ıpkı 4+4+4’te olduğu gibi bu düzenlemelerin de, ne olduğunu ve nasıl sonuçlar doğuracağını anlamak mümkün değil. Daha da vahimi, diploma notlarının standartilize edilmeden üniversiteye girişte direk etkili hale getirilmesi!
Bu konunun istismar edilebileceğine yönelik tepkilerin ardı arkası kesilmiyor. Ama nedense bu durum, ne MEB’in ne de ÖSYM’nin umurunda. Oysa okullardan çok ciddi istismar sinyalleri geliyor...
Not istismarına yönelik uygulamalara önceki yıllarda da fazlasıyla şahit olduk. Hatta sadece içinde bulunulan yıla ait notların değil, önceki yılların notlarının da değiştirildiği iddiaları gündemden hiç düşmedi.

Notlar nasıl yükseltildi?
MEB, özellikle İstanbul’da bu konuda ciddi incelemeler yaptı. Çok önemli bulgulara ulaştı. Ama üzerine gideceğine, nedense kapatmayı tercih etti.
Başta o eski dosyalar yeniden açılmadan ve bu konuda şeffaf ve adil bir sistem oluşturulmadan, bu konuda yapılacak sahtekârlıklar, her ne kadar münferit de olsa, MEB’i yıpratmaya devam edecektir.
Buna hiç kimsenin hakkı olmamalıdır...
 Konuya açıklık getirilmesi açısından isterseniz gelin bu konuda sık sık gelen istismar örneklerinden birine göz atalım:
“11. sınıfta okuyan bir öğrencim var. Üç hafta önce, bu  öğrencimiz, nakille başka bir okula gitti daha doğrusu gitmeye çalıştı, okul müdürü çocuğun nakil gitmesi halinde notlarını halledeceğini söylüyor ve öğrenci gidiyor.
Okul Müdürümüz, 24 Mayıs Perşembe günü öğretmenlerden habersiz e-okuldan, öğrencinin düşük olan 7-8 dersinin notlarını, çok yüksek sözlü notları ile yükseltiyor. Perşembe gününü seçmesi tesadüf değil tabi ki, e-okul üzerinden nakiller, sadece cuma günü yapılır.
Perşembe günü notları veriyor cuma günüde nakil gidince yazılan notları görmek mümkün değil, yani kendi adlarına not verilen öğretmenlerin bu notları görmesi mümkün değil.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymuyor sistemdeki bir hatadan dolayı öğrencinin nakli gerçekleşmiyor.
Cuma günü bir öğretmen kendisinin haberi olmadan not verildiğini öğreniyor ve sadece kendisinin olmadığı 7-8 öğretmen adına not verildiği ortaya çıkıyor.
Pazartesi koridorda öğrencilerin önünde bir öğretmenle okul müdürü arasında çok sert tartışma yaşanıyor.

Örterek adalet sağlanmaz
Bu olay il milli eğitim müdürlüğüne bildirilmesine rağmen okul müdürü elini kolunu sallaya sallaya gezmeye devam ediyor.
Hatta okul müdürü öğrencinin sınıfında derse giren öğretmenlerle bir toplantı yaparak öğretmenleri haksız çıkarıyor ve tehdit ediyor.
Birkaç gün öğrencinin sınıfına not girişi yapılamıyor, öğretmenler sorduğunda okul müdürü not girişlerini kilitlediğini ifade ediyor.
Lütfen Abbas Bey, bu konuyu incelerseniz çok sevinirim, Orta Öğretim Başarı Puanı için okul notlarının önemini çok iyi biliyorsunuz.
Bildiğim kadarıyla okul müdürünün yaptığı bu düzenleme, evrakta sahtecilik suçuna giriyor ama bizim müdürümüzün yaptıkları, bu suç kapsamına alınmıyor...”
 Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in böylesi konularda ne kadar hassas olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Hak, hukuk, adalet duygusu, bazen pedagojik yaptırımların da ötesine geçebiliyor.
Eminiz ki, yaşanan ya da yaşanacak not operasyonlarından, en fazla o rahatsızlık duyacaktır. Ve eminiz ki, bu konuda da, ciddi önlemler alınması için çoktan talimat vermiştir.
Karne notlarının verildiği şu günlerde, birkaç okulda gerçekleşecek olumsuz birkaç örnek bile, tüm eğitim camiasını rahatsız etmeye yetip de artacaktır.
Şimdi hiç kimse çıkıp da, notlar birkaç puan yükselse ne olacak demesin...
SBS, YGS ve LYS türü sınavlarda, bir puanda bile on binlerce aday yer değiştirebiliyor. Bu yüzden, gerekçesi ne olursa olsun, notlarda yapılacak ince ayarlar, milyonlarca öğrenci ve velinin kafasındaki sosyal adalet kavramının zedelenmesine yol açacaktır ki, buna da hiç kimse müsamaha etmemelidir. En başta da veliler!..
Özetin özeti: Çok iyi niyetli projeler bile bazen istismar edilebiliyor. Bu yüzden, eğitimin kutsal ve dokunulmaz objesi olan nota uzanacak eller uzak tutulmalıdır. Not eğitimin namusudur. Verirken de, kullanırken de, üzerinde oynanırken de bu hiç unutulmamalıdır...
 

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet