Zekâ ve Yetenek Eğitiminde “Uzaktan Eğitim Yöntemi”
Günümüzde çocukları bilgisayar, tablet ve ya akıllı telefon gibi teknolojik aletlerden alıkoymak mümkün değildir. Her ailede bundan kaynaklı çatışmalar yaşanmakta ve sonuçta galip gelen yine çocuk olmaktadır.
O halde var olan bu gerçekliği tümden yasaklama, yok sayma, pes etme, boş verme yerine çocuğa yararlı hale getirmenin yollarını bulmamız gerekmektedir. Çocuğun bilgisayarın başında geçirdiği süreyi yararlı hale nasıl getirebiliriz. Günümüzde eğitimcilerin üzerinde durmaları ve çözüm bulmaları gereken en önemli konulardan biri budur.
Ailelerin en büyük korkusu ise, çocuklarda teknoloji bağımlılığının gelişmesi ve zihinsel gelişimlerinde tek yönlü uyarıcıların neden olduğu zihinsel gelişim problemleri, sosyal yaşamdan kopmaları, obezite vb gibi sağlık sorunların ortaya çıkabileceğidir.
Ancak başka bir yönüyle ele alındığında teknolojiyi kullanabilen bireylerin 21. Yüzyılın başarılı insanları arasında yer alabileceği de bir gerçektir. “Teknolojiden kaynaklı yaşanan sorunlar ve başarıya giden yolda teknoloji kullanımının önemli olduğu” paradoksu çok dikkatlice değerlendirilmeli, tümden teknolojiden uzaklaşmak yerine, teknolojinin gelişimsel yönde ve faydalı kullanımının sağlanarak sürecin yönetilmesi gerekmektedir. Yasaklamak yerine verimli kullanılmasının teşvik edilmesi, çocuğun bilgisayar oyunlarını sadece oynaması değil, taktik ve strateji geliştirebileceği oyunlar da üretebilmesi, yazılımını yapabilmesi, ya da teknoloji kullanımı ile geçirdiği zamanın zihinsel kapasitesine yaptığı yararların istendik şekilde planlanabilinmesi gibi birçok önlemler eğitimciler ve teknoloji alanı uzmanlarınca geliştirilmelidir. Ayrıca çocukların pedagojik ve gelişimsel süreçleri dikkate alınarak “gelişimsel teknoloji kullanmaları” da cazip hale getirilmelidir.
İşte tam da burada, toplumun eğitiminden sorumlu eğitimcilere, eğitim kurumlarına ve eğitim yöneticilerine büyük sorumluluk ve görev düşmektedir. Çevrede, ev ortamında ve okulda yaşanan, teknoloji ile eğitimi karşı karşıya getiren bu çelişkili duruma farklı çözüm yolları geliştirerek topluma ön açıcı yöntemler ve programlar sunmak ve çelişkilerine akılcı ve faydacı çözüm yolları göstermektir.
Bu kadar teknoloji ile içli dışlı olduğumuz dönemde, eğitim açısından hedef kitleye ulaşmak ve hedef kitleye ulaşmada daha kapsayıcı olabilmek için yine teknolojinin kazanımlarından yararlanmak gerekmektedir. Her şeye çok çabuk ulaşılabilen ve çok çabuk da tüketilebilen bir çağda eğitim sistemi de her bireye bir “tık” mesafede olmalıdır. Çağdaş yöntemler araştırılmalı ve geliştirilmelidir. İnternet, bilgisayar, tablet, akıllı telefon deyince, öyle uzun uzadıya düşünmeden ilk akla gelen en etkili yöntem “Yapılandırılmış Uzaktan Eğitimdir.”
Uzaktan Eğitim
Uzaktan eğitim, en temel tanımıyla, öğreten ile öğrenenin yüz yüze olmadan, fiziksel bir uzaklıkta olduğu halde yapılan eğitim ve öğrenimdir. Uzaktan eğitim, örgün eğitim içinde yer alamayanlara, yaş olarak eğitim dönemi dışına çıkmışlara ve ya engellilere, çalışanlara ve buna benzer her kesime ulaşmada inanılmaz yararları olan bir yöntem olarak, eğitim alanında kullanılmayı ve yaygınlaştırılmayı beklemektedir.
Uzaktan eğitimin, günümüz teknolojik imkânlarına uygun olarak tanımını ise şu şekilde yapılabilir. "Uzaktan eğitim uydu, video, ses, grafik, bilgisayar, çoklu ortam teknolojisi vb. gibi araçların yardımıyla, eğitimin uzaktaki öğrencilere ulaştırılmasıdır.”
1860’da Meclis-i Maarifi Umumiyenin “Halkın Eğitimi” anlayışıyla, halka açık derslerin aynı zamanda gazete aracılığıyla da verilmesi fikri, Uzaktan Eğitimin Türkiye’deki ilk uygulama fikri olarak sayılabilir. Bu ilk gelişmeden sonra, birçok ilerlemeler kaydedilmiştir. Günümüzde uzaktan eğitim faaliyetini yürüten okullar, üniversiteler bulunmaktadır. Ancak bu uygulamaların “uzaktan kayıt ve uzaktan sınav yöntemi mi” yoksa tam anlamıyla “uzaktan eğitim” yöntemi mi olduğu tartışma konusu olabilir.
Etkili bir uzaktan eğitim için yazılım ve donanım olmak üzere iki bileşenden bahsetmek mümkündür. Yazılım içeriği oluşturulurken, eğitim etkinliklerinin dijital ortama aktarılması, sanal laboratuarların, sanal sınıf ve ya sanal atölyelerin oluşturulması, ölçme değerlendirme, gözlem ve sınav yönteminin içerikte yer alması, ayrıca eğitim yönetiminin de uzaktan eğitim içeriğinde bulunması gerekmektedir. Donanım bileşeninde ise olması gereken, bir sunucu, internet ağ bağlantısı ve yedekleme diyerek bu alanı teknik uzmanlarına bırakmak isterim.
Zeka ve yetenek gelişiminde yararlanılacak bir yöntem olarak “uzaktan eğitim”
Yukarıda da ifade edildiği gibi, günümüzde çocuklar teknolojiyle iç içedir. Bundan eğitimciler olarak yararlanmalı ve eğitimsel hedeflere ulaşmada çokça kullanılan bu alanı faydaya dönüştürmelidir. Eğitimin temel amaçlarından biri öğrencilerin “İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır.” Bu amacı gerçekleştirebilecek yegâne yöntem ise, zekâ ve yetenek eğitimini, eğitim sistemimizin her alanında yaygınlaştırmaktır. Bunun için, belirli zamanlarda yüz yüze etkinlik çalışmalarının da planlandığı uzaktan eğitim yöntemi etkin olarak kullanılmalıdır.
Bunun yanında, örgün eğitim kurumlarında (okullarda) zekâ ve yetenek gelişimi faaliyetlerinin yapılmasının önünde herhangi bir engel olmadığı gibi mevzuat bu çalışmaları desteklemektedir. Eğer bu çalışmalar ve etkinlikler yapılmıyorsa ve bir ihmalden söz etmek istemiyorsak, ya yöntem bilinmemektedir, ya da bu alanda yeterince farkındalık sağlanamamıştır. Açıkça söylemek isterim ki; bu gün, okulunda, ilçesinde veya ilinde, zekâ ve yetenek konusunda farkındalık sağlayan ve bu yönde eğitim planlaması yapan eğitim yöneticileri, eğitimin niteliğini arttıran ve eğitimde fark yaratan liderler olarak anılacaklardır.
Uzaktan eğitim, zekâ ve yetenek eğitimin örgün eğitim dışında ve ya örgün eğitim içinde de kullanılabilecek önemli bir eğitim yöntemi olarak yaşantımıza girmelidir. Bu sayede eğitimin hedeflerine ulaşmak için yapılan yolculukta yol, çocuğun bilgisayarına, akıllı telefonuna ya da tabletine kadar uzanacaktır.
Yukarıda da ifade edildiği gibi, uzaktan eğitimde eğitimin içeriği sanal ortama yüklenmelidir. Zekâ ve yetenek gelişimi eğitiminin içeriği sanat ve bilim etkinlikleri olarak farklı farklı alt başlıklarda yapılandırılabilir. Sanat ve bilim etkinlikleri, sanal atölyeler, sanal laboratuar, sanal deneyler, bilgisayar oyunu tasarımları, stratejik ve taktik gerektiren analitik oyunlar, zekâ geliştiren bireysel ve grup oyunları, yazılım ve tasarım vb. gibi çoğaltılabilecek yapılandırılmış içerikten oluşabilir.
Bunların yanında çoklu zeka kuramında öngörülen; mantık ve matematiksel, uzamsal, sözel, müziksel ve ritmik, içsel ve kişiye dönük bir çok zeka alanları kullanılarak teknoloji kullanımı, çocuklar için daha ilgi çekici üretici ve yararlı hale getirilebilir. Bunun için de yine teknolojinin bize sağladığı imkânlardan yararlanarak yapılandırılan uzaktan eğitim yöntemi, öğrenciler için en cazip, en tercih edilen ve en sevilen bir yöntem olarak eğitim yaşantımızdaki yerini alacaktır.
Elbette bu kadar yaygın ve teknoloji yoğun olarak düşünülen bir eğitim yönteminin kurgulanmasında birçok ön hazırlık gerekmektedir. Sürekliliğin sağlanması da bir o kadar meşakkatlidir. Birçok sorunun da akıllara gelmesi gayet doğaldır. Ancak eğitim sistemimizin, teknolojiyi kullanmada öğrencilerinden geri kalmaması için ve onlara bu alanda doğru bir yol gösterebilmesi için bir adım önde ve kapsayıcı olması, yönlendirici olması gerekmektedir. Buradan eğitim yöneticilerimize ivedi ve asli bir görev düşmektedir.
Hüseyin Özkan
Eğitim Bilim Uzmanı, Eğitim Yöneticisi