YÖNETMELİKLER ve YÖNET-ME

YÖNETMELİKLER ve YÖNET-ME

 

Milli Eğitim Bakanlığı bütün taşları yerinden oynatmaya muktedir bakanlıkların başında gelir. Söylenilen her söz, yapılan her iş gündem oluşturur ve kitleleri etkiler. Dolayısı ile Bakanlığımızın en az 20 yıl uygulanacak programlar yapması, yasa ve yönetmelikler çıkarması gerekir. Hele hele paradigmalı değişiklikler yaptığında en ince ayrıntıları kılı kırk yararcasına göz önüne alması beklenir.

Eğitim zor iştir. Eğitimi yönetmek en zor iş. Benim düşünceme göre Sayın Bakanımızın eğitimi seven, gönülden yapan, tecrübeli, teknolojiden anlayan, taşrayı, okulları, öğretmen odalarını, sınıfları bilen, kariyer yapmış, mevzuattan haberdar, yöneticilere ve öğretmenlere yakınında ihtiyacı vardır. Örnek verecek olursak ; 652 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’ nin Bakanlık Müşavirleri Bölümü Madde 26 ‘daBakanlıkta, özel önem ve öncelik taşıyan konularda Bakana yardımcı olmak üzere otuz Bakanlık Müşaviri atanabilir.” Hükmü vardır. Bu müşavirlerin görevleri de Madde 27’ de “(1) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, sorumluluk alanlarıyla ilgili konularda aşağıdaki görevleri de yerine getirirler: a) Eğitim ve öğretime ilişkin hedef, politika ve standartlar belirlemek. b) Eğitim ve öğretimi etkileyen faktörleri tespit etmek, toplum ve sektör bazında ihtiyaç ve beklentileri karşılamak üzere araştırma ve geliştirme faaliyetleri yapmak.c) Öğrencilerin, plan ve programlarda tespit edilen amaçlar doğrultusunda yöneltme ve geliştirilmelerine ilişkin rehberlik çalışmaları yapmak.ç) Öğretim programları, ders kitapları, öğretmen kılavuz kitapları ile diğer ders araç ve gereçlerine yönelik araştırmalar yapmak, geliştirilmelerine katkı sağlayıcı çalışmalar yapmak ve ilgili birimlere sunmak.d) Özel eğitim, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerini yürütmek.e) Okul, ilçe, il ve ülke düzeyinde yapılan eğitim, öğretim ve yönetim hizmetleri ile ilgili ölçme ve değerlendirme sonuçlarını değerlendirmek.f) Eğitim ve öğretim sürecine diğer kurum, kuruluş ve bireylerin katılımını sağlamak.g) Eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere, eğitim bina ve tesisleri ile eğitim araç ve gereçlerinin planlanması, projelendirilmesi ve üretilmesinde ilgili birimlerle işbirliği yapmak.ğ) Eğitim ve öğretim kurumlarının öğretime açılması ve kapatılmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemek.”olarak verilmiştir.Özellikle a, ç ve e kısımları çok çok önemli görevlerden oluşuyor

Peki bileniniz var mı şu an kaç müşavir var ve ne işle meşguller? Ya da kaç üst düzey yönetici daha bir yılını doldurmadan görevinden alınıp yerine görevlendirme ile başka birileri getirildi? Ya da kaç okul yöneticisi, kaç şube müdürü ve milli eğitim müdürü, milli eğitim müdür yardımcısı asaleten çalışıyor? Taşımalı eğitimde yemek ve taşıma ihaleleri kaç yöneticinin başına çorap ördü ve gerçek sorunları neler? SBS, LYS, Açık öğretim ve benzeri sınavlarda görev alan öğretmenler neden kurye, polis ve hizmetliden düşük ücret alıyor? Kaç öğretmen ve yönetici meslekî yetersizlikten görevden alındı? Ya da ne kadar öğretmen ve yönetici ödüllendirildi? Doğru dürüst öğretmenlik mesleğini yapmayan ancak birtakım projelerle tribüne oynayan kaç öğretmene ve yöneticiye ödüller verildi? Bakanlığımız kaç personeliyle mahkemelik? Sorular artarak gidebilir ama şu bir gerçek ki Okullar Hayat Olsun Projesi ile okulları halka açan merkezi yönetim, kendini personeline ve kamuoyuna bir türlü açamadı.

Biz orta düzey yöneticileri olarak artık Bakanlığımızın uygulamalarının kalıcı olmasını ve işleri yürütürken sonucu kesin bilen birer uygulamacı olmayı istiyoruz. Çünkü ; “Olabilir, başka bir hak verilebilir, kesin değil, her an değişebilir v.b. “ söylemleri Bakanlığımıza ve Bakanlığımızı temsil eden bizlere olan güveni sarsmaktadır. Güven; çabuk kaybedilip zor kazanılan bir değer. Teknoloji çağında insanî ilişkiler zayıflarken milli eğitim camiasına duyulan güvenin deniz seviyesine gelmesi tüm sosyal paradigmaları olumsuz yönde harekete geçirebilir. Gelecek için en büyük korkum da bu.          

                                                                                  

                                                                                 Nuray KABAŞ

                                                                              Başkan Yardımcısı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri