Bir sınava girdik ki gençlerimiz işkence ve eziyet altında, öğretmenlerimiz ise büyük zan altında.
Yüksek Öğretim Sınavına değil de sanki uçağa biniyoruz.
Acaba gümrükten geçen mallar bu kadar kontrol altında mı?
PKK elini kolunu sallayarak Hakkari’den Edirne’ye kadar eroini taşırken bu kadar güvenlik araması yapılmıyor.
IRON MAN değil MEAT MAN olacaksın
Küpe, yüzük, toka bile yasak. İçine aygıt yerleştirilebilirmiş.
Gözlükler de bu sınavda yasaklandı. Gözlükler neden yasak? Sorunun fotoğrafını çekiyor, karşı merkeze gönderiyor, sorunun cevabı tekrar geri geliyormuş. Süperman’ın kriptonit gözlükleri mübarek.
Pikniğe gider gibi yiyecek içecek alınmayacak. Önceden mangal sucuk tavuk falan getirenler çıkıyormuş, o yüzden yasaklanmış.
Kemer de yasak. Gençlerin donlarını bile çıkaracaklardı metal var diye. Yoksa sınavı başarısız geçer de bunalıma girerse kendini asabilir diye mi yasaklandı kemer?
Bu sınavda bu kadar güvensizlik yetmediği gibi kamera sistemi de getirildi. BBG sınıfı gibi her şey kayıt altına alınacak. Başkalarının telefonlarını dinleyip video kasetlerini ortaya çıkarmak zaten adet haline geldi. Yakında 500 tam puan alan öğrenciler (Ali DEMİR’in istemediği öğrenciyse vay haline) sınavda burnunu karıştırdı diye medyaya verilerse hiç şaşmam.
Ha bir de barkod olayı var. İşi ticarete döktüler. Öğretmenlerin de eline barkod okuyucu verselerdi ya… Öğrenci başına alınan 40 TL de ayrı bir sorun. Her sınavda en az 25.000.000 TL ÖYSM’nin kasasına kar olarak giriyor. Oysa sınavın maliyeti karşısında öğrencilerden 20-25 TL alınması makul bir fiyat. Öğrencilere verilen kalem silgi ve 3 adet okunmuş şeker 40 TL’yi kamufle etmek için mi?
Silgi kalemtıraş niye yasak? Çünkü öğrenciler daha önce silginin içine 8 ciltlik YGS Hazırlık Kitabını sığdırmış. Helal olsun çocuğa.
Aslında bu kadar güvensizlik önlemleri yetmez.
Daha girişte göz taraması yapılmalı.
Ardından x-ray cihazından geçirilmeli. Olur ya vücudunda platin falan vardır. Maazallah ayak platiniyle falan kopya çeker.
El taraması unutulmamalı.
Adli tıptan DNA testi de istenebilir.
MİT tarafından fişlenmemiş kişi raporu istenebilir.
Savcılıktan sabıka kaydı istenebilir “Bu genç asla kopya çekmemiştir” ibareli
Bunlar önerilerim.
Güvensizlik tedbirleri sadece bu kadar mı?
Öğrencilerin çektiği eziyeti ne yazık ki öğretmenler de çekti.
Öğretmen 10-20 km mesafeye sınava gidecek, yanına cüzdan almayacak, telefon almayacak, yüzük takmayacak (alyans hariç-lütfetmişler),çanta almayacak,
Maça mı gidiyormuş gibi sigara, çakmak almayacak.
Gazete, kitap okumayacak. Bu kadar güvensizlik tedbirlerine rağmen hep öğrencileri dikizleyecek. Yürümeyecek, konuşmayacak, tak tuk ayakkabı sesleri çıkmayacak, gacır gucur gazete sesi çıkmayacak ki gençler rahatsız olasın. El insaf gençleri daha sınava sokmadan huzursuz ettiğini yetmiyor mu?
Kapıda polis öğretmenin üstünü arıyor. Cep telefonu yasak diye geri çeviriyor. Öğretmen ”25 km mesafeden 2 otobüsle geldim.” diyor ama nafile… Bırakacak yer arıyor. Yan sokakta bakkala yalvarıyor. Sınav boyunca aklı telefonda.
Öğretmenin biri uyanıklık yapmış tüm yasak maddeleri (yüzük, cüzdan, sigara, gözlük, bozuk para-kâğıt parası olsa 100 TL için bu kadar eziyete katlanır mı?)arabasında bırakmış. Okula girerken polis sormuş :” elindeki ne?” Öğretmen cevap vermiş. ”arabanın anahtarı” Polis tekrar sormuş “ Uzaktan kumandalı mı analog mu? ” Öğretmen uzunca bir “ Haydaaaaa” çekmiş... Polis haklı ,Arabadan çıkmadan önce anahtarı da arabada bırakacaktı.
Üniversiteye öğrenci mi alıyorsunuz MİT’e eleman mı?
Bu kadar güvensizlik tedbirleriyle adaletin sağlandığına gerçekten inanıyor musunuz?
Sorun öğrencilerde mi? Öğretmenlerde mi?
Sorunun kaynağı bence ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığında.
ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı tüm sınavlarda şaibe var. Bundan önce yapılan onlarca sınavda bu şaibeyi kendileri yarattılar.Şimdi bu kadar önlem almakla alınlarındali lekeyi silebeceklerine mi inanıyorlar? Sorular yukarı katlardan istenilen kişilere dağıtılıyor.
Program ellerinde. İstediği öğrenciyi full yaptırabiliyor. Hiç puanı yüksek gelen bir öğrencinin itiraz ettiğini duydunuz mu?
Velilerin tek güvendiği nokta çocuklarının çalışmaları. Çocuklarının emekleriyle puanı aldığına inanması. Ama veliler şuna da inanıyor. Emek vermediği, defter kitap yüzüne bakmadığı halde sınavda yüksek puan alan öğrencilerin bol bol olduğu….
Mustafa ÜLKEM