Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin İsyanı
'Şuan itibariyle Atanamayan 18.080 ve 2012 Mezunlarıyla Beraber Sayıları 23 Bini Aşacak Olan Sosyal Bilgiler Öğretmenleri Adına Sesleniyoruz Sizlere:'
'Açılış Geçmişi Pek de Eskiye Dayanmayan Bu Bölüme Bakıldığında:
2011’deki İlk Atamalarda Sadece 245 Kişi Atandı.
Şuan İtibariyle Boştaki Öğretmen Sayısı Bakımından İlk Sırada.
Her Sene En çok Mezun veren Bölümler Arasında İlk Sıralarda.
Buna Rağmen Üniversiteye Öğrenci Alımı Bakımından Yine İlk Sıralarda.
Bu Veriler Analiz Edildiğinde Önemsizleştiren Bir Bölüm Görmekteyiz.
Oysa Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, İçerisinde Barındırdığı Birikim Olarak Tüm Branşlar İçerisinde En Önemli Bölümdür. Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinin Özü, Adından da Anlaşılacağı Üzere, Çeşitli Pozitif ve Sosyal Bilimlerden (Tarih, Coğrafya, Vatandaşlık, Türkçe..vb gibi) parça parça alarak Oluşmuş ve Bu Sosyal Bilgileri Öğrencilere Kavratarak, Günlük Yaşamda Karşılaşacakları problemlerin Çözümü Noktasında Kullanabilecekleri ve Yararlanabilecekleri Pratik Bilgiler Haline Getirme Eğitimidir. Özetle, Bir Sosyal Bilgiler Öğretmeni Aynı Zamanda Bir Tarih Öğretmeni, Bir Coğrafya Öğretmeni, Bir Türkçe Öğretmeni Ve Bir Vatandaşlık Öğretmeni Demektir. Nitekim 6-7-8. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabının İçeri İncelendiğinde Ders Kitabının, Tarih, Coğrafya, Vatandaşlık ve Türkçe Ders Konuları Üzerine Yapılandırıldığı Görülecektir.
Peki, Bu Kadar Stratejik Öneme Sahip Bir Bölüm, Niçin Bu Kadar Değersizleştirildi? Aslında Çok Basit: PLANSIZLIK...!
Bugün Türkiye’nin En Stratejik Kenti Sorulduğunda şüphesiz akla gelebilecek ilk Yanıt İstanbul Olacaktır. Fakat gerekli önlemler alınmadığı için bugün İstanbul gibi Önemli bir Kent bile çarpık kentleşmenin eşiğinde...! İşte tedbirsizliğe bağlı olarak, Aynı Çarpıklık Maalesef Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinin de Değersizleşmesine yol açtı.
Hep Sorun Sorun Sorun mu? Hayır..! Sorunla Beraber Çözüm Önerilerimiz de Hazır:
1-
“Arabanın ön tekeri nereden geçerse arka tekeri de oradan geçer”
Öncelikle Üniversiteye Girişte Bu Bölüme “Binler” Alıp, Mezun Olduklarında Kpss Puan üstünlüğüne Göre “Yüzler” Atamak Sadece Buzdolabının Altından Çıkan Karıncaları Ezmeye Benzer. Bu Strateji Sorunu Çözme Değil, Üstünü Örtme İşidir. Kaldı ki, Buzdolabının Altına Eğilip, Oradaki Ekmek Kırıntılarını Temizlemedikçe Bu Karıncalar Çıkmaya Devam edecektir… Bu Anlamda Yapılması Gereken İlk iş, Madem Bu Bölümde Bu Kadar Atanamayan Mezun Var, O Zaman Üniversiteye Giriş İçin Sosyal Bilgiler Bölümünün Puanları Çok Yüksek Tutulmalıdır. Aksi Takdirde Bugün 18 bin açıkta mezunu Olan bu bölümün, Her yıl Ortalama 5 bin mezun verdiğini göz önüne alırsanız gelecek 4 yıl içerisinde muazzam rakamlara ulaşan işsizler ordusu görülecektir.
”Çürük Tahta Çivi Tutmaz” Derler. Bu Bağlamda, Mezun Olup İşsiz Kalacaklarına, İş İşten Geçmeden, Daha Bu Bölüme Adım Atmadan Genç Beyinler, Sayın Milli Eğitim Bakanımızın Dediği Gibi Kendi Yeteneklerine Göre Başka Alanlara Yönelirler… Olması Gereken de budur.
2-
“Ustanın Çekici Bin Altın”
İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Derslerine Sınıf Öğretmenleri Girmektedir. Müzik Dersine Matematik Öğretmeninin Girmesi Ne Kadar Abesle İştigalse Aynı Şekilde Bu Kadar Sosyal Bilgiler Öğretmeni Boştayken, Sosyal Bilgiler Dersine Sınıf Öğretmenlerinin Girmesi de o Kadar abesle iştigal. Sorunun En Önemli Parçası da Bu Aslında. Çünkü Sosyal Bilgiler Dersine Sınıf Öğretmenleri Girince, Sosyal Bilgiler Öğretmenlerine İhtiyaç Kalmıyor ve Bu da Atanma Sayımızı Büyük Ölçüde Düşürüyor.
Bizim branşımızın temelleri milli bilinç ve insan sevgisi üzerine kurulu, 4. ve 5. sınıfların yaş ortalamasını göz önünde bulundurduğunuz zaman “Ağaç yaşken eğilir” atasözünün belirttiği gibi Kişiliğin temelleri çocuklukta atılır. Sınıf Öğretmenlerimiz ne kadar yeterli olursa olsun, bizim 4 yıl boyunca üzerinde eğitim gördüğümüz branşın dersini, çocuklara kavratmakta yetersiz kalacakları aşikârdır. Hadis-i Şerifte Belirtildiği gibi “İşi, Ehline Bırakınız”
3-
Dile Kolay 15 Yıl Boyunca Okuduk. Biraz Kötü Bir Örnek Olacak Ama Bugün Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına Göre, Bir İnsanı Öldürürseniz Alacağınız Maksimum Ceza Ancak 15 Yıldır. Hem Kendi Hayatınızdan Vazgeçersiniz hem Karşı Tarafın Hayatını Alırsınız. Yani Şunu Demek İstiyoruz, Biz İki Ömürlük Okuduk...! Ve Bu İki Ömür Boyunca Bizim Görmediğimiz Ders, Okumadığımız Kitap, Girmediğimiz Sınav, Karşılaşmadığımız Zorluk Kalmadı.
Peki Niçindi? Atanamayıp Psikolojik bunalımlara girip intihar etmek için miydi tüm bu emekler? Atanma Umuduyla Üniversite eğitimini Sürdürmek için Aldığımız Krediyi Ödeyemeyip Haciz Yemek veya Hapse Düşmek İçin miydi Tüm Bu Çabalar? Bizleri Okutmak İçin Kendilerinden vazgeçen,
Tüm Umutlarını Bizlere Bağlayan Ve Her Fırsatta Bize Olan Güvenlerini Toplum Önünde Dile Getiren Ailelerimizi Utandırmak İçin miydi? Niçindi Siz Söyleyin?
Bakınız, Şuan İtibariyle 18 Bin Sosyal Bilgiler Öğretmeni Atama Bekliyor. Artı, Bu Sayıya 6 Ay Sonra Mezun Olacak 5 Bin Civarı Sosyal Bilgiler Öğretmenlerini de Dâhil Ederseniz Toplamda 23 Bin Civarı Sosyal Bilgiler Öğretmeniyle ve Aileleriyle Karşı Karşıyasınız Demektir.
”Rüzgâr esmeyince yaprak kıpırdamaz”
Biz Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Sizden Tek İsteği Şudur: Hafif Bir Rüzgar..
Bu Üst Üste Yığılmış ve 23 Bin Sayfalık Trajik bir Roman Haline dönüşmüş Alanımıza Yönelik Hafif bir Rüzgar..! Kpss Sınavında Branşımızın hak ettiği Değeri Kapsayacak, Astronomik Olmayan Fakat 2011 Kpss’sinde Olduğu gibi Branşımıza Hakaret(245 kadro) Niteliği de Taşımayan Mantıklı Bir Kadro Sayısı Talep ediyoruz…!
Sayın Yetkililer,
Sevgili Aydınlar,
Lütfen Sesimizi Duyun..!
Gazetelerin Üçüncü Sayfalarına, ‘İntihar Eden Falanca Öğretmen’ Olarak Konu Olmak İstemiyoruz Artık…!'
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.