Ayrıca yeterli kadro olmadığı için görevlendirilen en az 50 bin öğretmen ve parçalanmış binlerce öğretmen ailesi!..
Hâlâ rapor peşinde koşan velileri, ödenek yetersizliği nedeniyle kıvranan okul müdürlerini, bakım ve onarımları hala bitmediği için ne yapacağını şaşıran yöneticileri, norm kadro fazlası öğretmenleri ve bu öğretim yılı için verilen kallavi sözleri hiç hatırlatmak bile istemiyoruz.
Okullar açılsın yeter.Mini mini birler zaten yarın okula başlıyor. Büyükler de gelecek haftadan itibaren okullu olacak.
Eskiden de sorunlar yok muydu? Elbette vardı. Ama bu yıl sanki biraz daha fazla.
Daha da vahimi, sorunların varlığının kabullenilmemesi.En tepeden en aşağıya kadar herkes sorunları halının altına süpürerek yok sayıyor.
Bu da çözümü güçleştiriyor.
Göç yolda düzelir mantığı bakalım bu kez nasıl işleyecek? Umarız yeni hüsranlar getirmez.
Çünkü artık ne öğretmenin, ne velinin ne de öğrencilerin yeni kamburları kaldıracak gücü kaldı. Bazıları, böyle düşündüğüm için kızsa da ben hâlâ Bakan Dinçer’in iyi niyeti ve samimiyetinin en önemli motivasyon aracımız olduğuna inanıyorum. Ve hepimiz bu süreçte ona yardımcı olmalıyız. Çünkü yaşanacak sorunlar sadece onu değil çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor.
Artık eleştiri değil, destek zamanı. Ama aynı samimiyeti MEB ve YÖK’ten de bekliyoruz. Örneğin fen ve Anadolu liseleri ile üniversitelerde boş kalan kontenjanlar konusunda.
Kimse o boş kontenjanlara seyirci kalmamalı. Çözümü seneye ertelememeli!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet