Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Güncellenen Öğretim Programları bilgilendirme toplantısında, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde hayata geçirilecek olan "Yeni Müfredatı" açıkladı.
Milyonlarca öğrenci için yenilenen müfredatla 51 programın ünite başlıkları ve içerikleri internet üzerinden görüşe açılacak. 10 Şubat'a kadar tüm paydaşların görüşü alınacak.
İki yıldır üzerinde çalışılan Yeni Müfredat'a geçildiği haberini veren Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Eğitime dair güncelleme, yenileştirme ve geliştirme çalışmalarımızın bir sonucu olarak taslak programlarımızı askıya çıkarıyoruz. Taslak program görüşlere sunulmaya ve görüşler doğrultusunda iyileştirmeye hazır hale geldi. Kamuoyunun katkılarını, paydaşlarımızın katkılarını alacağız, ortak aklın süzgecinden geçirerek öğrencilerimizin önüne getireceğiz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları:
HANGİ SINIFLAR YENİ MÜFREDATLA EĞİTİME BAŞLAYACAK?
Yeni müfredat Eylül ayında başlayacak. Yeni müfredat ile ders sayıları azaltılacak, ders içerikleri sadeleştirilecek. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı itibariyle, bu sene ve gelecek sene hiçbir öğrencimiz değişen müfredattan dolayı TEOG ve LYS'den etkilenmeyecektir. 1. sınıf. 5. sınıf ve 9. sınıf öğrencilerimiz yeni müfredatla eğitim görecekler.
VELİLERİN VE ÖĞRETMENLERİN GÖRÜŞÜ ALINACAK MI?
Kamuoyunun görüşlerine sunulan yeni müfredatla ilgili bu süreçte, programlarla veya ders programları ile ilgili söylenecek bir eleştiri varsa bu dönemde söylenmesini istiyoruz. Bugünden itibaren bir ay süre ile öğretmenlerimiz, velilerimiz ve bir görüşüm var diyen herkesin görüş ve önerilerini bekliyoruz. Web sayfamızdan yeni müfredata ulaşabilirsiniz. 10 Şubat'a kadar bütün halkımız yeni müfredatla ilgili görüşlerini bize sunmalı.
TASLAK PROGRAMLAR HAZIRLANIRKEN NELER DİKKATE ALINDI?
53 farklı dersle ilgili taslak programlar hazırlanmıştır. 19 farklı ders ilköğretim için, 34 farklı ders ortaöğretim için hazırlanmıştır. Bu taslaklar askıya çıkarılmıştır. Bu programa 1000'in üzerinde arkadaşımız katıldı. Genel müdürlüklerin koordinatörlüğünde komisyonlar taslak programları hazırladı. Ülke genelinde uzmanlar girdi sağladı. Talim Terbiye Kurulu inceledi ve askı sürecine çıkarıldı.
Taslak programa hazırlanırken, öğretim programlarıyla ilgili çalışmaların başlangıcında üniversite eğitiminde ve günlük hayatında başarılı olmaları için bilgi ve becerileri öncelik edildi. Dünya ölçeğinde eğitimde başarı göstermiş ülkerin tecrübelerinden faydalanıldı. Bunların ışığında bu taslak program milletimizin görüşlerine açıldı.
DERS SAATLERİ AZALACAK MI?
Anadilde iletişim, bir diğer dilde iletişim, temel matematik, djital yetkinlik, öğrenmeyi öğrenmek, vatandaşlık ve sivil yetkinlik, kültürel dışa vurum... Öğrencilerimizin öz güveni olsun, kendini eleştirebilsin, kusur ve hataları görebilsin. Böyle olunca birlik ve beraberlik içinde yaşayabilir. Öğrencilerimize verilecek eğitimde bu ana başlıklar dikkate alındı.
Programlar kesinleşip, halkımızın katkısını aldıktan sonra öğretmenlere programlar verilecek ve ondan sonra ders saatlerine karar verilecek. Bazı ağırlıklı derslerde az sayıda ders verdiğimiz durumlar var. Ders saati yerine konuları azaltmak lazım. Amacımız öğrenciye çok bilgi vermek değil, verilen bilginin hayatı boyunca ona yardımcı olması"
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren 1, 5 ve 9. sınıf öğrencilerinin, yeni hazırlanmış müfredatla eğitime başlayacaklarını belirterek, "Dolayısıyla bu sene ve gelecek sene ve sonraki takip eden sene değişen müfredattan dolayı TEOG, YGS veya LYS sınavlarında herhangi bir farklılık olmayacaktır." açıklamasını yaptı.
MEB Başöğretmen Salonunda düzenlenen "Güncellenen Öğretim Programları" bilgilendirme toplantısında konuşan Bakan Yılmaz, eğitim ve öğretimin, "çağın gereklerine uygun olarak sürekli gelişen birikim ve tecrübeler ışığında yenilenen ve bitmeyen bir süreç olduğunu" söyledi. Herkesin eğitim ve öğretime erişmesini, eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmasını, çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum davranışı kazanmasını, öğrenmeye açık, öz güven ve sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesini istediklerinin altını çizen Yılmaz, "Eğitim balık tutmayı öğretmektir, balık vermekten ziyade." değerlendirmesini yaptı.
Eğitimin, insanın kendisini tanımasını sağlamak olduğunu belirten Yılmaz, eğitim ile öğrencinin bilgi düzeyinin artırılmasından ve değerlendirilmesinden ziyade eğitim ile verilen bilginin öğrenci için anlamı olması, hayatını kolaylaştırması ve iyileştirmesinin amaçlandığını anlattı. Yılmaz, bu durumun eğitim sisteminin sürekli düzenlenmesini, kapsayıcı ve sürdürülebilir müdahalelerle yenilenmesini zorunlu kıldığına işaret eti.
Taslak programlar askıya çıkartıldı
Bakan Yılmaz, bugünden itibaren eğitime dair güncelleme, yenileştirme çalışmalarının bir sonucu olan taslak programların "Öğretim Programlarını İzleme ve Değerlendirme Sistemi" başlığıyla "http://mufredat.meb.gov.tr" internet sitesinden askıya çıkardıklarını bildirdi. Bakan Yılmaz, bu site üzerinden görüş ve önerilerin Bakanlığa iletilebileceğini kaydetti. Programların yenilenmesi için çok çalıştıklarını belirten Yılmaz, Bakanlık personeline teşekkür etti.
Taslak programlar için Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığındaki ekibin ve tüm eğitim birimlerinin bir yıla yakın çalışma yürüttüğünü dile getiren Yılmaz, "Bu çalışmalar sonucu ortaya çıkan taslak program, artık görüşlere sunulmaya ve görüşler doğrultusunda iyileştirmeye hazır hale geldi. Hazırlanan bu programlar, birer taslak, nihai metinler değil. Kamuoyunun, paydaşların katkılarını alacağız, ortak aklın süzgecinden geçirerek öğrencilerimizin önüne getireceğiz." diye konuştu.
Bakan Yılmaz, 2017-2018 eğitim ve öğretim yılından itibaren sınıflarda öğretmenlerin hazırlanan çerçevelere uygun olarak derslerini yürüteceklerini belirterek, "Önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren 1, 5 ve 9. sınıf öğrencilerimiz, yeni hazırlanmış müfredatla eğitime başlayacaklar. Dolayısıyla bu sene, gelecek sene ve sonraki takip eden sene, değişen müfredattan dolayı TEOG, YGS veya LYS sınavlarında herhangi bir farklılık olmayacaktır. Dolayısıyla onları etkilemeyecektir." ifadelerini kullandı. Program geliştirme sürecine, eğitim ihtiyaç analiziyle başlandığını belirten Yılmaz, alan uzmanları ile eğitim bilimleri uzmanlarınca, bu analizden elde edilen veriler kullanılarak, eğitimin ve alanların gerekleri gözetilerek programın geliştirildiğini anlattı.
Eğitimde demokratikleşme
Bakan Yılmaz, şunları kaydetti: "Program geliştirme sürecinin bu aşamasında askıya çıkarıyoruz. Hedefimiz ortak aklı bulmak. Genelde herkes bir şey söyler. İşte bu süreç, söylenmenin sona ermesini, onun yerine programlar ve ders kitaplarıyla ilgili veya ders konularıyla ilgili her ne söylemek istiyorsa şimdi söylesin. Bu genelde söylenir; ´Ya şimdi söyle ya da sus´ diye. Tabi biz kimsenin susmasını istemiyoruz ama ne şikâyeti varsa neyin nasıl olmasını istiyorsa, işte bu askıya çıkma süreci içerisinde bizlere bildirmesini istiyoruz. Bugünden itibaren bir ay süreyle 10 Şubat 2017 Cuma gününe kadar öğretmenlerimiz, velilerimiz, ´Eğitim konusunda sözüm, görüşüm var´ diyen veya sunmuş olduğu taslakları inceleyen herkesin görüş ve önerilerini bekliyoruz. Ayrıca öğretmenlerimiz, üniversitelerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımıza da yazıyla bunları ileteceğiz. Onlar da gerek bu site üzerinden gerekse de e-maille katkılarını sunabileceklerdir. Bütün halkımızı hiçbir kısıtlama ve yönlendirme olmaksızın görüşlerini bizlerle paylaşmaya davet ediyoruz. İletilen katkıları uzmanlar değerlendirip taslak programlara son halini verecek. 10 Şubat 2017 tarihinden sonra süreç, programların onaylanması süreci olacaktır. Onaylandıktan sonra da 2017-2018 eğitim-öğretim yılında kullanılacak eğitim materyallerinin hazırlanmasıyla birlikte bu süreç sona ermiş olacaktır. Eğitimde demokratikleşme deniyor, eğitimde demokratikleşme budur. Eğitimde çok seslilik ve çok görüşlülük işte budur."
