SORU İÇİNDE SORU!
SORU İÇİNDE SORU!
Anne-Babalar çocuklarını ilk çocukluk dönemlerinde tekerlemeler ile oyalar avutur, Çocuk avutma denilince Hz.Ömer zamanında açlık ve yoksulluk çeken bir dul kadının açlıktan ağlayan çocuklarının sesini kesebilmek için kazanda taş kaynatma hikâyesi ve arkasından devrin Halifesi Hz. Ömer ile aralarında geçen diyalog anlatılır.
Ama artık avuntular ne kazanda taş kaynatma ile yapılıyor, ne de ortada Hz. Ömer var. Adı her Ömer olanın da adil olacağı gibi bir düşünce vehimden öteye geçmez. Umarız biz yanılırız. Hz. Ömer’in olmadığı yerde O’nun adaletinden bahsetmek ise laf-ı güzaftır. Bizler de çocuklarımızı avutacak bir tekerleme bulduk.
Bizler de şimdi çocuklarımızı böyle avutuyoruz.
Tren gelecek ve bizi atta götürecek…
14.09.2011 tarihinde MEB Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Yer Değiştirme Yönetmelik Taslağını yayınladı. Bu gün tam 31 gün oldu.
MEB taslağı İllere göndererek İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden görüş istedi. O gün bu gündür, bu yönetmelik taslağının asgari müşterek doğrular üzerinde bir karar verilerek son şeklinin verilip, kara treni bekleyen umutsuz yolcular gibi bekleyen taşra yöneticilerine:
*Buyurun işti size yönetmelik. Yer değişikliğini uyguluyoruz. Veya:
*Bu yıl geç kaldık, okullar açıldı, evler kiralandı, evini tutan tuttu, çocuklarının servise veren verdi, yakıtını alan aldı, kira kontratları yenilendi.
*Bu yıl olmadı ama 2012 yılının… Ayından itibaren uygulayacağız.
*Binlerce Müdürü, Müdür yardımcısı, Şube müdürü MEB ‘nın yapacağı bir açıklamayı beklemektedir.
*Bizim bakanlıktan o gün, bu gündür tık yok.
*Bu sessizlik pek hayra alamet değil ama…
*Beklenen kara tren gelecek midir?
*Gelmeyecek mi dir?
*Rötarlı mı gelecektir?
*Gelecek ise bu trene kimler binecek, kimler binemeyecektir?
*Kimler bekleyecektir?
*Bekleyenlerin bekleyişleri ne kadar sürecektir?
Bakanlığımız sessiz bir bekleyiş ile beklemeye devam ederken, konu ile ilgili en küçük bir bilgi kırıntısı bile alamamak insanlarda ciddi stres oluşturuyor.
*Yoksa Milli Eğitim Bakanlığı Taşra teşkilatını geçici görevli Müdür, Şube Müdürleri ile yönet(e)me(me)ye devam mı edecektir?
Duyumlara göre:
*Geçici görevlendirmeler devam edecek ve onlara da 652 sayılı KHK aykırı olarak ek ödeme verilecek ve denge tazminatlarına dokunulmayacak ise;
*MEB da kadrolu çalışan yöneticilerin suçu nedir?
*Kadrolu olarak çalışmak ne zamandır suç sayılmaktadır?
*Denge tazminatını bakanlığımız kadrolu çalışan ilçe müdürü, şube müdürü ve müdür yardımcılarına da verecek midir?
*Geçici çalışan İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin geçici görevlendirmelerini Bakanın iptal kararnamesine uymayarak araya hatırlı adamlarını koyarak görevlerine devam etmesi sürecek mi?
*Sürecek ise ne kadar sürecek?
*Taşra canı müdürcülük oynamak isteyen büyük çocukların oyun yerimidir?
*Bunların iş ve üretim, verimlilik analizleri yapılmış mıdır?
*Taşrada çalışan Müdürler daha ne kadar Maliye bürokratlarının insafına terke edilecektir?
*Bizim de yüce yaratıcıdan başka fani alemde de sahibimiz var mıdır?
*Varsa kimlerdir?
*Aynı binanın aynı koridorunda aynı işi yapan biri kadrolu diğeri geçici görevli müdür, şube müdürüne verdiğiniz ek ödeme rakamları –eğer doğru ise –nasıl izah edilecektir?
*Ek ödemeye dahi büyük-küçük şehir,merkez-taşra ayrımını sokan aklı evvel yönetici bizim bakanlıktan mı çıktı yoksa ağzına baktığınız maliye bürokratlarının arasından mı çıktı?
*Böylesine bir ayrım hangi akla hizmettir?
*Adalet eğer bu ise Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ZULÜM kelimesinin anlamı ne olarak açıklanacaktır.?
*Böyle bir mantık ile çalışma barışı nasıl sağlanacak?
*Bakanlık yetkilileri taşradaki yöneticilerinin karşısına nasıl çıkacak?
*Bu tabloyu hangi mazeretlerin arkasına sığınarak açıklayacak?
*** *** ***
Bizimki de laf olsun işte.Soru üstüne soru,soru içinde soru.
Üstad Necip Fazıl da böyle çıkmazlara girdiğinde sanırım o dizeleri döktürmüş:Hayatın girdaplarında boğulurken söylemiş bunları…
“ …Bir alem ki gökler boru içinde
Akıl olmazların zoru içinde
Üst üste sorular soru içinde.
Düşün mü?Konuş mu? Sus mu? Unut mu?
Buradan insan mı çıkar yoksa tabut mu?”
Şimdi kime ne diyelim? Kime kızalım?
Gökleri boru içine sokanlara mı?
Akılı olmazların zoruna sokanlara mı?
Üst üste sorular üstüne soru soranlara mı?
Son olarak artık TV dizilerinde sanırım HAYAT BİLGİSİ dizisinde geçen Ruhi karakterinin bir repliği ile bitirelim.
*1-Yukarıdaki soruların bir cevabı var mıdır?
*2-Bu soruların cevabı yoksa bizi kim bilgilendirecektir?
*3-Bütün bunlar bir çelişki midir?
*Çelişki değilse, adını siz koyar mı sınız?
MEHMET MAARİFOĞLU
Eğitim Yöneticisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.