Vizdanımızın süzgecinden geçen masumlar (2)

Memurların KHK ile ihraç edilmeleri gündemdeki yerini koruyor. 1 Eylül 2016 tarihli ihraç kararnamesinde ismi yer alıp da durumlarını şüpheli gördüğümüz üyelerin maillerini yayımlıyoruz.

Memurlar.net tarafından, kendilerine ulaştırılan bazı bilgiler derlenerek yayınlanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde gündeme getirilen "Suçsuz yere görevden alınan veya ihraç edilen memurlar" konusu gündemde kalmaya devam ediyor. 

Aşağıda yine tarafımıza ulaşan ve telefonla da tek tek görüşerek, durumlarının yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağını düşündüğümüz bazı üyelerimizin FETÖ'cü olmadıklarına dair gerekçelerini içerir mailleri yer almaktadır.

NURİ EMİR
Bu kişi sadece Bank Asya'da kalan 50 TL'sine gelen 2,66 TL'lik katkı payından dolayı ihraç edildiğini belirtmektedir. Durum bu şekilde ve başka bir irtibat yok ise ise mutlak surette bu yanlışılık düzeltilmelidir.

Ben siirt te polis memuru olarak görevli iken 18 temmuzda hakkımda idari soruşturma açıldığını öğrendim. İdari soruşturmanın konusu;
Eşim 2010 yılında (daha biz tanısmıyorken) bankasyada katılım hesabı açmış ve aynı yıl içerisinde parasını çekmiş banka görevlisi tüm paranızı çektiğiniz için hesap otomatik olarak kapatılacağını söylemiş. Eşim de bu beyan üzerine ayrıca hesap kapatma işlemi yapmamış parasını alıp çıkmış bankadan bir daha da o bankayla işi olmamış. Ancak nasıl olduysa hesap kapanmamış ve hesapta bir miktar para kalmış ( tahminen 50 TL) banka bu paraya katkı payı vermeye devam etmiş ve 2014 yılında toplam 2.66 TL (iki lira altmışaltı kuruş) kar payı vermiş. Bu mevduat artışının yapılan çağrı üzerine tarafımızdan bilinçli bir şekilde yapıldığı düşünülerek. İdari soruşturmanın tebliğ edildiği tarihten bir gün sonra 19 temmuzda açığa alındım ve 22 temmuzda gözaltına alındım 6 günlük gözaltı süresinin sonunda mahkeme adli kontrol şartı ile serbest bırakıldım. Son çıkan khk ile de ihraç edildim. Bu yapının okuluna dershanesine gitmedim zaten pahalı olduğundan gitmek istesem de ailemin o kadar maddi imkanı yoktu. Polis okulunda yatılı okumama rağmen yine de maddi imkansızlıklarla okudum. 9 yıllık meslek hayatım boyunca hep emniyet teşkilatının hamallık yapan birimlerinde çalıştım karakol gibi devriye ekipler gibi. O yapıyla ilgim olsa iyi bir birimde çalışırdım en azından bir şubede görev yapardım.

VOLKAN ADA
CAFER AVCIOĞLU
RAMAZAN BİLGE
ERHAN DEMİRCİ
ERDİNÇ EROĞLU
Bu öğretmenler, 2014 yılında atandıkları okuldaki müdürün mobbing yoluyla kendilerini Aktif Eğitim Sen'e üye yaptıklarını belirtmekte ve durumun ilçe milli eğitim müdürlüğünce de bilindiğini söylemektedirler. İlçe Milli eğitim Müdürü konudan haberdarsa bu kişilerin durumu yeniden ele alınmalıdır.

Aşağıdaki isimleri geçen öğretmenlerle görüşülmüştür. Volkan Ada ve Cafer Avcıoğlu 2014 Şubat'ta, Ramazan Bilge, Erhan Demirci ve Erdinç Eroğlu ise 2014 Eylül'de Sultangazideki Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine atanmıştır. Bu aday öğretmenler, dönemin okul müdürünün (Mustafa Aldaş) mobbingi nedeniyle bir süre zorunlu olarak Aktif Eğitim Sen'e üye yapılmıştır. Bu öğretmenler, Eylül ayında, ilçe müdürünün bilgisi dahilinde sendikadsan ayrılmışlardır.

Milli Eğitim Bakalığı bünyesinde İstanbul Sultangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarihli 672 sayılı kanun hükmünde karaname ile ihraç edildim. 10 Şubat 2014 tarihinde Sultangazi mesleki ve teknik anadolu lisesine atandım. Ben (Volkan ADA) ve Cafer Avcıoğlu okula evrakları teslim etmeye gittiğimizde dönemin okul müdürü Mustafa Aldaş (ihraç edildi) sendika üyelik formu imzalamamız gerektiğini söyledi. Akabinde biz de rutin bir işlem olduğunu düşünerek bu formu imzaladık. 
03/03/2014 tarinde Aktif-Eğitim-Sen'e üye olduğumuzu öğrendik. Daha sonra bu sendikadan birçok kez istifa etme girişiminde bulunmama rağmen okul müdürü Mustafa ALDAŞ tarafından engellenmiştir. Mustafa ALDAŞ'ın uyguladığı baskılar o dönem okulumuzda çalışan bütün öğretmen arkadaşlarım tarafından bilinmektedir.Gerektiğinde bilgilerine başvurulabilir. Ayrıca bu olayları İlçe Milli Eğitim Müdürü .., Şube Müdürü ..., dönemin Eğitim-Bir-Sen sendika temsilcisi Hidayet .., şu andaki temsilci ..., okul sendika temsilcisi .. dahi bilmektedir. Sonrasında ben 04/09/2014 tarihinde Aktif- Eğitim-Sen'den istifa edip Ramazan BİLGE, Erhan DEMİRCİ ve Erdinç EROĞLU ile birlikte Eğitim-Bir-Sen'e üye olduk. Mustafa ALDAŞ'la ilgili sendikaya zorla üye yapması, okulda uyguladığı baskılar tarafımızca o dönemde Hidayet .. (Eğitim-Bir-Sen 2 nolu Şube Başkanvekili)'a iletildi. 
Akabinde 01.09.2016 tarih ve 29818 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname Ek 1 sayılı listede ismimin yer alması sebebiyle başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın açığa alınmadan kamu görevinden çıkarıldığımı öğrenmiş oldum. 
Fetö/pdy terör örgütü yapılanmasıyla hayatımın hiçbir döneminde ilişiğim ve iltisakımın bulunmadığını bildirir, gerekli görüldüğü takdirde sosyal medya hesabım, geçmişe yönelik telefon dökümlerim, banka hesap bilgilerim ve istenecek her türlü bilgiyi sunmaya hazır olduğumu arz ederim. 
672 sayılı KHK'nin "Kamu personeline ilişkin tedbirler" başlıklı; 2. Maddesinde; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; ekli listelerde yer alan kişilerin, kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldıkları, bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacağı belirtilmiştir. 
Meslek hayatımı bugüne kadar vatan ve millet sevgisi içinde başarıyla yerine getirdim. Ne fetö/pdy terör örgütü ne de herhangi başka bir terör örgütü ile uzaktan yakından ilgim bulunmamıştır ve bulunması da mümkün değildir. 15 Temmuz 2016 gecesi ülkemizde yaşanan menfur saldırıları, vatanını ve milletini seven her Türk vatandaşı gibi endişe ve üzüntü ile karşıladım. Devletimize, milletimize ve demokrasimize yapılacak herhangi bir hain saldırıyı desteklemem mümkün değildir. Bugüne kadar hakkımda örgüt üyeliği ve benzer suçlamalar ile herhangi bir şikayette bulunulmamıştır. Bahsi geçen suçlamalarla alakalı daha önce hakkımda açılmış bir disiplin soruşturması ya da ceza kovuşturması mevcut değildir. 
https://www.facebook.com/profile.php?id=648113144 adresindeki profil sayfamdaki paylaşımlara bakılabilir. Vatanım ve milletim aleyhine olabilecek bir paylaşımım bulunmamaktadır.
Hayatımda bir yere bağış yaptım o da Kızılay'dır.
Konu hakkında araştırma ve inceleme yapılmasını istiyorum. Gereğini bilgilerinize arz ederim.

DR. NECATİ TONGA
Bu kişi isim yanlışlığından dolayı gözaltına alınmış ve savcılığa da gitmeden serbest bırrakılmıştır. Bu üyemiz 2014 yılında MEB'in kılı kırk yararak yaptığpı seçim sonucunda yurt dışına gitmiştir. Durum yeniden tetkik edilmeli ve olay gerçekten isim yanlışlığından ibaret ise durumu düzeltilmelidir.

