü fedakarlığı yapmış olmalarına rağmen, yaşanan belirsizlik nedeniyle çocuklarının durumunu net olarak görememeleri aileleri endişeye sevk ederken, hayatlarının baharında geleceklerini şekillendirmeye çalışan öğrencilerimizin sisteme olan inançları azalmakta ve bu durum onlarda motivasyon kaybına neden olmaktadır.
Eğitim sistemi adına yapılan değişikliklerden bütün bir toplumun etkilendiği hiçbir zaman unutulmamalı ve bütün paydaşların katılımıyla eğitim sisteminin sorunlarının çözülebileceği Bakanlık içerisindeki eğitimci olmayan dar oligarşik kadro tarafından kabul edilmelidir. Ve yapılan hatalardan en çok etkilenen öğrencilerin mağdur olmaması adına Bakanlık tarafından gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
TEOG Sınavına genel olarak baktığımızda, gelecek dönemlerde yaşanması muhtemel sorunların yaşanmaması adına Aktif Eğitimciler Sendikası olarak değişik çalışma grupları ile gerçekleştirdiğimiz çalıştaylar sonrası belirlenen görüş ve önerilerimiz aşağıda ifade edilmiştir.
EN FAZLA 34 KİŞİLİK SINIFLAR
• Yeni yerleştirme sisteminde kontenjanı doldurma hedefinin olması yıllardır yapılan değişikliklerle delik deşik olan eğitim sistemimiz açısından vahim bir durumu ortaya çıkaracaktır. Sınıf mevcutlarının 40’a çıkarılması ve kontenjanı doldurmak amacıyla düşük puanlı öğrencilerin okullara yerleştirilerek farklı zeka gruplarındaki öğrencilerin aynı ortamlarda eğitim görmelerinin önünün açılması öğrencilerin genel anlamda akademik başarısını düşürecektir.
Bu noktada Bakanlık kontenjanları doldurmak gibi bir endişe taşımadan ortalama aynı başarı düzeyine sahip ve en fazla 34 öğrenciden oluşan sınıflar oluşturmalıdır.
OKUL PUANI ÖĞRETMENE BASKIYA DÖNÜŞÜYOR
• Ortaöğretime yerleştirmelerde okul puanlarının % 30 oranında etkili olması günümüz şartlarında yerleştirmelerde olumsuz durumlar ortaya çıkmıştır. Yerleştirmede etkisi olan okul puanları sonrası, öğrencilerin puanlarının yükseltilmesi adına öğretmenlere yapılan baskı artmıştır.
TEOG YERLEŞTİRMEDE 3 TERCİH HAKKI VERİLMELİ
• Yerleştirmelerin tek seferde yapılması başarılı öğrencilerin istedikleri okullara gitmelerine engel olacaktır.
Yerleştirmelerin tek seferde yapılması yerine, birinci tercihten sonra iki tercih hakkı daha verilerek yerleşecek öğrencilere toplam 3 tercih hakkı verilmelidir. Bakanlığın bu üç tercihten sonra kalan boş kontenjanları doldurmak gibi bir problemi olmamalıdır.
Yerleştirmeyi kolay hale getirmek için özel okullara gidecek öğrencilerin ilk tercihte özel okullara tercih yapmaması daha uygun olacaktır. 2’ci yerleştirmelerden sonra özel okula gidecek öğrencilerin tercih yapması işlemleri daha da kolaylaştıracaktır.
TEOG SINAVININ MERKEZİ BİR ŞEKİLDE YAPILMASI SIKINTIYA YOL AÇIYOR
• Kamuda çalışan personelin atamalarında eğitim öğretim dönemi göz önünde bulundurulmaması yerleştirmelerde büyük bir belirsizliğe sebep olacaktır.
Bakanlık yetkilileri yerleştirmelerde diğer Bakanlıklarla koordineli çalışarak yerleştirme sürecini yürütecek adımlar atmalıdır.
• Ülkemizde bölgeler arasında eğitim ortamları açısından uçurumların varlığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Türkiye’nin başkentinde bile eğitim ücretli öğretmenler eliyle gerçekleşirken MEB kadrolarına gerekli öğretmen atamaları yapılmadan TEOG sınavının okullarda merkezi bir şekilde yapılması sıkıntılara sebep olmuştur.
Ankara’nın ilçelerinde 17 öğrencinin olduğu bir okul için 15 görevli öğretmen gönderilirken doğu illerinde il merkezine uzak okullarda öğretmen problemleri yaşanmıştır.
Bu noktada uzak yerleşim bölgelerindeki okullara öğretmenlerin görevlendirilmesinden ziyade öğrencilerin şehir merkezinde ki bir okulda sınava girmelerini sağlayıcı önlemler alınmalıdır. Kırsal bölgelerdeki öğrencilerin kendi okulunda sınava girmesi adına bir düzenleme yapmak adına onlarca öğretmenin az sayıda öğrencisi olan bir okula gönderilmesi öğrencilerin sınav stresini daha da artırmaktadır.
