Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, katıldığı bir televizyon programında, üzerinde bir yıldır çalıştıkları yeni ortaöğretim sistemi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Sayın Dinçer; eğitim sisteminde yaptıkları değişikliklerin sınavların kaldırılması ve dershanelerin kapatılması konusunun bir parçası olduğunu belirterek, "Biz SBS'nin kaldırılacağını, dershanelerin kapatılacağını söyledik. Fakat dershaneye ve sınava ihtiyaç duyulan sistemi ortadan kaldırmadan, bu söylediklerimizi yapmak mümkün değil. Yapılan her değişiklik, getirilecek sistemi destekleyecek olan değişikliklerdir. Yani bir bütünün parçalarıdır" dedi.
Bakan Dinçer’in açıklamalarına göre, yeni ortaöğretim sisteminde yapılması gereken değişiklikler ana hatlarıyla şu şekilde;
-SBS kaldırılarak, ortaokuldan sonra sınavla öğrenci alan liselere, artık ilkokullarda olduğu gibi adrese dayalı olarak kayıt yapılacak.
-Liseler; akademik, mesleki, fen ve özel lise olmak üzere dört türle sınırlandırılacak.
-Anadolu öğretmen liseleri kapatılacak.
-Fen liseleri sadece nüfusu 500 bin olan yerlerde açılabilecek.
-Meslek liselerine girişler, öğretmenler kurulu kararıyla gerçekleşecek.
Öğrenciler, nüfusu 500 binin altında olan yerlerde fen liseleri açılamayacağından, matematik dersini, fen derslerini ya da yabancı dil derslerini daha fazla almak, daha spesifik bir alana yoğunlaşmak; fen lisesi müfredatına yakın bir paket okumak isterlerse, bu taleplerini, seçmeli ders paketlerini seçerek karşılayacaklar.
Bakan Dinçer, sınıfların kalabalık olmasının nedeninin, öğrencilerin yarışması sonucu ortaya çıktığını, bu yarış nedeniyle okullar arasında kalite farkı oluştuğunu, yarış ortadan kaldırıldığında, kalabalık sınıflar ve kalite farkının ortadan kalkacağını, normal bir lisede okuyan öğrenci, daha fazla yabancı dil dersi, daha fazla matematik ve daha fazla fen dersleri aldığında, sınavla gideceği okuldan, en yakınındaki okulun bir farkının kalmayacağını, ifade ediyor.
Henüz taslak halinde olan bu fikirler ilk bakışta; isteyen öğrencinin, istediği dersi seçtiği, öğrencinin ilgi alanı ne ise bu alana uygun dersleri aldığı ve öğrencilerin ikametgâhlarının bulunduğu yerlerdeki okullara kayıt yaptırdıkları düşünüldüğünde, öğrenciler ve okullar arasında eğitim kalitesi açısından bir fark kalmaz, diye düşünülebilir.
Aynı şekilde, velileri servis parası, öğlen evde yemek yeme olanağı olduğu için, yemek parası ve gereksiz harcamalardan kurtaracağı da akla gelebilir.
Fikir düzeyinde olan bu değişikliklerle ilgili değerlendirme yapmak için zaman, henüz çok erken.
Ancak ortaöğretim sisteminde yapılması planlanan değişiklikler, 4+4+4 Eğitim Reformunda olduğu gibi tepeden, sorunun paydaşları, özellikle de eğitim sendikaları ile görüşülmeden, onların da görüşü alınmadan ve en önemlisi de pilot illerde uygulanıp, sonuçları test edilmeden uygulamaya konulursa, 4+4+4 sisteminde olduğu gibi çeşitli sorunların yaşanacağı aşikardır.
Bu değişiklikler, umarım daha” katılımcı” bir modelle karar haline getirilir ve hayata geçirilir.