Kadrosu Kırıkkale Milli Eğitim Müdürlüğü'nde bulunan, Ekim 2014'ten beri Tiflis Büyükelçiliği nezdinde Kutaisi Akaki Tserelli Devlet Üniversitesinde Okutman olarak görev yapan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. 
Daha önce BİMER'e, Cumhurbaşkanlığı'na, Milli Eğitim Bakanlığı'na ve çeşitli kurumlara durumumu anlatan başvuru yapmama rağmen ne yazık ki bir netice alamadım. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra görevden uzaklaştırılan ve geçen hafta ihraç edilen öğretmenlerden biriyim. Ve bu konuda müthiş bir yanlışlığın, bir isim karışıklığının olduğunu düşünmekteyim. Çünkü benim bahsi geçen PYD/FETÖ yapılanması ile ilgili hiçbir irtibatım yok, olmadı, olamaz da. 
Hayatım boyunca bu yapılanmanın sendikasına Aktif-sen'e hiç üye olmadım. 6 sene Türk-Eğitim-Sen'e(2002-2006) ve 4 yıl Eğitim Bir-Sen'e(2006-2010) üye oldum.
Hayatım boyunca akıllı bir telefonum olmadı, dolayısıyla bylock gibi bir programı kullanmama imkan yok. Evimdeki bütün elektronik cihazları, bilgisayarım, telefonum adli merciler tarafından incelenebilir. 
Hayatım boyunca Bank-Asya'da hiç hesabım olmadı, hayatım boyunca borsa oynamadım, dolayısıyla Bank-asya hisseleri ile de bir ilgim yok.
Çocuklarımı bu yapının okullarına göndermedim, bu yapının okullarında okumadım, yurtlarında kalmadım, bu yapıya finansal bir destek vermedim, yayın organlarına abone olmadım. 
Sosyal medyada devletimi ve hükümetimi küçümseyici/eleştirici ve bu terör yapılanmasını destekleyici hiçbir paylaşımım olmadı. Hiçbir bağlantım olmadığı halde açığa alındım ve geçen hafta ihraç edildim.
Açığa alınmam ve yurtdışı görevimin sonlandırılması hususunda bir istihbarat yanlışlığının ve isim karışıklığının olduğunu düşünüyorum. Ailem haftalardır perişan, ben ağır depresyon ilaçları kullanıyorum. Günlerdir uyuyamıyoruz, yemek yiyemiyoruz. Benim alnım ak, yüzüm paktır. Beni sosyal çevremde, görev yaptığım okullarda kime sorsanız tanır. Bir kişi dahi "Necati Tonga, Fetullahçıdır" desin ben kendim görevimden istifa etmeye hazırım. 
Ben 38 yaşında, iki kız çocuğu babası, 3 kitap ve 50'den fazla makale yazmış, ülkesini canından çok seven bir öğretmenim. Yüzeysel bir araştırma ile bile FETÖ/PYD ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde irtibatımın olmadığı anlaşılacaktır.

ÖMER FARUK AYDIN
Bu kişi bir dernek üyeliği olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmış ve daha sonra itirafçının çelişkili açıklamalarını gören hakim tarafından serbest bırakılmıştır. Derneğe üye olduğundan haberi dahi olmadığını belirtmektedir. Durumunun yeniden tetkinde fayda bulunmaktadır.

