Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ev sahipliğinde "Eğitim 4.0" temasıyla Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde düzenlenen "EDUCCON 2018" eğitim konferansına katıldı.
Bu çağın, dijital, biyolojik ve fiziksel olarak bütünleştiği bir çağ olduğuna işaret eden Selçuk, şunları söyledi:
"Yani bir insanın içerisinde aynı zamanda bir dijital içeriğin çipler marifetiyle çalıştığı, aynı zamanda fiziksel içeriği insanın vücuduna entegre edildiği, damarlarında dolaştığı bir döneme doğru gidiyoruz. Bugün okul öncesi eğitime, ilkokula başlayan çocuklarımız, bu çağda iş hayatına atılacaklar, büyük bir ihtimalle işten atılacaklar. Çünkü robotların, makineleşmenin getirdiği bir yeni sistematikten de söz ediyoruz. Bu mesele gerçekten önemli. Marx'ın teori ve pratiğin buluşturulması hususunda özellikle vurguladığı 'praksis' kavramı belki bizim için bir yön verici olabilir. Praksis iki şeyi yani teori ve pratiği buluşturmanın çok da eylemsel açıklamasını içeriyor, kendi içerisinde. Bu mesele bizim için tarihsel bir problemdi aslında."
"Kuyu kazmazsak suyu bulamayız"
Selçuk, "Kelimelerde bir büyü de var son zamanlarda gördüğüm. Dikkatimiz çok dağılıyor. Parlayan nesneler sendromu diye bir sendrom var. Bu çağ, PNS çağı. Yani sürekli bir şey parlatılıyor, sürekli bir şey moda haline getiriliyor ve dikkatimiz dağılıyor. Oraya bakıyoruz, oraya bakıyoruz ve asla odaklanmamıza fırsat verilmiyor. Bu çocuklarda benim çok rahat gördüğüm ve telefon veya başka dijital araçlarla da PNS'nin giderek güçlendiği bir döneme doğru geliyoruz. Aslında bu mesele bir idealizmle de alakalıysa bizim küçük küçük çukurlar yerine kuyu kazmamız lazım yani derinleşmemiz, odaklanmamız lazım. Kuyu kazmazsak suyu bulamayız. O sebeple çocukları da böyle daldan dala birçok alanda çeşitli becerilere yönlendirmek yerine bir iki alanda derinlemesine çalıştırmak hususunu muhakkak suretle öne çıkartmak zorundayız." diye konuştu.
Kavramların büyüsünü dikkatle ele almak gerektiğini vurgulayan Selçuk, "big data" kavramını örnek göstererek bir uygarlık oluşturulacaksa big datanın enformasyona, enformasyonun da canlı bilgiye, ardından bilgeliğe giden bir ufka sahip olunmasının önemine dikkati çekti.
Yeni bir kuramlar kuşağına ihtiyaç olduğunu aktaran Selçuk, hali hazırdaki eğitim kuramlarının var olan hadiselerin anlaşılması hususunda son derece kısır olduğunu ve eğitim alanında 1800'lü yılların sonu ve 1900'lü yılların başındaki basit nedensellik kurgusuyla anlaşılmayan bir yere götürdüğünü söyledi.
"Eğitim çocuğu şimdiye uyandırmaktır"
Bakan Selçuk, çoklu nedensellik üzerinden yeni kuramlar kuşağına ve yeni bir felsefeye ihtiyaç olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Bunun bu topraklardan doğması gerekiyor çünkü ot kökü üzerinde biter. Eğer bu otu biz burada büyütmez, yeşertmezsek elimizde korumaya çalıştığımız tohumlar bizim için bir çözüm değil. Herkes kendi geleneğini, geçmişini, tohumunu korumaya çalışıyor ve biz eğitimi maalesef hep geçmişi üzerinden tartışıyoruz. Bizim eğitimle ilgili lafzımızı da yeniden belki dönüştürmemiz lazım. Çünkü eğitimin bu kadar gelecek vurgusuyla anılması da doğru değil. Eğitim, aslında çocuğu şimdiye uyandırmaktır. Elbette geleceği tasarlamaktır ama öncelikle çocuğu şimdiye uyandırmaktır. Eğer şimdi anlaşılmazsak ne geçmiş ne gelecek sağlıklı anlaşılır. Bu nedenle de bizim çocuklara yönelik çalışmalarımızı öncelikle kendimizle bağlantılı olarak ele almamız ve kendimize benzetmeye çalıştığımız çocukların yanlış bir bağlama götürüldüğünü anlamak lazım."