YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Meclise, katsayının hiç olmamasını sağlayacak bir tasarı sunduklarını belirterek, “Katsayıyı tamamen kaldırmayı ve öğrenciler arasında tam bir eşitlik sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.
Üniversitelerde türban ve kılık kıyafet serbestisine de değinen Özcan, ''Şimdi üniversitelerimizin neredeyse tamamında mesele halledilmiştir. 30-35 civarında hocamızın hala buna karşı duruşu var, onları yakından takip ediyoruz. Yakında bu meselede hallolmuş olacak'' diye konuştu.
Özcan, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi akademik yılı ile Uluslararası Mehmet Akif Milli Birlik ve Bütünlük Sempozyumunun açılış töreninde yaptığı konuşmada, yeni akademik yılın bu üniversite ve Türkiye'deki diğer üniversiteler için hayırlı olmasını diledi.
Görevleri süresince yaptıkları çalışmalara işaret eden Özcan, “İcraata başladığımız ilk zamanlarda yükseköğretimin en acil problemi kontenjanlar ve üniversite sayılarıydı. Kontenjanlarımız, liseden mezun olan öğrencilerimizin üniversiteye girmesine maalesef el vermiyordu. İlk olarak kontenjanları artırdık. Dört kişiden biri girerken üniversiteye dört yıl önce, iki öğrenciden birinin girmesine zemin hazırladık” diye konuştu.
ÜNİVERSİTE SAYISI 70'DEN 165'E ÇIKTI
Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin katkılarıyla üniversite sayılarının artırıldığını vurgulayarak, dört yıl önce yaklaşık 70 olan üniversite sayısının bugün 165'e ulaştığını aktardı.
Üniversite sayısının artmasıyla kontenjan konusunun halledildiğini ifade eden Özcan, “Ancak hala üniversite öğretim üyesi bulmak gibi ciddi bir sorunumuz var” dedi.
'30-35 HOCA KALDI'
Özcan, kendilerinden önce katsayı konusunda öğrenciler arasında korkunç bir eşitsizlik olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
“Yaptığımız çalışmalarla herkesin kolaylıkla geçebileceği bir katsayı farkı üzerinde anlaştık. Meclise, katsayının hiç olmamasını sağlayacak bir tasarı sunduk. Katsayıyı tamamen kaldırmayı ve öğrenciler arasında tam bir eşitlik sağlamayı amaçlıyoruz. Kamuoyunda takdir toplayan bir başka icraatımız, başörtüsü ve kılık-kıyafet serbestisiyle alakalıydı. Bunu, üniversite özerkliğinin bir şartı olarak gördük ve yapılan uygulamayı hiçbir zaman tasvip etmedik. Şimdi üniversitelerimizin neredeyse tamamında mesele halledilmiştir. 30-35 civarında hocamızın hala buna karşı duruşu var, onları yakından takip ediyoruz. Yakında bu mesele de hallolmuş olacak.”
'SON 4 YILDA YABANCI ÖĞRENCİ SAYISI ARTTI'
Türkiye'ye daha fazla yabancı öğrenci çekmek istediklerini dile getiren Özcan, “Son 4 yılda yabancı öğrenci sayısı 16 binden 26 bine çıkmıştır. Ancak bunu yeterli görmüyoruz, çünkü bizim dışarı yolladığımız öğrenci sayısı 50 bindir. Hiç olmazsa gidenle gelen öğrenci sayısını eşitlemeyi, daha sonra da bunu katlayarak devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bu, vakıf üniversiteleri için hayati öneme sahiptir” diye konuştu.
Özcan, bunun, YÖK'ün rekabete açılması ve ne kadar iyi olduklarının görülmesi için de son derece gerekli olduğunu vurgulayarak, “Bunu yapabilmek için ciddi bir yapısal değişiklik yaptık, YÖS'ü kaldırdık. Bu sınav, yabancı öğrencilere sanki 'gelmeyin' demekle eşit bir uygulamaydı” ifadesini kullandı.
Türk üniversitelerinin yabancı üniversitelere entegrasyonunu daha iyi yapabilmek için “Mevlana” isimli bir değişim programı ortaya koyduklarını anlatan Özcan, “Sayın Başbakanımızdan ricamız, ziyaret ettikleri yabancı ülkelerde bundan bahsedip, oradaki üniversitelerin Türk üniversiteleriyle anlaşma yapmalarını sağlamak ve bu sayede öğrenci ve öğretim üyesi değişimini başlatmaktır. Bunun bütün mali külfeti YÖK'ün üzerindedir” şeklinde konuştu.
Özcan, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programından (ÖYP) da bahsederek, “Sayın Başbakanımız, bize verdikleri 5 bin kadronun yanında bu amaç için ilave 3 bin 500 kadro vermektedirler. Ülkemizin ihtiyaçları göz önüne alındığında, ki 20 bin öğretim üyesine ihtiyacımız var bugün itibariyle, ÖYP projemiz can simidi niteliğindedir” şeklinde konuştu.
Yabancı dil konusunda Türkiye'de milletçe fazla bir bilgi ve birikimin olmadığından duyduğu üzüntüyü dile getiren Özcan, bu konuda yaptıkları çalışmaları anlattı.
Özcan, ulusal öğrenci konseylerine önem verdiklerini aktararak, şöyle devam etti:
“Öğrencilerimizle olan ilişkilerimizi onların kanalıyla yapmak istiyoruz. Bu anlamda kendilerine YÖK'te bir oda ve büyük bir salon tahsis ettik. O salonda bizimle daha yakından çalışma imkanı buluyorlar. Böylece, öğrencileri temsil ettiğini iddia eden marjinal grupların biraz daha etkisini azaltmak niyetindeyiz.”
Tüm öğretim elemanlarını, yabancı lisanlarını cilalamak ve dışarıdaki bilim adamlarıyla network kurmak amacıyla yurt dışına yolladıklarını anlatan Özcan, “Bazı üniversitelerin bundan haberi yok. YÖK'te böyle bir imkan var, lütfen herkes bundan yararlansın. Bu programın bütün finansmanı YÖK tarafından karşılanmaktadır” diye konuştu.
Özcan, bilimsel yayınlar konusuna da işaret ederek, “Bilimsel yayınlar, bizi memnun eden ama henüz ülkemize çok yarar sağlamayan bir noktada olan bir mesele. Bilimsel yayınlarda Avrupa'da yedinciyiz, bilimsel yayın artış hızında da dünyada üçüncüyüz. Ancak bu yayınlardan patent çıkarmada çok geri kalıyoruz. Üniversitelerin bu konuda biraz yardıma ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
Kendilerinden önceki idarenin vakıf üniversiteleriyle ilgili bir icraatı yasakladığını ifade eden Özcan, vakıf üniversitelerinin önünü açtıklarını kaydetti.
Özcan, Başbakan Erdoğan'a, genel bütçe içerisinde milli eğitime ayrılan payın her sene giderek artmasından dolayı teşekkür etti.