Şubatçılar 24 Kasım'da Ankara'da

Şubatçılar 24 Kasım'da Ankara'da

Şubatçılar 24 Kasım'da Ankara'da

Dün akşam facebooktaki şubatçılar grubuna düştü yolum. Şubatçılar,  şubat ayında ya da daha erken bir tarihte ek öğretmen ataması yapılması gerektiğini savunanların grubu. Kırk binin üzerinde üyesi olan bu grubun büyük çoğunluğunu ataması yapılmamış öğretmenler oluşturuyor.
Gruptaki herkesin ayrı bir derdi  ayrı bir hikayesi olsa da her hikayenin ortak bir sonucu var: ataması yapılmayan öğretmenlerin ve ailelerin hüznü… Kimisi 10 yıldır ders çalıştığını keç kez atanmanın sınırından döndüğünü, kimisi daha kolay atanabileceği bir bölümü yeniden okuduğunu, kimisi günlerce ağladığını, kimisi babasından para istemeye utandığını artık inşaatlarda çalışmaya başladığını kimisi ücretli öğretmenlik yaparak idare etmeye çalıştığını anlatıyor. Ücretli öğretmenlik yapan bazı öğretmenler yerine kadrolu bir öğretmen gelince  mecburen okuldan ayrılıyor ve başka işlerde çalışmaya başlıyor. Lokantalarda, konfeksiyonlarda, inşaatlarda daha birçok işte çalışmak zorunda kalıyor öğretmen adayları.
Binlerce öğretmen adayı sosyal medya aracılığıyla örgütlenip seslerini yetkili ve etkili kişilere duyurabilmenin gayreti içinde. Bunun için Hataydan Ankaraya yürüme planı da dahil çok çeşitli yollar deneniyor. Yapılan her eylemin her etkinliğin amacı ortak: 4+4+4 Eğitim sistemiyle ortaya çıkan öğretmen açığı sorununun ücretli öğretmenlikle giderilemeyeceği öğretmen adaylarının en çok üzerinde durdukları konu.
Ülkemizde atanmayı bekleyen öğretmenlerin sayısı 250 bini geçmiş durumda. Bu noktaya gelineceği belliydi. Şehrin ekonomisini canlandıracağı düşüncesiyle o şehrin siyasetçileri ve ileri gelenleri vasıtasıyla her şehre eğitim fakültesi, fen edebiyat fakültesi açıldı. Örneğin 10-15 yıl önce birçok üniversiteye  Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümleri açıldı. Yine birçok Beden Eğitimi Bölümü  200’er öğrenci aldı, yetmedi ikinci öğretimi açıldı. Hali hazırda yeni öğretmenlik bölümleri açılmaya devam ediyor. Anadolu insanı “burası Türkiye yarın ne olacağı belli olmaz” ümidiyle dişinden tırnağından artırdıklarıyla evlatlarını bu üniversitede okuttu. Üniversite öğrencileri oturdukları semtlerde en kötü evlerde kalmalarına rağmen en pahalı kirayı ödedi, öğrenciler sayesinde kafe ve lokanta sahipleri ihya oldu. Ancak gün geldi “yarın ne olacağı belli olmaz” ümidi; hayal kırıklığına, derin bir acıya dönüştü. Ve mesele gün geçtikçe kangrenleşiyor. Mesele öğretmen adaylarının daha çok KPSS’ye çalışmasıyla, farklı iş kollarında şansını denemeleriyle çözülebilecek bir mesele değil.
2023’ü hedefleyen 2071’den bahseden bir Türkiye’de her an her şey olmamalı. Olan ailelere olan gençlere  oluyor. Gözümüzü uzak hedeflere odaklamışken önümüzü de görmemiz gerekiyor. Aksi takdirde ayağımız her an takılabilir düşebiliriz.
 
  Ali ÖZDOĞAN
Şubatçılar Grubuna Katılmak için resmi tıklayınız
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.