172 sınıf düzeyi için 53 farklı dersin taslak öğretim programı hazırlandı
Kitaplarda yer alan bazı konu ya da ifadelerden rahatsızlığın kimi zaman dile getirildiğini aktaran Yılmaz, "İşte şimdi ola ki herkesin kendisini tanımlama hakkı vardır. Bu tanımlama hakkına ters düşen ibareler, metinler, bölümler varsa bizlere iletirlerse bunlar ortadan çıkacaktır." dedi. Yılmaz, yenilenen eğitim programlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı: "172 sınıf düzeyi için 53 farklı dersin taslak öğretim programı hazırlanmıştır. Bunların arasında hayat bilgisi, matematik, Türkçe, bilişim teknolojileri, insan hakları ve yurttaşlık, felsefe, kimya, tarih, biyoloji, coğrafya, matematik, Türk kültür ve medeniyet tarihi, müzik gibi dersler var. 85 düzeyde 19 farklı dersin öğretim programı ilköğretim için, 87 sınıf düzeyinde 34 farklı dersin öğretim programı ise orta öğretim için hazırlandı. Bunlardan din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ise önümüzdeki dönemde onlar da askıya çıkarılacak. Ayrıca ortaokul ve orta öğretim düzeyindeki seçmeli derslerin öğretim programlarının geliştirme çalışmaları da devam etmektedir."
Programlar 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlandı
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, güncellenen öğretim programlarına binin üzerinde kişinin katıldığını belirterek, genel müdürlüklerin koordinatörlüğünde, temsilciler, öğretmenler, akademisyenlerden oluşan komisyonların çalıştığını, velilerin, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin de katkı verdiğini anlattı. Programlar için dikkatli bir çalışmanın yapıldığına işaret eden Yılmaz, dünya ölçeğinde eğitimde başarılı ülkelerin programlarıyla karşılaştırmalara yer verildiğini, Türkiye´nin 2023 hedefleri ve hükümet programlarının dikkate alındığını söyledi.
Müfredatta kullandıkları kaynak ve dokümanlara ilişkin de bilgi veren Yılmaz, şöyle devam etti: "MEB Kalite Çerçevesi, MEB 2015-2019 Stratejik Planı, 2023 TÜBİTAK Vizyon Belgesi, 21.yüzyıl becerileri dikkate alındı. Bilgi, Toplum Stratejisi ve Eylem Planı, değerler eğitimi, hayat becerileri bu çalışmada yol gösteren dokümanlar oldu. Bu belgelerden yararlanılarak 15 başlık altında Millî Eğitim Bakanlığı öğrenci yeterlilikleri oluşturuldu. Öğrenci yeterliklerinin hepsi önemlidir. Çünkü her birinin mutlu ve başarılı bir hayata katkısı bulunmaktadır. Bunların pek çoğu birbiriyle uyuşmakta, birbirini kapsamakta ve birbirini desteklemektedir. Yenilenmiş eğitim öğretim programlarımızla çıkacağımız bu yeni yolda öğrencilerimizin bilgiye ulaşabilecekleri becerilerini ve yeterliliklerini geliştirebilecekleri yolculukta tüm halkımızın katkısının bizler için önemli olduğunu vurguluyorum."
Derslerin sayılarına ilişkin çalışmayı tamamlamadıklarını dile getiren Bakan Yılmaz, "Ancak yardımcı kaynak ve yardımcı dersler konusunda da öğretmenlere alternatif seçme ve esneklik sağlayalım. Biz bunu sağlarsak inşallah önümüzdeki dönemdeki eğitim, bir önceki dönemden daha iyi olacaktır diye düşünüyoruz." diye konuştu. Her öğretmenin ve her alanın kendi ders saatinin artırılmasını istediğini aktaran Yılmaz, "Kendi ders saatinin artırılmasının, aynı alandaki öğretmen sayısının artırılmasıyla bir yakınlığı, bir bağlantısı var. Onu da dikkate alarak, öğretmen sayımız, talepler ve hangisi daha uygun olur, bir optimum noktası bulmaya çalışıyoruz." dedi.
Ders saatleri azaltılmayacak
Bakan Yılmaz, OECD ortalamalarına bakıldığında, Türkiye´de ders saatlerinin diğer ülkelerden az olduğunu, mümkünse ders saatlerinin artırılması gerektiğini ve gereksiz derslerden gereksiz konulardan ayıklanması gerektiğini belirterek, "Ders saati azaltması söz konusu değil ancak içeriğinin hafifletilmesi ve azaltılmasının sağlanması daha doğrudur diye düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
"Vatandaşların katkısını bekliyoruz"
Bakan Yılmaz, basın mensuplarının, İnkılap Tarihi dersinin kaldırılacağı yönünde çıkan haberleri hatırlatması üzerine, "Yok hayır. Askıya çıkarılan dersler arasında Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi vardır. O konuda da vatandaşlarımızın katkısını bekliyoruz." diye konuştu. Fizik ve fen kitaplarında büyük patlama ve evrim konularının çıkarıldığına dair iddiaların dile getirilmesi üzerine Bakan Yılmaz, "Taslağı inceleyin, herkes kendi görüşünü söylesin. Ondan sonra ortaya bir metin çıkacaktır. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. İlim ne söylüyorsa biz onu takip edeceğiz. Diğeri de ilim midir, varsayım mıdır, kuramsal mıdır? Ayrı bir tartışma gerektiriyor." değerlendirmesini yaptı.
2017-2018´deki yeni hazırlanan programların 1,5 ve 9. sınıflardan itibaren uygulanmaya başlanacağını dile getiren Yılmaz, yeni müfredata geçişin kademeli olacağını söyledi. Öğretim programlarının askı süreci takvimine ilişkin de bilgiler veren Yılmaz, il millî eğitim müdürlüklerine konuya ilişkin yazı gönderildiğini belirtti. 13-20 Ocak arasında öğretmenlerin inceleme ve raporlarını hazırlayacaklarını, 21-29 Ocak´ta ilçe zümrelerinin incelemelerini ve raporlamalarını yapacaklarını, 11 Şubat´ta görüntülü yayın yoluyla komisyonlarla birlikte değişikliklerin tartışılacağını bildirdi.
Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi´nde tanımlanmış 8 yeterlik alanı
Sivil toplum kuruluşlarından görüş almak için son günün 6 Şubat olduğunu belirten Yılmaz, 20 Şubat´ta programların Talim ve Terbiye Kurulu tarafından onay için makama çıkarılacağını ve bu tarihten sonra da ders kitabı yazım sürecinin başlatılacağını aktardı. Yeni müfredatta beşinci sınıfların hazırlık sınıfına dönüştürülmesine ilişkin detayların sorulması üzerine Yılmaz, "Hem okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması, hem beşinci sınıfların İngilizce dersi saatinin artırılması çalışmaları devam ediyor. Ama gelecek yıl pilot illerden başlamak üzere uygulamaya geçeceğiz." dedi.
Mevcut müfredattaki eksikliklerin ve yeni müfredattaki yeniliklerin neler olduğuna ilişkin bir soruya karşılık Yılmaz, yeni müfredatta Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi´nde tanımlanmış 8 yeterlik alanı bulunduğunu ifade etti. Bu yeterliliklerin öğrencilere verilmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, bunlara ilişkin, "Anadilde iletişim, diğer bir dilde iletişim, temel matematik, bilim ve teknolojik yetkinlikler, öğrenmeyi öğrenmek, vatandaşlık ve sivil yetkinlik, inisiyatif kullanma ve girişimcilik, kültürel dışa vurum." açıklamasını yaptı.
Öğrenciye çok bilgi vermek değil, verilen bilginin anlamlı olması önemli
Bakan Yılmaz, programda ders saatlerinin henüz kesinleştirilmediğini söyledi. Bazı ağırlıklı derslerde OECD ülkelerinden veya uluslararası alanda öne çıkmış ülkelerden daha az sayıda ders verildiğini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti: "O halde ne yapmak lazım? Daha az sayıda ders saati yerine konuları azaltmak lazım. Eskiden öğrencilere ne kadar çok bilgi verirseniz eğitimin amacını gerçekleştirdiği düşünülürdü. Bizim amacımız öğrenciye çok bilgi vermek değil, verilen bilginin anlamlı olması ve öğrencinin veya kişinin hayatında ona yardımcı olması, hayatını iyileştirilmesi doğrultusundadır. Kurbağanın iç sindirim sistemini biz gördük mü görmedik mi hatırlamıyorum ama buna benzer çok şeyleri öğrendik gibi. Dolayısıyla, öğrencinin hayat sürecine bir katkısı olacak mı olmayacak mı? Dolayısıyla böyle şeyler olmayacak. Öğrenci için anlamlı olacak, onun hayatını geliştirecek ve kolaylaştıracak unsurların derslerde yer almasını sağlayacağız."
"Şubat ataması için bekleyelim"
Şubat ayında öğretmen atamasının öngörülüp öngörülmediğine ilişkin soruya karşılık Bakan Yılmaz, "Şu anda bir cevap verebilmek mümkün değil çünkü tek başına Millî Eğitim Bakanlığımızın yapacağı bir husus değil. Daha önce de söylediğim gibi Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık´ın da bir araya gelerek alacağı bir karar. Toplam 60 bin personelin bir yıl içinde atanması düşünülüyor. Bunların içerisinde polis var, sağlık personeli, doktor, hakim var ve öğretmen var. Henüz daha böyle bir dağıtım yapılmadı, dağıtım yapılmadığı için de herhangi bir sayı verebilmek bu aşamada mümkün değildir." yanıtını verdi. Şubatta bir atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine de Yılmaz, "(Kamu kurumlarına) dağıtım yapılmadan bu konuda bir şey söylemek eksik olur. Eksik bilgi vermektense biraz daha bekleyelim." dedi.
Bakan Yılmaz, bir gazetecinin "Müfredatta FETÖ´ye ait bazı konuların da yer aldığı söyleniyordu. Bu program taslağında bu konular çıkarıldı mı?" sorusuna karşılık, şöyle konuştu: "Bizim kitaplarımızdaki bazı konular bu yapıya ilişkin kimselerden alıntılar yapılmış, bilinç altı mesaj yani subliminal mesajla...´İşte Pensilvanya´daki şöyle bir kimse´ bütün insanlara ilişkin görüşünü açıklayan bir yapıda. Oraya bir atıf varsa, biz bunu metinlerden çıkardık. Mevcut şu anki olanda da çıkardık ama hala eksiklikler varsa işte bu taslak programların askıya çıkarılmasının bir amacı da varsa bir yanlışlık, varsa bir hata biz olmadığını düşünüyoruz. Ancak ola ki ´bu sizin gözünüzden kaçmış. Bak burası ile şuraya bir bağlantı yapılıyor´ denilirse de onları da çıkarmak için bu askı sürecine çıkardık. Öz olarak, bizde böyle bir program yok. Onların hazırlamış olduğu kitapları da yardımcı kitap olarak da tavsiye etmiyoruz."
Yarıyıl tatilinde ödev yok, telafi eğitimi yapılmayacak
Sömestir tatilinde öğrencilere ödev verilmemesine ilişkin yayımlanan genelgenin hatırlatılması üzerine Yılmaz, "Öğrencilerimize hiçbir ödev verilmemesini istedik. İlla bir şey yapılması istenecekse kendisini zenginleştirecek, kitap okuma, sinemaya gitme, kendi bulunduğu ilin kültürel mekanlarını gezme gibi tavsiyelerde bulunduk. Sinemaya gittiği, gezdiği gördüğü yerler hakkında da okul açıldıktan sonra da beş dakika her bir öğrencinin hangi kitabı okuduğunu, bu kitap kendini nasıl zenginleştirdi arkadaşlarını anlatmasını isterlerse daha doğru olacağı doğrultusunda bir talimatı yazdık." değerlendirmesini yaptı.
Kar tatilleri nedeniyle eğitimde yaşanan aksaklıklar için yarıyıl tatilinde telafi eğitimi verilip verilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, "Hayır kesinlikle. Tatil tatildir. Araya bir başka okul, telafi gibi hiçbir şey koymuyoruz. Onu önümüzdeki süreçte, yani Şubat’tan sonra okul süreci başlayacak. Öğretmenler, o ders saatleri içerisinde o günlerde kayıpları telafi eğitimi ile gidereceklerdir." dedi.