• Bu yıl ilk defa uygulanan TEOG sınavı sağlıklı yapılamamış ve Türkiye genelinde sınavın güvenliğinde yaşanan problemlerle ilgili çeşitli haberler kamuoyuna yansımıştır.
Güvenliğin polis marifetiyle yapılacağına inanan siyasi irade okullara sınav evraklarını saat 6:00 ‘da polis gözetiminde kurye ile sınav merkezlerine göndermekte ve kuryenin getirdiği sınav evrakları polis gözetiminde açılmaktadır. Ancak bu uygulama, öğretmenine güvenmeyen ve başlarına polis dikmek yoluyla öğretmenin itibarını sarsan bir anlayışı da gözler önüne sermektedir. Okullarda yıl boyunca yapılan sınavları kendi sınıflarında yapan öğretmenler yapılan merkezi sınavda güvenilmeyen devlet memuru konumunda düşürülmektedir.
Devlet yetkilileri yıl boyunca yapılan sınavları tek başına yapan öğretmenlerine güvenmeli ve merkezi sınavları her öğretmenin kendi sınıfında yapmasını sağlayacak sistemi oluşturmalıdır. Böylelikle öğrencilerde merkezi sınavlarda daha da artan ve azaltılması amaçlanan sınav stresi de azaltılmış olacaktır.
• Yazılı sınavların klasik olması ve yoruma dayalı olmasının öğrencinin kapasitesini daha iyi ölçtüğünün uzmanlar tarafından dillendirildiği bir ortamda TEOG sınavı test usulüne göre yapılmaktadır.
Bakanlık öğrencilerin bütün yönleri ile gelişimini ölçen sınavların yapılması adına gerekli çalışmaları yapmalıdır. Teknolojiyi her ortamda çok iyi kullanan ve Eğitimde Fatih Projesi ile her öğrenciye bir tablet verecek olan devletin elektronik ortamda öğrencilerin farklı yönlerini ölçebilecek sınavları planlaması uygun olacaktır. MEB sınavda soruların niteliği ve doğruluğunu da ayrıca kuracağı bir denetleme ekibi ile de kontrol altında tutmalıdır.
• Sınav süresince sınıfları gezen görevlilerin olması öğrencilerdeki motivasyonu azaltmakta ve sınav stresini artırmaktadır. Öğretmenlere olan güvensizlik nedeniyle sınav süresince yapılan denetimler ve kontroller görevli öğretmenler tarafında da olumsuz olarak karşılanmaktadır.
Öğrencilerin sınav kaygısından uzaklaşması gibi güzel bir düşünceyle ortaya çıkan MEB yetkilileri öğrencinin sınav stresinden olumsuz etkilenmesini ortadan kaldırmak için sınav süresince sınıfları dolaşan temsilcilerin ve denetçilerin sınıflara girip kontrolde bulunmasını yasaklamalıdır.
SADECE TEST USULÜ TEOG DOĞRU DEĞİL
• Yeni bir sistem algısını oluşturmak adına ortaöğretime yerleştirme sınavının isminin değiştirilmesi stresi ortadan kaldırmamış tam tersine daha da arttırmıştır. Yılda bir defa girilen SBS yerine iki dönem boyunca altı dersten toplam 12 sınavın yapılması öğrenci ve velilerdeki gelecek ve sınav kaygısını daha da artırmıştır.
• TEOG sınavında mazeretli olan ve daha sonra sınava giren öğrenciler başka okullarda sınava girdiler ve sınav stresini ortadan kaldırmak için öğrencilerin kendi okullarında sınava girme avantajlarından yararlanamadılar.
• TEOG sınavı çıkış noktasında yarı klasik, yarı test usulü yapılmasına karar verilmesine karşın sadece test usulü olarak uygulanmıştır. Hangi düşüncelerle yapıldığı pek anlaşılamayan sınav sorularının özellikle bazı derslerde çok kolay olması TEOG sınavında çalışmayan öğrencilerin bile bazı soruları kolaylıkla cevaplandırabilmelerine sağlamış ve öğrenciler arası başarı durumunun net olarak ölçülmesine engel olmuştur. Ölçme ve Değerlendirme yöntemlerinin dikkate alınmadığı bir uygulama ile karşı karşıya kalınmıştır.
• Sınav tarihlerinin dönem ortasında olması öğrencilerin okula olan motivasyonunu düşürmektedir. Sınavların bitmesi ile birlikte öğrenciler okuldaki derslerden uzaklaşmaktadır. Ortak sınavın 2. Dönem değil de 3. Sınavların ortak sınav olarak yapılması eğitim öğretim açısından önemlidir.
• Birinci dönem yapılan TEOG sınavında öğretim programının yaklaşık % 20’den sorumlu olan öğrencilerin, ikinci dönem yapılan TEOG sınavında öğretim programının % 80-90’larında sorumlu olması ve her iki sınavın da ortalamaya etki düzeyinin aynı olması çok mantıklı gözükmemektedir. Sınavların ortalamaya etkisi öğretim programları doğrultusunda düzenlenmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.