Üsküdar SGK Eğitim ve Sosyal Tesislerinde memur olarak çalışmaktaydım, 01.09.2016 tarihli 672 sayılı KHK kapsamında görevden ihraç edildiğimi öğrendim. (Ocak 2009-Haziran 2010 tarihleri arasında Diyarbakır Halkbankası'nda çalıştım)
Herhangi bir sendikaya üyeliğim bulunmamaktadır, çalışma hayatımın hiçbir döneminde FETÖ ile ilişkili herhangi bir sendikaya üyeliğim olmamıştır. Vakıf, Zİraat, Halkbank ve İşbankasında hesabım bulunmasına rağmen hiçbir zaman Bankasya'da ne hesabım bulunmuştur ne de Bankasya'da küçük ya da büyük meblağlarda para alışverişim olmamıştır. Hayatımın hiç bir döneminde FETÖ ile ilişkisi olduğunu düşündüğüm basın yayın organlarından hiçbirine ne aboneliğim bulunmuştur ne de okunmaya değer görmüşümdür. Onların kolejleri ya da dershaneleri ile ne benim ne de aile mensuplarımın herhangi bir münasebeti olmamıştır.
03.08.2016 tarihinde sabah 05.00'da polisler evime gelip hakkımda gözaltı kararı olduğunu söylediler, o zamana kadar hayatımın hiçbir döneminde bu yapı ile uzaktan yakından hiçbir ilişkim bulunmadığından dolayı başta gelenlerin dolandırıcı olduğunu bile düşündüm ,ancak hakkımda gözaltı ve evimin aranma kararını gördükten sonra durumun ciddiyetini kavradım. Ancak ne ile ilgili hakkımda böyle bir işlem yapıldığı ile ilgili hiçbir bilgim bulunmamaktaydı. Evim saatlerce aranmasına rağmen FETÖ ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir delile rastlanmamıştır bunu da polis tutanakla kayıt altına aldı. İstanbul'daki evimden alıp beni akşam saatlerinde Diyarbakır'a götürdüler, Diyarbakır'da 5 gün boyunca avukatımla görüştürülmedim ve o 5 günlük süre içinde de sadece gözaltındaki kişilerin tahminlerinden akıl yürüterek neden gözaltında olduğumu öğrenmeye çalıştım, avukatımla 5inci gün sonunda görüştürüldüm ancak o da soruşturmanın gizliliğinden dolayı neden gözaltında olduğumu öğrenemediğini söyledi, oradaki polislerden öğrendiğim bilgiye göre adını ilk defa orada duyduğum bir dernek üyeliği nedeniyle gözaltında olduğumu öğrendim, avukatıma derneğin kim tarafından ne için ne zaman kurulduğunun falan bilgisini öğrenmek istedim, öğrendiğim kadarıyla benden habersiz beni bu derneğe üye yapmışlar ve bir itirafçı da benim adımı vererek beni bu dernekte gördüğünü ve himmet ödediğimi ve sohbetlere katıldığımı belirtmiş (bu itirafçının sadece benimle ilgili değil başka kişilerle ilgili de ifadeleri var ancak yurtdışındaki bir kişiyi bile yurtdışında olduğu tarihte dernek faaliyetlerine iştirak ettiğini ifade etmiş ve daha birçok çelişkili ifadelerde bulunmuş, hakimlerden biri bu itirafçının ifadelerinde tutarsızlık olduğu için bu kişinin ifadelerinin gerçeği yansıtmasının zor olduğunu belirterek o hakim herkesi serbest bırakmıştır) ancak ben o tarihlerde Diyarbakır'da bulunmamama rağmen hakkımda böyle bir iftira atıldı. Benimle ilgili suçlama sadece bir itirafçının iftiralarından ibaret olduğu görülmüştür.
27 gün boyunca gözaltında tutuldum, savcı ifademi bile almadan hakkımda tutuklama talep ederek mahkemeye sevk etti, hakimden hem imzamın incelenmesini hem de hakkımda itirafçı olduğunu belirten kişi ile yüzleştirilmemi istedim, bu kişinin benimle ilgili bilgi toplayarak benim yüzümü ezberleyerek beni tanıyabilme durumunu da göze alarak böyle bir risk aldım ancak buna bile gerek duyulmadı, hakim adli kontrol şartıyla beni serbest bıraktı, savcının ifademi alması, imzaların incelenmesi, yüzleştirme işlemlerinin yapılmasından çekinmiyorum.
Serbest bırakılmamdan iki gün sonra görevden ihraç edildiğimi öğrendim, ancak onların ne sendikalarına üye olmam, ne onların bankasıyla herhangi bir faaliyetimin olması, ne onların yayın organlarına aboneliğim ya da okumuşluğumun olması, dershaneleri ya da kolejleriyle faaliyetleriminin olmamasına rağmen adını ilk defa içerde duyduğum bir derneğe üyeliğim ve tanımadığım ve kendisinin de beni tanımadığımdan emin olduğum ve bununla ilgili olarak da her türlü riski alarak kendisiyle yüzleşmeyi talep etmeme rağmen yüzleştirilemediğim bir itirafçının ifadelerinden dolayı 27 gün gözaltında kaldım ve sırf o gerekçe gösterilerek görevden ihraç edildim, 
ilk etapta üzerimdeki fetöcü lekesinin kaldırılması ardından da göreve iadem için yaşadığım mağduriyetlerimin giderilmesini talep ediyorum.

ZEHRE ÖZCAN GÜZEL
Bu kişi niye atıldığını bilmediğini ve örgütle hiçbir teması olmadığını söylemektedir.

Elazığ Defterdarlığı Alacakaya Malmüdürlüğünde muhasebe bölümünde VHKİ olarak görev yapmaktaydım. 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 sayılı KHK da ihraç edilen memurlar listesinde adım geçmektedir. Ancak benim ne üniversite dönemimde ne de iş hayatımda FETÖ adı altında vatan haini bir gruba ya da cemaat adı altında oluşturulan herhangi bir topluluğa hiç bir üyeliğim ve bu tarz terör örgütleriyle hiçbir bağlantım olamaz.
Ben açığa alınmadan, soruşturma geçirmeden Fetö adındaki vatan haini bir örgütle bağlantım bulunması gerekçesiyle (böyle bir durum kesinlikle söz konusu bile olamaz) direk ihraç edilmeyi kabul edemiyorum. Sayın Başbakanımız açıkladığı ihraç edilmedeki 16 kritere baktığımızda;
-17/25 Aralıktan önce veya sonra Bank Asya ve Paralel Yapının diğer Şirketlerine parasal katkı sağlamadım, Fetö'nün sendikaları ve derneklerinde yönetici veya üye olmadım. By Locak ve benzeri özel şifreli yazışma programı kullanmadım ve ne olduğunu dahi bilmiyorum, Kimse Yok Mu derneğine hiçbir zaman bağışta bulunmadım.
-Emniyet ,Mit ve Masak raporlarının olması konusunda bir bilgim yok böyle bir rapor olması için bir bağlantım olması gerekir böyle bir bağlantım zaten yok. Sosyal medyada siyasi paylaşımlar yapmıyorum ve beğenmiyorum, yaptığımda çok nadir devletimin lehine olan paylaşımlardır.
-Örgütün sivil toplum kuruluşları adı altında sohbet ve toplantılara hiçbir zaman katılmadım, Kısa sürede terfi etmedim özel görevlere getirilmedim. Zaten VHKİ olarak çalışan bir devlet memuruyum. Örgüte himmet adı altında hiçbir şekilde para aktarmadım hiçbir şekilde kaynak sağlamadım. Paralel yapıyla ilgili hiçbir siteyi takip etmiyorum ne olduklarını dahi bilmiyorum. Fetö üyesi şirketlerin normal olmayan işlerini yapmıyorum onları koruyup kollamıyorum.
-Güvenilir ihbarlar, ifade ve itiraflar bulunması konusunda etrafımda bu örgütle bağlantılı hiç kimse bulunmadığından böyle bir durum söz konusu olamaz, olsa bile bu araştırıldığında böyle durum olmadığı rahat bir şekilde anlaşılır.
-Yargıda emniyette örgüt lehine hareket eden kişiler arasında yer almadım. Paralel yapının ev ve yurtlarında hiçbir dönem kalmadım , okullarına dershanelerine gitmedim. Örgütün gazetesine veya dergisine hiçbir zaman bir aboneliğim olmadı.
Yukarda açıkladığım kriterlere baktığımızda 17/25 Aralıktan önce de sonra da bu kriterlerden hiçbirinin üzerimde bulunmadığı, zaten hiç birinin yoruma açık olmadığı hepsinin araştırıldığında kesin sonuçlar vereceği görülmektedir. Neye göre ve nasıl bağlantım varmış bunun bana bildirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Memuriyete 2010 yılındaki sınavla da atanmadım. 2014 yılında cemaatin ayıklanmaya başlandığı soruların çalınmadığı yıl, ben kendi hakkımla 90 puan alarak merkezi atamalarda memuriyete yerleştim.
Ayrıca şu an 3 aylık hamileyim ve bu yanlışı kaldırabilecek durumda değilim. Listede adımın bulunmasının tamamen yanlışlıktan ibaret olduğundan eminim. Ben kendime de eşime de aileme de güveniyorum. Araştırıldığım zaman durum zaten ortaya çıkacaktır. Vatan hainliğiyle suçlanmak çok ama çok ağır, hem de vatanına bu kadar düşkün biriyken. Bilgi edinme hakkımı kullanarak ben neden o listede adım var bunu öğrenmek, araştırılmak istiyorum. Ve bu yanlışın düzeltilmesi için yardımlarınızı talep ediyorum.

ESRA DEMİROLUK
Bu Kuran Kursu öğreticimiz Şırnak'ta başka faizsiz banka bulunmadığı için hesap açtığını hesap açtığı dönemde Ziraat bankasının bank asyaya talip olduğunu, bir iki ay daha birikimlerini buraya yaıtrdıktan sonra ev alıp hesabı kapatığını belirtmektedir. Olay gerçekten bir ev alımından ibaret ise ve bu kişinin facebook dahil diğer sosyal çevresi FETÖ'cü değilse durumu yeniden değerlendirilmelidir.

