TEOG Sınavı Üzerine Değerlendirme
TEOG SINAVI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
Ülkemizde eğitim sistemimizin genel problemlerinin önemli bir ayağını sınav sistemi oluşturmaktadır. İnsan yetiştirme düzeni olan eğitim sistemimiz; planlı programlı olarak yasalarda tanımladığı insan modelini yetiştirmek için, yaklaşık bir milyona yakın personel istihdam ederek hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır.
Eğitim adına yapılan tüm çalışmalar amaçlı/planlı yapıldığı için her sektörde olduğu gibi başarıya ne derece ulaşıldığının belirlenmesi gerekir. Eğitim faaliyetleri ders(branş) ve sınıf bazında her aşamada öğretim programlarında belirtilen hedef ve kazanımlar çerçevesinde yapılır; hedef/ kazanımlara ne derece ulaşıldığı yine programların öngördüğü ölçme ve değerlendirme tekniklerine göre yapılır.
Temel eğitimin(İlkokul/Ortaokul) bir amacı da, çocukların ilgi istidat ve yetenekleri doğrultusunda bir üst öğrenime yerleşmelerini sağlamaktır. Hadisenin en kritik noktası da burasıdır. Nasıl yapalım da çocuklarımızı iyi, kabul görmüş, gelecek vadeden bir üst öğrenime gönderelim? Buradaki bahis konusu olan genel eğitim tartışmalarını bir kenara bırakarak, özelde hep sıcak gündemde olan sınav meselesine kısaca değinelim. Hata yapa yapa doğru bulunur ilkesinin bir gerçekliği olsa da, işin içinde insan(çocuklarımız) olunca hata yapmanın acı sonuçlarını toplum olarak görmekteyiz. Üstelik halen, bir doğruya ulaşıp ulaşamadığımıza karar veremiyoruz.
Bakanlığımız 2004 yılında program felsefesini değiştirerek yapılandırmacı öğrenme modeline geçerek ciddi bir reforma imza atmıştı. Programın getirileri arasında eğitim ile ilgili bir çok şeyin olması yanında, dershanelere talebin azalacağı önermesi de vardı. Ancak daha programın ilk beş yılı devretmeden SBS gündeme geldi. SBS uygulaması, aslında yeni programa ket vuran bir uygulamaydı.
Yeni dönemde sayın bakanımız oluşan sistemsel ve program ile ilgili sorunlara çözüm bulabilmek için, bir önceki döneme ait, özelliklede öğrencilerin öğrenmeye yönelik olumsuz tutumları ve gelişimlerine problem oluşturan uygulamaları azaltmak ve sağlıklı bir ortaöğretime geçişi sağlamak amacıyla yeni bir sınav uygulamasını uygulamaya koydu: “Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi”
Bakanlığımız bu sistemle; eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılmayı, programın ülke genelinde eş zamanlı uygulamasını, sınav kaygısının sürece yayarak azaltılmasını, okul dışı eğitim kurumlarına olan ihtiyacı azaltmayı, böylelikle öğretmen performansını arttırmayı, öğrenci başarı değerlendirmesini sürece yaymayı amaçlamaktadır. Önceki dönemlere ait problemlerin azaltılması noktasında, bir başlangıç olması açısından güzel bir uygulama olduğunu ifade etmek gerekir.
Belirlenen amaçların doğruluğu konusunda bir problem görülmemektedir. Her uygulama başlangıçta, bir önceki uygulamanın hatalarını telafi etmek üzere geliştirilir ve uygulamaya konulur. Fakat, yeni uygulamaların uygulama sürecinde hesapta olmayan belki de öngörülemeyen sorunlar gündeme gelmektedir. Yeni uygulamada amaca gerçekten ulaşmak için, süreçte oluşan sorunlarında değerlendirilmeye alınması gerekir.
1-28-29 Kasım 2013 tarihinde yapılan TEOG sınavında, sınavın sağlıklı geçmesi için ileri düzeyde yapılan güvenlik tedbirleri sınavın atmosferini olumsuz etkilemiştir. Güvenliğin sağlanması işinin kolluk görevlilerine verilmesi ve kolluk görevlilerinin sınavı sıkı takip etmeleri görüntüde pek olumlu kanaat oluşturmadı. (Sınavla ilgili şaibelere yönelik önlem alma işi, eğitim faaliyetinin genel doğasını bozmamalı)
2-Eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılmak önemli bir amaç olup, bu hususla ilgili yapılan çalışmaların ve karar süreçlerinin bir paydaşı da okul personeli olmalı. Gerekli bilgilendirme ve geliştirme çalışmaları planlanmalı. Özellikle öğretmenlerimizin bilgilendirilmesi önem arz etmektedir.
3- Programın ülke genelinde eş zamanlı uygulaması isabetli bir amaç olmakla birlikte, ülke genelinde homojen eğitim ortamları(öğretmen/yönetici, mekan, materyal vs.) olmadığı için pratikte pek mümkün olamamaktadır. Bu hususla ilgili ciddi eksiklikler mevcut.
4-TOEG sınavı, Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, TC İnkılap Tarihi, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini kapsayan bir sınavdır. Öğrenci başarısının değerlendirilmesinde temel ölçünün bu dersler alınması durumunda, diğer beceri derslerinin önemi veya bu derslere ayrılan zamanın(talep ve anlam noktasında) azalacağı en azından önemsenmeyeceği gibi bir algının oluşması kaçınılmazdır. Oysa İlkokul/Ortaokulun amaçları salt akademik eğitim olmamasının yanında; öğrencilerden beklenen asıl kazanımların sosyal ve benlik gelişimleri olduğu unutulmamalıdır.
Soru türü ve niteliği ne olursa olsun merkezi sınavlar daha çok akademik becerilerin ölçülmesini sağlar. Bu problemin özellikle düşünülüp değerlendirilmesi gerekir.
5- Eğitimci gözüyle belki de en büyük amaç, sınav kaygısının sürece yayarak azaltılmasını sağlamak ile öğrenci başarısının süreç odaklı olarak değerlendirmektir. Eğitimci olarak bizi asıl ilgilendiren amaç elbette bu olmalıdır. Ancak, bakanlığımız bu sistemin sağlam zemine oturmasını sağlamak ve belki de sistemin önemini kavratmak amacıyla olağanın dışında tedbirleri ve uygulamaları gündeme getirdi. Okul Yöneticileri ve öğretmenler bu hususla ilgili epeyi gerilmiş durumdalar. Eğitim personelindeki gerilim elbette ve doğrudan öğrencilere yansımaktadır. Uygulanan yöntemin eğitimsel sakıncaları göz ardı edilirse, hedeflerden sapmalar gündeme gelebilir. Çocuklarımızın sınav kaygısını azaltalım derken bazen istenmeyen durumlar oluşabilmektedir.
Bakanlığımızın bu konularla ilgili gerekli çalışmaları yaparak, uygulamalardaki problemli alanlara yeni çözümler getirmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Özetle, “Her sınav, içinde kaygıyı barındırır” Eğitim ortamında sınav(değerlendirme) olağan bir süreç olarak görülmeli ve öğrenciyi sıkıntıya sokacak yöntemlerden kaçınılmalıdır. Vesselam…
Zafer ÖZER-Eğitimci
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.