Şükrü Kolukısa: Öğretmenlik meslek kanunu beklentileri karşılamalıdır!
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, öğretmenlik mesleğini bir kariyer meslek haline getirecek, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarını artırıp haklarını geliştirecek meslek kanununun, beklentileri karşılayacak şekilde biran önce...
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, öğretmenlik mesleğini bir kariyer meslek haline getirecek, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarını artırıp haklarını geliştirecek meslek kanununun, beklentileri karşılayacak şekilde biran önce çıkarılması gerektiğini söyledi.
Kolukısa, İstanbul 6 No’lu Şube’nin divan toplantısında üyelerle bir araya gelerek toplu sözleşme sürecine ve eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Eğitim-Bir-Sen olarak bugüne kadar gündeme aldıkları tüm sorunları er ya da geç çözüme kavuşturduklarını belirten Kolukısa, “Öğretmenlik mesleğini bir kariyer meslek haline getirecek, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarını artırıp haklarını geliştirecek bir meslek kanununa ihtiyaç vardır. Yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet ve liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için meslek kanunu biran önce çıkarılmalıdır. Bu süreç daha fazla uzatılmamalı ve öğretmenlerin beklentilerini karşılayan bir meslek kanunu biran önce çıkarılmalıdır”
Eğitim-Bir-Sen’i diğer sendikalardan ayıran en önemli özelliğin ‘bakış açısı’ olduğunu vurgulayan Kolukısa, “29 yıllık birikimimizle mücadelemize başladığımız günkü heyecanımızla yol almaya devam ediyoruz. Kamu görevlilerinin tamamını kucaklayan, tamamının sorunlarına kulak veren hizmet odaklı sendikacılık ortaya koyuyoruz. Bu yüzden kamuda görev yapan her birey için ayrı ayrı mücadele veriyoruz. Kitlelere, gruplara ya da dönemin konjonktürüne göre değil her zaman hakikate göre tavır belirleyen bir sendika olduk ve bundan sonra da bu anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Tüm kazanımlar gayret ve iradenin karşılığıdır
Emeğe adalet sözleşmesi hükmündeki 6. Dönem Toplu Sözleşme ile Eğitim, Öğretim ve Bilim hizmet kolunda 21 yeni kazanıma imza attıklarını anımsatan Kolukısa, şöyle konuştu:
“Maaş zamları ve toplu sözleşme ikramiyesi gibi genel kazanımların yanında birçok önemli sorunu çözüme kavuşturduk. Bu toplu sözleşmeyle, okul öncesi ve sınıf öğretmenlerine haftalık iki saat ek ders ücreti artışı, rehber öğretmenlerin ek ders ücretinin 3 saatten 5 saate çıkarılması, RAM’larda görev yapan özel eğitim öğretmenlerinin ek ders ücretinin haftada 15 saatten 18 saate çıkarılması, bünyesinde yatılı olan okullarımızda belletmen ücretlerinin artırılması, ilave olarak yöneticilerin aylık ders ücret sınırının 56 saatten 64 saate çıkarılması gibi birçok kazanıma imza attık. Bütün bu kazanımlar Eğitim-Bir-Sen teşkilatının ortaya koyduğu gayret ve iradenin bir karşılığıdır.”
Her sorunun çözüm süreci aynı değil
Toplu sözleşme süreçlerinden çıkarılabilecek en önemli sonucun, tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceği olduğunu belirten Kolukısa, “Kamuda görev alan herkesin sorunları için mücadelemiz elbette ki aynıdır. Ancak her sorunun çözüm süreci aynı değil. 3600 ek gösterge konusu gündeme geldiğinde artık hiç kimsenin ümidi olmadığı halde çalışmalarımızı sürdürdük. Hiçbir soruna ‘artık çözülmez’ şeklinde yaklaşarak mücadelemizi yarım bırakmadık. Bugün geldiğimiz noktada ise 3600 ek gösterge sorunu 2022 yılı içerisinde Memur-Sen ile oluşturulacak ortak heyetle çözüme kavuşturulacak. Bu da bizlere sorunların çözümü noktasında ısrarlı mücadelenin ve çözüleceğine olan inancın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Eğitimcilerin yükü biran önce hafifletilmelidir
Öğretmenlere dayatılan PCR testi uygulamasının devam ettiğini ancak okullarda salgının yayılımını artıracak asıl sorunlara ise çözüm getirilmediğini dile getiren Kolukısa, “Eğitim kurumlarındaki güvenlik ve temizlik personeli ihtiyacından kaynaklı sorunlar eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerin yükünü, salgın ortamında güvenli bir çalışa ortamının sağlanamaması da kaygılarını artırmaktadır. Eğitimcilerin bugüne kadar okullarda personel ihtiyacının ortaya çıkaracağı sorunların önüne geçmek için üstlenmek zorunda oldukları görevler ortaya koydukları fedakârlığın bir göstergesidir. Ancak bundan sonra okul yöneticileri ve öğretmenlerin salgını engellemek için verecekleri bireysel mücadele onların daha fazla yıpranmalarına sebebiyet verecektir. Bu durum ise eğitim-öğretimde verimliliğin düşmesi ihtimalini doğurmaktadır. Eğitimcilerin yükü biran önce hafifletilmeli ve okullardaki temizlik personeli ihtiyacı çözülmelidir. Her okulun ihtiyacı ayrı ayrı belirlenmeli ve okul bazlı bütçe uygulamasına geçilmelidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.