Talip Geylan'dan Bakan Tekin'e: Mülakat, Adaletin Katilidir!
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yıllarca mülakat süreçlerinde çekirdek çitler gibi çatır çatır kul hakkı yenildiğini söyleyerek, mülakatın adaletin katili olduğunu bildirdi.
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yıllarca mülakat süreçlerinde çekirdek çitler gibi çatır çatır kul hakkı yenildiğini söyleyerek, mülakatın adaletin katili olduğunu bildirdi.
Mülakat konusunda endişelerini dile getirenlerin asla niyet okumadığını belirten Geylan, mülakat komisyonlarının teşkilinin önemine de dikkat çekti. "Geçmiş tecrübelerimiz gösteriyor ki, önemli kısmı referansla tayin edilmiş olan komisyon üyelerinin 'vicdanlarının mı' yoksa 'referanslarının mı' bu süreci tayin edeceği önemli bir kaygı unsurudur" diyen Geylan, süreci sahada yürütecek kadronun niyet ve yetkinliğinin iyi değerlendirilmesini istedi. Yıllarca sahayı domino eden, devletten başka dışarıdan yapılara ve anlayışlara sadakat gösteren ve hala etkinliğini sürdüren unsurların söz konusu olduğuna dikkat çeken Geylan, hal böyleyken söylem ve tasarruflarımızın sonuçlarını bir değil, bin kez hesap etmemiz gerektiğini ifade etti. Geylan inançlı her insanın tedirgin olması gereken tehlikenin "kul hakkı yemek" olduğunu bildirerek, "Vicdanlı olan bu vebalden korkmalıdır" diye konuştu.
Genel Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Mülakat konusunda endişelerini dile getirenler asla NİYET OKUMUYOR!
Bu ülkede kamu çalışanlarının ya da adayların mülakat tecrübesi büyük acılarla doludur.
Yıllarca mülakat süreçlerinde çekirdek çitler gibi çatır çatır KUL HAKKI YENDİ!
İşe alım, görevde yükselme ve yönetici atama mülakatları öncesinde adaylar, parti/sendika/vakıf/dernek merkezlerinde hizaya sokuldu, listeler havada uçuştu!
Bu çirkin gerçekliği yaşamış olan endişeli insanlarımızı, peşin peşin niyet okuyuculuğuyla itham etmek büyük haksızlıktır.
Bir diğer önemli husus da mülakat komisyonlarının teşkilidir. Daha önceki tecrübelerimiz gösteriyor ki, önemli kısmı referansla tayin edilmiş olan komisyon üyelerinin “vicdanlarının mı yoksa referanslarının mı” süreci tayin edeceği önemli bir kaygı unsurudur.
Nitekim geçmişte “MEB’de noter onaylı torpil listesi” gibi haberlere bile konu olan o kadar rezalete şahit olundu ki!
Bu bakımdan geçmişte yaşananlar, MEB tarihi için AYIPLI bir dönemdir.
Merkezi idare, iyi niyet ve hedeflerle masa başında kurguladığı planlamaların, sahaya yansımasını kestirebilmelidir. Süreci sahada yürütecek kadronun niyet ve yetkinliğini iyi değerlendirmelidir.
Yıllardır şahit olunmuştur ki, sahayı domino eden, devletten başka dışarıdan yapılara ve anlayışlara sadakat gösteren ve hala etkinliğini sürdüren unsurlar sözkonusudur.
Hal böyleyken, söylem ve tasarruflarımızın sonuçlarını bir değil bin kez hesap etmemiz gerekir.
Aksaklıklara daha temelden yaklaşmak daha doğru değil midir?
Öğretmen yetiştirme sürecini orta öğrenimden başlatır, eğitim fakültesi aşamasını da milli eğitimin programlarıyla tam uyumlu hale getirir ve öğretmen adaylarımızı daha eğitim sürecinde yeterince okullarla buluşturduğumuzda öğretmen yeterliliğine katkıda bulunmuş oluruz.
Bu gereklilikleri sağlamadan, 45 dakikalık mülakatlarda öğretmen adaylarımızın yetkinliğini ölçebilmemiz biraz fantezi gibi kalacaktır.
Velhasıl, inançlı her insanın tedirgin olması gereken tehlike KUL HAKKI YEMEKTİR!
Vicdanlı olan, bu vebalden korkmalıdır.
Son söz: Mülakat adaletin katilidir!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.