Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, son toplu sözleşmede her kurum ve kademedeki kamu görevlileri adına toplamda 213 kazanım elde ettiklerini ifade ederek, “Bu toplu sözleşme, şimdiye kadarki en dolu sözleşme oldu. Bunu tabii ki yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki süreçte, acil çözüm bekleyen sorunları gündeme taşımanın, eğitim çalışanlarının taleplerini yetkililere ileterek çözüm noktasında baskı oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Yeni kazanımlar için mücadelemiz hız kesmeden devam edecek” dedi.

Kırşehir Şubesi genişletilmiş il divan toplantısı öğretmenevinde yapıldı. Ahi Evran Üniversitesi Genel Sekreteri Rüştü Yeşil, rektör yardımcıları, Şube ve İlçe yönetimleri, işyeri temsilcileri, Kadınlar Komisyonu ile Genç Memur-Sen üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Şükrü Kolukısa, Türkiye’nin terör eylemleri ile kıskaca alınmaya çalışıldığını, belirterek, “İnsanımızı kıskaca almak için yapılan saldırılar var. Milletimizin irfani duruşu, bu terörist eylemleri de boşa çıkartacaktır. Kardeşlik yerine dövüşmeyi öğreten güçler, bir an olsun istediklerini almamış ve asla da almaya muktedir olamayacaklardır” şeklinde konuştu.

Yaptıkları sendikacılığın temelinde insanın refahı ve felahı olduğunu kaydeden Kolukısa, şöyle devam etti: “Bizler oluşturduğumuz birliktelikten, milletimiz için harcadığımız çabadan ve ortaya koyduğumuz duruştan asla vazgeçmeyeceğiz. Bölge farklılıklarından dolayı insanlarımız arasında fay hatları oluşturmak isteyenler de bizim duruşumuz karşısında geri adım atmak zorunda kalacak, emellerine asla ulaşamayacaklar. Bizler neyi amaç edinmişsek, o yönde de değerler üretiriz.”

Bir ideolojiye yaslanan değil,  alana yayılan bir teşkilatız

Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümü nedeniyle şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd eden Kolukısa, “Ahi Evran’ın şehri Kırşehir, Çanakkale’de koyun koyuna yatanların mirasına sahip çıkacak ve kardeşlik kazanacak, kalleşlik kaybedecektir. Çanakkale’deki bu sarsılmaz birlik ve beraberliğimizi yeniden ihdas edeceğiz. Medeniyet değerlerimizin özünü yeniden yakalama, yaşatma gayreti ve çabası içerisinde büyük hedeflerin peşinde olan bir sendikayız. Zira bu ülke yıllarca kendi değerlerine yabancılaştırılmanın ve ayrıştırılmanın muamelesine tabi tutuldu. Bizler ne kuruştan ne de duruşumuzdan taviz veririz. Yüce değerlerimizi, bu dünyanın cüce değerlerine heba eden bir anlayışımız asla olamaz. Türkiye bugün mazlum ve mağdur halklar için de mücadele ediyor. Yalnız bu tek başına olacak bir şey değil. Burada sivil toplum örgütlerine de ihtiyaç var. Bu konuda yakın zamana kadar pozitif bir algıya sahip olamadık. Türkiye’de sendikacılığın olumsuz bir geçmişi var. Sendikacılık deyince maalesef esnafın camıyla, kaldırım taşlarıyla gündeme gelen, mağdurun ve mazlumun yanında olamayıp, mağrurun, illegal örgütlerin ve siyasi partilerin ardına sığınan, terörize olaylara karışan bir hafızaya sahibiz. Bunun normalleşmesi zaman aldı, yapılan darbelerle sendikalar kapatıldı. Eğitim-Bir-Sen 1992’de kurulduğunda, sendikacılığın yasal bir zemini yoktu. Ancak 2001 yılında bu konu yasal zemine oturtulabildi, yani on beş yıllık bir süreçte gerçek manada sendikacılık yapabildik. Hem doğuda hem batıda olan tek sendika biziz. Sendikamız ideolojik veya bölgesel bir anlayışta olmamıştır. Bizim çabamız bir medeniyet sendikacılığıdır, bir davaya yaslanır, kültürden ve irfandan beslenir, temel anlayış olarak da hizmeti benimser. Bir ideoloji ile bir yerlere yaslanan değil, alana yayılan bir teşkilatız. Ürettiğimiz hizmetlerle üye kazanırız. Bizim insanımız evde farklı, devlet dairesinde farklı davranmayıp, kendi dini ve milli tercihlerini rahatça yaşayabildiğinde kendini olması gerektiği yerde buluyor. Bu manada sendikamız giderek büyüyor. Mücadelemizin değerini, ilk kurulduğun zamanlarda anlaşılmasa bile bugün bunu daha iyi anlayabiliyoruz. Kazanımlarımız avutucu ve aldatıcı olmamalıdır, daha yüksek değerlere ve hedeflere ulaşmak için imkânımızı iyi kullanacağız” ifadelerini kullandı.
 

En dolu toplu sözleşmeye imza attık

3. Dönem Toplu Sözleşme ile şimdiye kadarki en dolu ve beklentilere en yakın kazanımlara imza attıklarını söyleyen Kolukısa, “Fakat bunları yeterli görmüyoruz. Alandaki sorunları tespit ederek, bunları yetkililere ileterek, sorunların çözümü noktasında baskı oluşturarak, bu konuda çaba sarf ederek, mücadele ederek kazanımlarımıza yenilerini ekleyerek sendikal yolculuğumuza devam edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışacağız” diye konuştu.

“Yetkili sendika olduktan sonra ilk iş olarak, ‘masa değil, yasa sorunlu’ anlayışı ile Toplu Sözleşme Kanunu’nun çıkarılmasını sağlayarak işe başladık” diyen Kolukısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylece elimiz güçlenmiş oldu. Kamu görevlilerinin kazanımları hükûmet ve Uzlaştırma Kurulu üyelerinin insafına kalmış durumdayken, bu yasayla masadaki kazanımlar bir bir hayata geçmeye başladı. Son toplu sözleşmede her kurum ve kademedeki kamu görevlileri adına toplamda 213 kazanıma imza attık. Bu, şimdiye kadarki en dolu sözleşme oldu. Bunu tabii ki yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki süreçte, acil çözüm bekleyen sorunları gündeme taşımanın, eğitim çalışanlarının taleplerini yetkililere ileterek çözüm noktasında baskı oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Kurulduğumuzdan bu yana, özellikle yetkili sendika olduğumuz tarihten günümüze kadar geçen sürede onlarca sorunun çözümünü sağladık, kazanımlara imza attık. Yeni kazanımlar için mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz.”

Ucube yönetmelik sorunu çözülecek

Çözüm bekleyen meselelerin başında, güncelliğini yitirmiş ucube kılık ve kıyafet yönetmeliğinin bulunduğunu kaydeden Kolukısa, “Bu yönetmeliğe uyan da yok, bunu uygulayan da. Gerçek manada uygulansa kapıdan içeri gerecek kimse olmaz. Bazı yerlerde konuyla ilgili sıkıntı oldu ama bu sorun çözülecek. Siz öğrencinize serbest kıyafetle gelebilirsiniz diye güvenirken, onu eğitene ‘sen ne giyeceğine karar veremezsin’ demek büyük bir çelişkidir” dedi.

Şükrü Kolukısa, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılmasından yana olduklarını, ancak kamu görevlilerinin iş güvencesine dokundurtmayacaklarının, bu konuda kararlı olduklarının altını çizdi.

İLKSAN seçimlerini boykot ediyoruz

Nisan’da yapılacak olan İLKSAN seçimlerine de değinen Kolukısa, Türkiye’de ve dünyada artık örneği bulunmayan İLKSAN’ın uğratıldığı zararın her geçen gün arttığını, yönetilemez, fayda üretemez bir kuruma dönüştüğünü, idari ve mali içerikli raporlarla defalarca gözler önüne serdiklerini söyleyerek, zorunlu üyelik hükmüne dayalı olarak sandık üyesi yapılan eğitim çalışanlarının mevcut zararlarının daha da artmasını engellemeyi sorumlulukları arasında gördükleri için seçimlere katılmama kararı aldıklarını kaydetti. Kolukısa, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitim çalışanlarının haklarını, alın teriyle elde ettikleri kazançları koruma ve artırma mücadelesi veren yetkili sendika olarak, başta üyelerimiz olmak üzere tüm sandık üyelerini; haklarının iadesini sağlamak, daha fazla zarar etmelerini ve tüm mali haklarını bilinmez bir sürece sürüklenmesini engellemek, İLKSAN’ı sorumsuzca yönetenler üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla temsilcilik seçimlerinde oy kullanmamak suretiyle İLKSAN’ı boykot etmeye çağırıyoruz: Bu sefer ‘sandık’sız bir tercihte bulunalım, ‘sandığımıza’ sahip çıkalım.”

Cebeci: Faaliyetlerimiz aralıksız devam ediyor

Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şube Başkanı Oktay Cebeci ise, açılışta yaptığı konuşmada, hem nicelik hem de nitelik olarak, önemli çalışmalara imza attıklarını belirterek, şunları söyledi: “Eğitim komisyonumuz şehrimizin ve ülkemizin eğitim sorunlarına ciddi katkılar sağlayacak çabalar içerisindedir. Kitap okuma gruplarımız, yönetici üyelerimizin istişare buluşmaları, kadın üyelerimize yönelik aile içi seminerlerimiz gibi faaliyetlerimiz sene başından bu yana aralıksız devam etmektedir.”