Sınıfta tek başına

Sınıfta tek başına

Beyoğlu'ndaki tarihi Zoğrafyon Rum Lisesi'nin mevcudu 42'ye kadar indi. Okul ekonomik sıkıntı içinde. 10'uncu sınıfa giden Petro ise koca sınıfta tek başına eğitim görüyor

Türkiye'nin en eski Rum okullarından Zoğrafyon Rum Lisesi, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Yeni eğitim-öğretim yılında sadece 5 öğrenci kaydedebilen İstanbul'daki tarihi lise, 42 mevcutla ayakta durmaya çalışıyor. Lisenin müdürü Yanni Demircioğlu ise "Ekonomik olarak da büyük zorluk içindeyiz. Böyle giderse birkaç yıl içinde kapıya kilit vururuz" diyor.

'RUM OLMAYANI DA ALALIM'
Beyoğlu'ndaki Zoğrafyon Lisesi, bu yıl 118'inci yılını kutluyor. Açılışı için 10 bin altın bağışlayan Hristaki Zoğrafos'un adını taşıyan okulun 6 katlı binası, ahşap merdivenleri ve mermer sütunlarıyla başlı başına bir tarihi eser. Beyoğlu Belediyesi'nin temizlik ve düzen için sunduğu Beyaz Bayrak ödülüne de sahip olan lise, Türkiye'deki 5 Rum okulundan biri. En parlak dönemini 730 öğrencisiyle 1961-62 yıllarında yaşamış. Öğrenci sayısının azalmasının en büyük nedeni ise sanıldığı gibi 1955 yılındaki 6-7 Eylül olayları değil. Asıl sıkıntı, 1974 Kıbrıs Harekâtı ile Türkiye'nin Yunan uyruklu vatandaşların oturma iznini yenilememesi üzerine baş göstermiş. Öğrenci sayısında yarı yarıya azalma olmuş. Okul, Rumlar'ın dışında öğrenci alamadığı için kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Kendisi de 1978'de Zoğrafyon Lisesi'nden mezun olan Yanni Demircioğlu, 18 yıldır müdürlük koltuğunda... Zoğrafyon Lisesi'nin bağlı olduğu kilise vakfından gelen bağışlarla ayakta durabildiğini dile getiren Rum müdür, "Türkiye'deki Rum nüfusu da yok denecek kadar az. Onlardan da sürekli para istemek çok güzel olmuyor. 50'nin altına düşen öğrenci sayısıyla hiç kimseyi bağış yapması için duygulandıramazsınız. Kritik eşik 50 öğrenciydi ve ilk kez bu yıl 42 öğrencimiz var" diyor. Zor şartlarda olmalarına karşın tiyatro, bale, piyano, spor dallarında birçok faaliyet gösterdiklerine dikkat çeken Demircioğlu, "Biz sadece bir okul değiliz. Az sayıdaki öğrencimize gerçek bir okul atmosferi yaratmaya çalışan bir kurumuz. Bu kadar emeğin yok olmasına göz yummak istemiyoruz" diye konuşuyor.

TEK BİR SINIF ARKADAŞI YOK
Kendilerini ancak Milli Eğitim Bakanlığı'ndan çıkacak bir genelge değişikliği kurtarabileceğini kaydeden Demircioğlu şöyle devam ediyor: "Buraya alacağımız öğrencinin anne veya babasından birinin Rum kökenli olması gerekiyor. Yaklaşık 1.5 yıl önce Ankara'ya bir başvuruda bulunduk. Okullarımıza yabancı uyruklu veya Rumca öğrenmek isteyen Türk öğrencilerin de girebilmesine imkân tanınmasını istedik. Ancak yanıt almadık. Hükümet azınlıklara ve cemaatlerimize yönelik birçok olumlu adım atıyor. Bu atmosferin içinde bir gelişme bekliyoruz. Bu mozaik yok olmasın." Öğrenci azlığı nedeniyle, teneffüslerde alışıldık görüntüyü görmek de imkânsız hale gelmiş. Koşturan öğrenciler yok ortada. Zil çalıyor ancak çıt çıkmıyor. Bu yıl okula yeni kayıt yaptıran öğrencilerin sınıfına giriyoruz. Gözüm, bir sınıfta tek başına ders gören öğrenciye ilişiyor. Ticaret sınıfındaki Petro Farasopulo, bu dersi alan başka öğrencinin olmadığını söylüyor. 10'uncu sınıfa giden Petro, "Tek başıma kalmak istemiyorum. Daha kalabalık olsak daha çok arkadaşım olurdu" diye dert yanıyor. Öğretmeni Georgia Parizyanos da "10 kişilik sınıfta uyum sağlama doğallık içinde gelişir ve bir rekabet ortamı olur. Burada ise öğrencimi kıyaslama fırsatım olmuyor" diyor. Türkiye'de 1830'larda 59 Rum okulu vardı. Bu sayı bugün 5'e inmiş durumda. En son Kadıköy'deki bir okul da öğrenci sayısı 5'e düştüğü için kapandı.

Sabah

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.