Türkiye’ye hakkettiği notu vermedikleri gerekçesiyle eleştirileren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Avrupalılar’ı da ayağa kaldırdı. Moody’s’in Portekiz’in kredi notunu 4 basamak birden düşürmesi sert eleştirilere neden oldu. Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso, Moody’s’in kararının, duruma yeni bir spekülatif katkı yaptığını belirtti. Hiçbir kredi derecelendirme kuruluşunun Avrupa merkezli olmamasının şaşkınlığını duyduğunu ifade eden Barroso, “Bu da bazı özel gelişmeler yaşandığında, piyasalarda bazı önyargılar olabileceğini gösteriyor” dedi.

Yaptıkları çılgınlık

Komisyon Sözcüsü Amadeu Altafaj da, sadece Moody’s’in kararının zamanlamasının kuşku uyandırıcı olmadığını, aynı zamanda tamamen varsayımsal bir senaryoya dayandığını belirterek, genel olarak da ajansların davranışlarının yerindeliği konusundaki kuşkuları artırdığını ifade etti.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Lambridinis de yaptığı açıklamada, kredi derecelendirme kuruluşlarının, borç krizi konusundaki davranışlarının “çılgınlık” olduğunu belirtti.

Lambridinis, söz konusu kuruluşların, zaten zor olan bir durumu daha da güçleştirdiğini belirterek, Moody’s’in Portekiz’in kredi notunu düşürmesinin, ekonomik reformların uygulanmasındaki başarısızlıktan kaynaklanmadığını dile getirdi.

Oligopol yıkılmalı

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble de kredi derecelendirme kuruluşlarının oligopolünün yıkılması gerektiğini belirtti. Schauble, Portekiz konusunda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının adımını anlayamadığına dikkat çekerek, bu hareketin diğerleri gibi sürpriz olduğunu ifade etti. Söz konusu kuruluşlarının etkisinin sınırlanması gerektiğini vurgulayan Schauble, “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının oligopolü yıkılmalı” dedi.

Dikte ettikleri fikirleri ile finansal piyasaları büyük oranda yönlendiren üç uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Standard and Poor’s (S&P) ve Fitch, bağımsız dış denetim sisteminde hakimiyet kurmakla eleştiriliyor.

Gazete Vatan