YÖK, memurların görevde yükselmesine imkân veren yönetmeliği süresi içinde yayınlamazken, öğrencilerden Katlamalı Harç alınması için Üniversiteleri harekete geçiriyor. Memurun hakkını vermemek için büyük bir vurdumduymazlık içinde bulunan YÖK, öğrencilerden harç almada Azrail kesilmesi anlaşılır gibi değil. Ne yaman çelişki değil mi?
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Yapılan Değişiklikteki şube müdürlüklerine sözlü sınavı ile atamayı öngören madde ile yönetmeliğin bazı maddelerinin eşitliğe aykırı olması nedeniyle Danıştay Beşinci Dairesi 06.03.2014 tarihinde ilgili yönetmeliğin yürütmesini durdurmuştur. Bunun üzerine Genel Yönetmelikte, yürütmenin durdurulması kararları doğrultusunda değişiklikler yapılarak 23.07.2014 tarihli ve 29069 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Yayınlanan Genel Yönetmelik gereği; YÖK en geç 6 ay içinde Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğini değiştirerek yayınlaması gerekirdi.
Ancak aradan 6 ay geçmesine rağmen YÖK, ilgili yönetmeliği hala yayınlamadı. Daha önceki yönetmeliği de yedi buçuk ay sonra yayınlama zahmetinde bulunmuştu. Altı ayda iki satırlık değişikliği yapmayan ya da yapamayan bir kurumdan üniversitelerin sorunlarını sağlıklı bir şekilde çözümlemesi nasıl beklenebilir?
Resmen suç işlenmesine rağmen Devletin denetimle ilgili kurumları çalışmadığından YÖK’ün bu aymazlığı görmezlikten gelinmektedir. Yoksa YÖK'ün suç işleme imtiyazı mı bulunmaktadır? Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı yapılmadığından on binlerce idari personel özlük hakkı göz göre gasp edilmektedir.
Üniversite Rektörleri bunu fırsat bilerek akla hayale gelmez entrikalarla hak etmeyenleri önemli görevlere getirmektedir. Bu da üniversiteleri yaşanmaz konuma getirdi. Binlerce yetişmiş memur üniversitelerde yükselmelerinin önü kesildiğinden ve hakları gasp edildiğinden başka kurumlara geçti veya geçmeye çalışmaktadır.
Yönetmelik gereği üniversitelerde en geç iki yılda bir Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı yapılması gerektiği halde beş veya on yıldan beri bu sınavların yapılmadığı üniversiteler bulunmaktadır. Bunun sonucu binlerce üniversite mezunu memur hizmetli kadrosunda görev yapmak zorunda bırakıldı. Kimin umurunda?
Öde yandan 2011 yılında Torba Yasa ile kabul edilen ancak o dönemde öğrencilerin büyük tepkileri üzerine geri plana alınan Katlamalı Harç Sistemi 2015 yılında YÖK tarafından uygulanmaya başlandı.
Söz konusu uygulama ile ön lisans öğrencileri için 2. yıl, lisans öğrencileri için ise 4. yıldan sonra alınan her ders için EK ÖDEME alınması kararlaştırıldı.
Karara göre, birinci ve ikinci öğretimdeki öğrenciler bir dersi iki kez geçemediği takdirde o dersi alabilmesi için ilave öğrenim ücreti ödeyecektir. Katlanarak artması öngörülen ücret sisteminde, öğrenci bir dersi üçüncü kez alıyorsa yüzde 50, dördüncü kez alıyorsa yüzde 100, beş ve daha fazla alması durumunda yüzde 300 ilave öğrenim ücreti ödemekle yükümlüdür. Bu uygulama hakkaniyete dayalı bir uygulama değildir. Soygundan farkı bulunmamaktadır. Fakir fukaranın çocuklarının okumasının istenmediği anlamına gelmektedir.
Yığılmaları önlemek için makul oranda bir harcın alınması belki uygun görülebilir. Ancak bunun zulüm düzeyine çıkarılması ve ödemede bir esneklik tanınmaması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu harcı memur ve öğretmen çocukları ödeyemez. Ortalama 2400 TL maaş alan bir memur ve öğretmen çocuğu söz konusu harcı hangi parayla ödesin. Üstüne üstlük memur ve öğretmen çocuklarına yurt ve burs imkânı tanınmazken bu mucize nasıl gerçekleşecek?
Katlamalı Harçlarla ilgili öğrencilerden ve öğrenci velilerinden haklı olarak büyük tepkiler gelmeye başladı. Telefonla arayanların yanı sıra e-posta bombardımanı da devam ediyor. Sorunun daha iyi anlaşılabilmesi için gelen e-postalardan birini aktarmanın doğru olacağına inanıyorum. E-posta şöyle: “İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümü öğrencisiyim. Biz üniversite öğrencileri olarak YÖK'ün bize dayatmış olduğu ''katlamalı harç'' diye bir illet yüzünden mağdur durumdayız. 3 arkadaşım yüksek harç bedelleri yüzünden okulu bırakma kararı aldı. Şu an şahsım adına ödeyeceğim harç miktarı 2177 lira gibi bir rakamı buluyor. Bu sistem adil değil. Benim ve birçok arkadaşımın eğitim hakkı elimizden alınıyor. YÖK bu yasanın 2012-2013 öğrenim dönemi ve sonrasını kapsayacağını belirtmesine rağmen; 2010-2011 ve 2011-2012 girişliler de bu yasaya zorla dâhil edildik. Bu bir soygundur. YÖK, Hükümetin kaldırmış olduğu bazı harç bedellerinin acısını böyle çıkarma derdinde… Çok kısıtlı vaktimiz var. İki gün önce açıklanan katlamalı harç sistemi dâhilinde öğrenciler bir hafta içerisinde binlerce lira parayı anında bulamaz. Eğitim haklarından olurlar. Buna ben de dâhilim. 2 Şubata kadar vaktimiz var. Lütfen yardımcı olun. Bu konuda susmayacağınıza ve hakkımızı savunacağınıza inanıyorum. En azından şimdiki dönem için, dönem ortası uygulama kararını ertelenirse birçok öğrenci rahatlayacaktır”.
YÖK’e, hükümete ve muhalefete önemle duyurulur.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen
İstanbul İl Başkanı