Üniversitelere göz dağı verdi, onlar da öğrencilere yüklendi. Sonuç, Türkiye’deki üniversitelerde uygulanmayan katı kurallar, neden bize uygulanıyor yönünde giderek artan bir tepki…
Devam zorunluluğu konusunda, hem ülkemizdeki hem de KKTC’deki üniversitelerde ciddi anlamda kontrolsüzlük vardı.
Görünürde derse devam zorunlu ama devam eden yok gibiydi.
Bu buradaki üniversitelerde ben de çok yaşadım.
Ders verdiğim yıllarda, derse gelen öğrenci sayısı, ortalama 30’u geçmezken, sınava en 200 kişi girerdi.
Son sınıfa kadar böyle geldikleri için devamsızlıktan sınıfta bırakmak vicdan zor oluyordu, zaten bıraksanız da bütünleme de bir şekilde mezun oluyorlardı.
Şimdi görünen o ki, sınavlar dışında, hiç üniversiteye gitmeden diploma olma durumu yaygınlaştı ki, YÖK böylesi bir karar aldı.
Benzeri karar, Türkiye’de de uygulamaya konulursa hiç şaşırtıcı olmaz.
Aynı durumun İngilizce eğitim konusunda da yaşandığını geçenlerde dile getirmiştik.
Yani kağıt üzerinde İngilizce eğitim yaptığını iddia eden bir çok üniversitenin, derslerini Türkçe yaptığını bilmeyen yok.
Ki bunların en başında da YÖK geliyor!..
YÖK’ün bu kararı, Ada’da nasıl yankılanacak, devamında neler olacak, hep birlikte göreceğiz.
En azından bir geçiş dönemi tanıyabilir, kararı, gelecek yıldan itibaren uygulamaya koyabilirdi. Çünkü öğrencilerden gelen itirazların en önemli gerekçesi bu:
Bir anda bir karar alındı, yeni bir düzen kurmamız hem çok zor hem de çok pahalı!..
Çok Zor!
İşte o itirazlardan sadece birisi:
"X Üniversitesi Hukuk Fakültesi yarı burslu son sınıf ve son dönem öğrencisiyim.
Hatırlarsanız YÖK, 2015 yılında sene ortasında yani maçın ortasında “kalite arttırımı” söylemiyle kural değiştirip hukuka Türkiye içinde 150 bin baraj şartı getirmişti.
Ben o baraja takılıp KKTC’deki X Üniversitesi’ne yazıldım, başarılı bir sezon sonrasında XY Üniversitesi’ne yarı burslu olarak geçtim ve şu an son sınıftayım.
YÖK, bizden sonra bu barajı 190 bine çekti, demek ki kalite arttırımı için değilmiş, olan bizlere oldu ve bize yapılan haksızlığı kimse dillendirmedi.
YÖK, yine maçın ortasında kural değiştirip, KKTC’deki üniversitelerin hukuk fakültesine yüzde yetmiş devam zorunluluğu getirtti.
Ben, maddi durumumdan dolayı Ankara’da yaşayıp, çalışıp, okul ücretimi ödüyorum.
Sınav haftalarından bir hafta önce de KKTC’ye gidip sınavlarıma giriyorum.
Şu ana kadar alttan hiç ders bırakmadan başarılı bir şekilde dördüncü sınıfa kadar geldim ve mezuniyetine 3 ay kaldı.
Devreye yine YÖK girdi ve sene ortasında KKTC hukuk fakültelerine devam zorunluluğu getirtti.
Derslere giremezsek sınıfta kalacağız mezuniyetimize üç ay kala.
Ve Türkiye’de memur olup, çalışan, işçi, iş veren veya KKTC’nin pahalı olmasından Türkiye’den sınav haftaları giden binlerce hukuk öğrencisi var.
Hepimiz mağdur olduk.
YÖK ve Okul, bizi Şubat ayında kayıttan ve okul taksidimizi ödeyene kadar haberdar etmedi.
Çok mağduruz, sesimizi duyurur musunuz?
Türkiye’deki hukuk fakültelerinin çoğunda devam zorunluluğu yok; ama aynı şartlarla ve sınavla KKTC’de gittiğimiz hukuk fakültelerine YÖK aniden devam zorunluluğu getirtti ve derslere giremeyen sınıfta kalacak.
Şahsen benim KKTC’de yaşamaya maddi gücüm yok.
Kaldı ki çok pahalı.
Ulaşım yok. Enstruman kursu, dil kursu yok.
Okulumuzda doğru düzgün amfi bile yok, öğrenciler sığmıyor.
Kışın ortasında ha deyince nasıl yerleşelim yurt dışına?
Evler ve yurtlar çok pahalı. Kalacak yerimiz yok.
Dünya sıralamasında ilk 500’de bile bir tane Türk Üniversitesi yok; çünkü Türkiye’de ve KKTC’de gerçek bir üniversite yok.
Bu rezillik bile YÖK’ün kalitesiz ve zararlı bir kurum olduğunu kanıtlar.
Hasan Ali Yücel’den sonra Milli Eğitim Bakanlığı ve kuruluşundan itibaren YÖK, aldıkları bütün kararlarda Türk çocuğu zarar gördü.
Hele YÖK kurulduktan sonra Türk eğitim sistemi dibe vurdu. Milyonlarca gencimiz, onlar yüzünden bilgisiz ve niteliksiz yetişti, hala da yetişiyor.
Rahmetli Oktay Sinanoğlu haklıydı. Eğitimin kalitesi Ezbere dayalı, sınırlar koyarak, sürekli sistem değiştirerek, yama yaparak artmaz. Eğitimin kalitesi mantığa, pratiğe, ispata, araştırmaya, sorgulamaya, kritik düşünmeye ve çözümlemeye dayalı eğitim sistemiyle ve de eğlendirerek ve sosyalleştirerek öğreten okullar kurularak artar. Ne olur sesimizi duyurun. Şimdiden teşekkürler. Esenle kalın.
Her Şeyi Özetliyor?
Aslında öğrencimizin yazdıkları, her şeyi özetliyor.
Asıl sorgulanması gereken durum, YÖK'ün böylesi üniversitelere, nasıl öğrenime başlama izni verdiği olmalıdır.
Bu, bir anda ortaya çıkan bir gelişme değil yine öğrencimizin dile getirdiği gibi Türkiye'deki üniversitelerin pek çoğu da onlardan farklı değil.
Türkiye'de böyle, orada da böyle olsun diye devamsızlığı savunmak elbette mümkün değil.Yanlış, hiçbir zaman iyiye örnek olamaz. Ama maçın kuralları baştan belirlenmeli, ona göre hareket edilip edilmediği kontrol edilmeli, ondan sonra hesap sorulmalıydı.
Okul bitirmesine ramak kalmış öğrencilere, böylesi bir yükümlülük hatırlatılıyor ve dayatılıyorsa, üniversitelere de bu konuda bir yükümlülük getirilmelidir. Çünkü derse gelmeyen öğrencilerden, sanki derse geliyormuş gibi yıllardır yüklü paralar alanlar onlar.
Oldukça karmaşık bir durum ama Yekta Hoca'nın bu sorunu en adil çözüm getireceğine inanıyoruz..
kaynak: https://www.egitimajansi.com/abbas-guclu/yok-mu-hakli-yoksa-kktc-universiteleri-mi-kose-yazisi-1834y.html