Yaba keçilerini kim kaçırıyor

Dağlarda hâlâ yaban hayatı sürdüren, vadilerin en dik kayalıklarına seksek oynarmış gibi kolayca tırmanan yaban keçilerini sayıları günden güne azalıyor

 

Anadolu’da iki tür yaban keçisi yaşıyor. Bir türü dağların içindeki vadilerde, diğeri ise dağların tepelerinde. Yaban keçileri Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu’daki dağlık bölgelerdeki vadilerde görülür. Çengelboynuzlu dağ keçisi ise yine aynı bölgelerde sadece yüksek dağlarda ve orman sınırının üzerindeki Alpin kuşakta görülebilir.

Yaban keçisi

Yasadışı avcılık nedeniyle özellikle çengelboynuzlu dağ keçilerinin sayısı hızla azalıyor. Yaban keçileri ülkemizdeki büyük otoburların sayısı azaldıkça avcılar için daha fazla cazip oluyor. Birçok avcı çevresine hava atmak için bu büyük canlıları avlıyor.

Kırmızı-kahverengi renkteki yaban keçilerinin çenesinin altında siyah bir sakalı bulunur. Erkeğin boynuzları çok uzundur ve bir buçuk metreye kadar ulaşabilir. Dişilerin boynuzu ise kısa ve küttür. Anadolu’nun dağlık bölgelerinde yaşar. Özellikle vadilerin içlerinde beslenirken görülebilir. Çeşitli otlar, yapraklar özellikle ardıç, meşe, sumak gibi ağaçların sürgün ve tomurcuklarıyla beslenir. Birbiriyle kavga eden erkekleri boynuz sesleri uzak mesafelerden duyulabilir.

Çengelboynuzlu dağ keçisi

Boynuzları diktir ve ucu çengel gibi kıvrıktır. Koyu renklidir. Yanaklarında ve sırtında siyah şeritler bulunur. Kışın ağaçların ibreleri, çalı ve yosunlarla; yazın taze sürgünler ve yüksek dağ bitkileriyle beslenir. Çengelbonuzlu dağ keçisi, dağların tepelerinde Alpin adını verdiğimiz soğuk iklim kuşağında yaşar. Kayalık ve karlı vadileri sever. Sürüler otlarken en az bir gözcü etrafı kontrol eder ve tehlike anında özel bir sesle diğerlerini uyarır.

Yaban keçileri için isyan

Yaban keçilerinin sayısının yasadışı avcılık sebebiyle hızla azalıyor olmasına en büyük tepkiyi yine bazı avcı grupları veriyor. Yaban keçilerinin avlanmasına ilk tepki geçtiğimiz aylarda Tunceli ve Erzincan’dan geldi. Tunceli’deki keçilerin avlanmaması için basın açıklaması yapıldı ve halka sürekli duyurular geçekleşti. Erzincan’da da avcılar keçilerin avının durdurulması için imza topladılar. Erzurum’da Şenkayalı avcılar ise yıllar önce avcılığı bırakıp yaban keçilerini fotograflamaya başladılar. Hatta eski avcılar derneklerinin adındaki avcılık kelimesini değiştirip doğa koruma derneği olarak değiştirdiler.

Ülkemizde yaban keçilerinin avlanmasına karşı tepkiler büyürken bir yandan da keçilerin yurtdışından gelen avcılara bir bedel karşılığı avlatılmasına izin veriliyor. Öyle ki eskiden kutsal kabul edilip hiçbir şekilde rahatsız edilmeyen keçiler şimdi para karşılığı avlatılıyor.

Keçilerin peşinde

Yaban keçilerini görmek her doğa meraklısının hayali. Yaban keçilerini görmek için en uygun zaman kışın son günleri. En uygun yer ise yüksek dağların derin vadileri. Biraz da şans gerekiyor tabi.

Geçtiğimiz yıl bir arkadaşımla keçilerin peşine düştük. Erzincan ve Tunceli civarındaki dağlara gittik. Kışın son günleriydi ve çok soğuktu. Dağlar hala karlı, vadilerde hala çığ birikintileri vardı. Günlerce bölgedeki vadilerde yolculuk yaptık. Çığla kapanan yolları aştık. Kar fırtınaları yaşadık. Sonunda karlı günlerin sonunda havanın açtığı bir gün yine yola koyulduk. Pülümür çayının kıyısında keçileri aramaya devam ettik. Bir süre sonra karşımızdaki kayanın tepesinde boynuzları çengel şeklinde bir keçi belirdi. Çengelboynuzlu dağ keçisi tüm haşmetiyle karşımızda kımıldamadan bizi seyrediyordu. Bir süre sonra gözden kayboldu. Biz de ilk kez çengelboynuzlu dağ keçisi görmenin heyecanıyla orada kalmaya karar verdik. Birkaç saat sonra aynı kayanın yamacındaki çalılıklarda bir hareket fark ettik. Dürbünlerimizi kaldırınca bu sefer haşmetli boynuzlarıyla yaban keçilerini gördük. Onlar etraflarındaki hiçbir şeyle ilgilenmeden yamaçtaki otları yiyorlardı. Saatlerce orada kaldık ve keçileri seyretmenin tadını çıkardık.

Böylece kısmetimiz açıldı. O günü takip eden birkaç gün yaban keçisi gördük. Erkeklerin boynuzlarını tokuşturmalarını, dişilere yaptıkları gösterileri izledik. İki erkek keçi karşılıklı birbirine doğru koşup boynuzlarını tokuşturuyordu. Boynuzlarının çarpma sesleri tüm vadide yankılanıyordu.

Haberin var mı?

Kuş gözlemcileri tarafından Türkiye’nin dört bir yanında kış ortası su kuşu sayımları yapılıyor. Sayımlar, kış döneminde ülkemizde bulunan su kuşu nüfusunun belirlenmesi çalışmalarına katkı sağlanması amacıyla yapılıyor.

Kutladın mı?

Camili (Macahel) Havzası’nda HES projesine iptal kararı çıktı. Havza, UNESCO tarafından Türkiye’nin ilk ve tek Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilmiş bölgesi. Havza, endemik türlerin barındığı florası, zengin yaban hayatı, Avrupa’nın en zengin ve doğal yaşlı ormanları ve ülkemizde sadece bu bölgede saf olarak varlığını sürdürebilmiş olan saf Kafkas arısı ile de önemli bir kraliçe arı üretim alanı.

Kayıt yaptırdın mı?

Buğday Derneği ve Adım Adım oluşumu, Antalya’da 6 Mart tarihinde düzenlenecek Runtalya koşusunda TaTuTa (Tarım-Turizm-Takas) yararına koşacak veya yürüyecek gönüllüler arıyor. Katılım için: www.bugday.org

Hazır mısın?

Baharın müjdesi olarak bilinen ‘cemre’nin ilki 19 Şubat’ta havaya düşecek. “Kor halindeki ateş” anlamına da gelen ‘cemre’nin ikincisi 26 Şubat’ta suya, üçüncüsü de 5 Mart’ta toprağa düşecek. Cemreleri kutlamaya hazırlandın mı?
 RADİKAL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri