Yusuf Kaplan’ın, katıldığı bir programda Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk hakkında birtakım ithamlarda bulunduğu video medyaya düştü. Hemen her kesimden videoda geçen ifadelere tepkiler geldi.
Yusuf Kaplan konuşmasında şu ifadelere yer verdi ‘’Sadece şunu söyleyim. Getirildi bu arkadaş, yani bunları da burada söylemek çok şık olmayabilir ama bu arkadaş, Tayyip Bey’le pazarlık yaptı. İyi mi? Mustafa Bey bilir. Kim pazarlık yapabilir ya! Tayyip Bey’le kim pazarlık yapabilir! Pazarlık yaptı. Benim müfredatıma, yapacağım, uygulayacağım müfredatıma ve atayacağım kadrolara karışmayacaksın! dedi. Abi sen kimsin ya! Bulunmaz Hint kumaşı mısın?... Ve İlk golü attı. Bürokrasinin 10-15 senede zar zor, Yusuf Tekin’in bilirsiniz, Yusuf Tekin’in bi şekilde yetiştirdiği, sağdan soldan filan bizim 25-30 senelik, 50 senelik birikimimizin ürünü olan insanları, eğitim bürokrasisindeki insanların hepsini temizliyor şimdi. Yani, şimdi, ben gireceğim devreye mecburen. Saldıracağım. İlk defa Duman edeceğim. Ondan sonra şöyle bir sersemleyecek. Kendine gelir mi bilmiyorum. Hiç kimse de adama müdahale etmiyo tamam mı.’’
Şimdi bu ifadelerin tek cümlesi bile kabul edilebilir değil.
Aslında bu ifadelere en güzel cevap Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan'dan geldi: Boş laf!
Biz olayı 2 farklı yönden değerlendirmek istedik.
1. SAYIN BAKAN'A SALDIRMAK, ATAYAN İRADE OLAN SAYIN ERDOĞAN'A SALDIRMAKTIR!
Açıklanan ifadeleri Sayın Bakan'ın şahsında, kendisini o göreve getiren Sayın Cumhurbaşkanı'nı sorgulamaya yönelik bir söylem olarak görüyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı'na doğrudan ifade edilemeyen söylemler, Sayın Ziya Selçuk'un şahsında dile getirilmeye çalışılmaktadır.
Çünkü; Sayın Ziya Selçuk'u Milli Eğitim Bakanı olarak atayan irade Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesidir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamaları sadece Ziya Selçuk'a ait bir irade olmayıp, topyekün Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Hükümetin iradesi ve uygulamasıdır.
Yapılan atamalar, çıkartılan kanun ve yönetmelikler, uygulanan müfredat vb. tamamı bir bütündür.
2. GÜRÜLTÜ ÇIKARARAK BAZI DÜZENLEMELERİN ÖNÜNE GEÇMEK
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a hemen her kesimden neredeyse tam destek var. Göreve geldiği gündem itibaren her adımını ölçerek-tartarak atmıştır. Rastgele bir görevden alma durumuyla hiç karşılaşmadık.
Ayrıca bakanlığımızda sanki tepeden-tırnağa bir görev değişimi olmuş da ona mı tepki var?
Aslında ilk geldiği gündem itibaren Sayın Bakan en çok; bakanlık ve taşra teşkilatlarındaki liyakat esaslı atamaların yapılmadığı dönemlerdeki kadroların değişimi konusunda eleştirilmedi mi?
Ak Parti döneminde bir çok alanda kazanılan başarılara rağmen, aynı başarının eğitim konusunda gösterilemediği bizzat Sayın Erdoğan tarafından defalarca dile getirilmedi mi?
Bu durum ortada dururken geçmiş 15-20 yıllık kadroları övmenin bir anlamı olmadığını düşünüyoruz.
Burada esas amaç olarak görülüyor ki hedef; Sayın Bakan'ın önümüzdeki dönemde yapacağı - yapmayı düşündüğü bazı adımları engelleyeme yönelik bir "yaygara" koparmak. Bu yaygara karşısında Sayın Bakan'ın geri atması hedefleniyor.
Dolayısıyla bırakalım Sayın Ziya Selçuk eğitimin hemen her alanında sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübeyi kullansın...
Emre Yalçın - www.turkiyeegitim.com