Yargıtay, TOBB ve Kayseri Ticaret Odası (KTO) iş birliğiyle KTO'da düzenlenen "Ticaret Hukuku Sempozyumu"nun açılışında konuşan Akarca, iyi işleyen bir hukuk sisteminin toplumsal barışın, huzurun, refahın ve devlet düzeninin teminatı olduğunu söyledi.
Yargıtay'ın son yıllarda birçok reformu hayata geçirdiğini ifade eden Akarca, bu reform çalışmalarının etik, şeffaflık ve adli kayıt olmak üzere 3 ana sütun üzerine inşa edildiğini kaydetti.
Yargıtay'ın ülkede içtihat birliğinin sağlanması ve yargı hizmetinin kalitesini arttırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğuna dikkati çeken Akarca, "Yargıtay, gerekçeli kararları ile konuşur. Çok bilinen bir sözdür, hakim kararlarıyla konuşur. Hakimler az konuşan insanlardır. Çok fazla polemiğe girmek istemezler. Ama aslında her soruya, her soruna verecek cevabımız vardır. Bizim buradaki suskunluğumuz adaletin saygınlığının zedelenmemesi ve karşılıklı polemiklere girilmemesinin sağlanması içindir." diye konuştu.
Akarca, adli kalitenin önemli bir bileşeni olan gerekçeli karar kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yaklaşık 2 yıldan bu yana kapsamlı ve sistematik bir çalışma yürüterek Yargıtay Gerekçeli Karar Yazım Rehberi'ni hazırladıklarını anımsattı.
Rehberi bölge adliye mahkemelerine de dağıtmayı planladıklarını, rehber sayesinde bu kalite hareketinin yurt çapında etkisini göstereceğini vurgulayan Akarca, şöyle konuştu:
"Ocak ayından itibaren tüm Yargıtay daire ve genel kurullarda uygulanacak olan rehber, ülkemizde adli kalitenin artırılmasının itici gücü olacaktır. Rehbere uygun şekilde yazılacak gerekçeli kararlar, gelecek yıl haziran ayından itibaren faaliyete geçecek olan Yapay Zeka Tabanlı Yargıtay İçtihat Merkezi aracılığıyla da yaygınlaştırılacaktır. Şu an çalışmaları devam eden Yargıtay İçtihat Merkezi'nin faaliyete girmesi hukukçuların ve halkın Yargıtay'ın güncel ve yol göstericilik özelliği yüksek kararlarına erişimini önemli ölçüde kolaylaştıracaktır. Ayrıca Yargıtay'ın ülke çapında içtihat birliğini sağlama görevini daha etkin şekilde yerine getirmesini de sağlayacaktır. Yakın gelecekte iş süreçlerinin, rapor kağıtlarının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi karar özetlerinin, ilam taslaklarının da yapay zeka destekli olarak yapılması planlanmaktadır. Günümüzün teknolojik imkanlarından yaralanarak çalışmalarımıza standartlar getirilmesi, halkın güvenini sarsan farklı ya da keyfi uygulamaları önleyerek yargı hizmetinin kalitesini arttıracaktır."
- Sosyal medya uyarısı
Günümüzde kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasına ilişkin sorunların yanı sıra medya, baskı grupları veya çıkar çevrelerinin yargı yetkisine müdahalede bulunmak istediğini ve yargı otoritesini zayıflatabilecek faaliyetler içerisine girildiğini ifade eden Akarca, "Yargı otoritesinin zayıflaması, adil yargılanma hakkı, lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği belli başlı hukuki güvencelerin de aynı ölçüde zayıflaması sonucunu doğurur." değerlendirmesini yaptı.
Yargı kararlarının uygulanmamasının hukuk devleti ilkesine, demokrasiye ve bir bütün olarak da adalet sistemine zarar vereceğine dikkati çeken Akarca, "Hiç şüphe yok ki demokratik bir toplumda yargı kararları da mahkeme kararları da eleştirilebilir. Ancak eleştirilerin insaf ve vicdan ölçüleri içerisinde mantıklı, hukuki ve bilimsel olması gerekmektedir. Hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değildir. Modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk Ceza Muhakemesi sisteminde de hatalı kararların düzeltilmesini sağlayacak birçok mekanizma bulunmaktadır. Bir adli olay duyulur duyulmaz henüz deliller dahi toplanmadan, yargılama sürecine ilişkin kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla yazılı ve görsel medya ile sosyal medya üzerinden gerçek dışı ve sansasyonel haberler yayılması son derece vahimdir ve hatta bunlar suçtur." diye konuştu.
- "Karar vermek hakimin asıl görevi"
Karar vermenin hakimin asıl görevi olduğunu ve kimseye devredilemeyeceğini vurgulayan Akarca, şöyle devam etti:
"Karar verme yetkisi kamuoyuna ait olsaydı mahkemelere gerek kalmazdı. Hepinizin bildiği üzere çokça sosyal medya mahkemelerine tanıklık ediyoruz. Buradan yargı zarar görüyor, toplum zarar görüyor, devlet zarar görüyor. Yargıya olan güven azalıyor. Onun için herkesin çok dikkatli olması gerekir. Hüküm kesinleşinceye kadar yargısal haberlere yorum katılmamalıdır. Aksi takdirde verilen karar ne kadar doğru olursa olsun kamuoyunda yargıya olan güven zedelenmektedir. Bilinçli ya da bilinçli şekilde kamuoyu oluşturmaya yönelik bu tür faaliyetler karşısında vatandaşlarımızı ve tüm kurum ve kuruluşları ve kişileri dikkatli ve uyanık olmaya özen göstermeye davet ediyorum."
- "Yargı mensupları toplumdan kopuk şekilde yaşamamalıdır"
Hakim ve Cumhuriyet savcılarının yaptığı görevin toplum için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çeken Akarca, zaman zaman zorluklarla karşılaşılabileceğini ancak ehliyet ve liyakat sahibi, kendisini mesleğine adamış bir hakim ve Cumhuriyet savcısının üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluğun bulunmadığını vurguladı.
Tüm yargı mensuplarının tarafsızlık, dürüstlük, eşitlik, mesleğe yaraşırlık, ehliyet ve özen gibi etik değerleri kendilerine rehber edinmesi gerektiğinin altını çizen Akarca, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Hakimler ve Cumhuriyet savcıları da insandır, toplumun bir ferdidir. Bu nedenle yargı mensupları, adaleti gerçekleştirmek için içinde yaşadıkları toplumu iyi tanımalı ve toplumdan kopuk şekilde yaşamamalıdır. Hakimler ve Cumhuriyet savcıları hem özel yaşamlarında hem de mesleki faaliyetlerinde etik ilkelere uygun davrandıkları ölçüde yargı görevinde başarılı olabilirler. Hakimlerin ve Cumhuriyet savcılarının en hassas olması gereken konu, yargı bağımsızlığı ilkesidir. Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun etkisi altında kalmamak, hakim ve Cumhuriyet savcısı olmanın en temel niteliğidir. Hakim ve Cumhuriyet savcısı hiçbir şeyden korkmaz, cesur olmak zorundadır. Hakimlik mesleği, zengin olmak, kişisel güç kazanmak için seçilen bir meslek değildir. Bu meslek bilgiye dayalı, alçak gönüllülük ve yüksek öz güvenle toplumda adaleti gerçekleştirmek için icra edilen bir meslektir. Günün sonunda elde edeceğimiz tek şey adaleti yerine getirmenin sağladığı manevi tatmin ve vicdan rahatlığıdır."
Vali Gökmen Çiçek ise Akarca'yı kentte ağırlamaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da katılımcılara kent ile ilgili bilgi verdi.
KTO Başkanı Ömer Gülsoy, böyle bir programa ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını ifade etti.
Akarca, sempozyumdan önce Kayseri Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi'nin açılışını yaptı.
Programın sonunda Akarca'ya el dokuması kilim hediye edildi.