Doç. Dr. Zehir, Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen, ''Küresel ısınma, su sorunları Türkiye ve Ortadoğu'ya yansımaları'' konulu konferansta, küresel ısınma ve suyun dünya için önemi hakkında bilgiler verdi. Küresel ısınmanın, son 10 yılda dünyada en fazla konuşulan konuların başında geldiğini ifade eden Zehir, şunları kaydetti:

''1860 yılından günümüze yapılan ölçümlerde, ortalama sıcaklığın 0.5 ile 0.8 derece arasında artığı görülüyor. Dünyadaki iklim değişikliğine neden olan küresel ısınma, ekvatordan kutuplara kadar her yerde hissedilmektedir. Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar görülürken, bazı bölgelerinde ise kuraklıklar görülecektir.''

Doç. Dr. Zehir, küresel ısınmanın negatif etkilerinin yanı sıra bazı ülkeler için pozitif etkilerinin de olabileceğine dikkat çekerek, ''Özellikle ABD, Rusya ve Kanada gibi kutup ülkeleri için küresel ısınma büyük bir fırsat olacak. Çünkü kutuplar, yer altı madenleri açısından çok zengin. Dolayısıyla gelecekte kutupların önemini şimdiden öngörmek mümkün'' diye konuştu. Küresel ısınmaya karşı tedbirlerin alınmasının önemine de değinen Doç. Dr. Zehir, standart ampul yerine tasarruflu ampul kullanımı, daha az araba kullanımı, daha az elektronik cihaz kullanımı, ambalajı fazla olan ürünlerin kullanımından kaçınmak gibi tedbirlerin alınabileceğini ifade etti.

Su sorunları

Doç. Dr. Zehir, Birleşmiş Milletler tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun 9.1 milyara ulaşmasının tahmin edildiğini belirterek, artan nüfusla birlikte suyun öneminin de daha fazla olacağını söyledi. Nüfus artışıyla beraber, suyun kalitesinin korunması noktasında da sıkıntı yaşandığına değinen Zehir, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Özellikle sanayileşmiş ülkelerde su, endüstri ve tarım çalışmalarında daha çok kullanılmaktadır. Kişi başına su miktarı, bin metreküpten az olan ülkeler su kıtlığı olan ülkelerdir. 3 bin metreküpten az olan ülkeler ise su yoksulu ülke statüsünde yer alır. Özellikle Ortadoğu ülkeleri, su kıtlığı yaşayan ülkeler arasındadır. Irak'ta kişi başına su miktarı 2 bin 110, Türkiye'de bin 683, Suriye'de bin 420, İsrail'de 350, Ürdün'de 250 ve Filistin'de ise 100 metreküptür. Su bakımından zenginliğin ölçütü ise kişi başına yıllık 10 bin metreküptür.''

Zehir son olarak, sınır aşan sularla ilgili en önemli çözüm önerisinin ise Birleşmiş Milletler'in 1997 yılındaki tasarısı olduğunu ve söz konusu tasarının oylamasına katılan 133 ülkenin, 103'ünün evet oyu kullandığını kaydetti.

cumhuriyet