Selamun aleyküm saygıdeğer site yöneticileri
Bir mağduriyetimi sizinle paylaşmak istiyorum; belki sesimize ses olursunuz diye...
Diyarbakır Yenişehir İlçe Müftülüğüne bağlı Sümer Kız Kur'an Kursunda Kur'an Kursu öğreticiliği yapmaktaydım. FETÖ - PDY kapsamında 10.08.2016 tarihinde açığa alındım ve 672 KHK ile öğrendim ki hiçbir sorguya tabi tutulmadan görevden ihraç edilmişim. Bu örgütle zerre kadar ilgim olmadığı gibi her durumda ve şartta bu yapılanmanın karşısında, hükümetimizin yanında yer aldım. Hayatımın hiçbir kesitinde bu cemaatle duygusal yahut organik bir bağım olmamıştır. Eğer benim geçmişim, sosyal medya hesabım, yakın çevrem araştırılmış olsaydı; beni etrafımda yer alan, beni tanıyan insanlara sormuş olsalardı nasıl bir düşünceye sahip olduğum bariz bir şekilde açığa çıkacaktı. Ancak hiçbir sorguya ve araştırmaya tabi tutulmadan ihraç edildim.
Şırnak'ta yaşadığım dönemde bulunduğum il merkezinde Bankasya dışında faizsiz hiçbir bankaya ait ne bir şube ne de bir ATM vardıAyrıca Ziraat Bankası, Bankasya'ya talip olmuştu. İşte tam da bu zamanlarda birikim yapmak için Bankasya'dan hesap açmada bir sakınca olmayacağını zannederek hesap açma gafletinde bulundum (Tahmini Haziran 2014 tarihinde). Birkaç ay boyunca, her ay 1000 TL para yatırdıktan sonra Şubat 2015 de TOKİ'den ev devralınca Bankasya'daki paramı çekip alacağım evin peşinatını ödedim. Bu sebeple açmış olduğum hesaptan dolayı devleti yıkmayı, bölmeyi amaçlayan bir teröristmişim gibi muamele gördüm. Bununla da yetinilmeyerek 25 yıllık eğitim hayatımın sonunda zorluklarla elde ettiğim memuriyetim elimden alındı. 
Lütfen ama lütfen Şırnak'ın özel durumu gözönünde bulundurulsun. Para yatırabileceğim tek faizsiz ATM onlara aitti.
https://www.facebook.com/kayipyolcu?fref=ts adresine bakılarak paylaşımları görülebilir. Beni Altınoluk çevresi tanır. Bugüne kadar yaptığım bağışlar sadece İHH aracılığıyladır.
Ülkece mağduru olduğumuz bu yapılanmanın mensubuymuşum gibi muamele görmek canımı çok acıtıyor.
Ayrıca memuriyetime son verilince sigortamın da iptal edileceğinden kronik Ülseratif Kolit hastalığımdan dolayı doktor raporuyla aldığım ilaçları alamamaktan ve hastalığımın ilerlemesinden endişeleniyorum.
Bu durumun bir an önce çözülmesi için her kesimin üzerine düşmesini yapmasını ümit ediyorum.
Saygılarımla...

ALİ ÖZSEMERCİ
Bu kişinin hayatı ve sosyal çevresi FETÖ'cü olmaya pek uygun değildir. Askeriye ve istihbarat gibi bir kurumda çalışmadığı için kripto davranarak bu şekilde yaşadığını belirtmek zor görünmektedir. Durumunun yeniden tetkinde fayda bulunmaktadır.

01.08.2016 pazartesi günü açığa alındım. Neyle ilişkilendirilip suçlandığımı bilmiyorum. Hakkımda soruşturma açılıp sonuçlanıncaya kadar beklemem gerekiyormuş.Ancak 01 eylül 2016 tarihinde yayımlanan KHK ile meslekten atıldım. Soruşturmam için denizli valiliği tarafından görevlendirilen Muhakik müfettiş (Denizli Milli Eğitimden bir müfettiş ismini verebilirim) beni 1 gün sonra yani 02 eylül saat 15:00 da ifadeye çağırdı. Ve hakkımda ki suçlamanın ne olduğunu bilmediğini, öğrenemediğini söyleyip; gazete dergi abonelikleri banka asyadan hesap açtırdığımı yurtdışına çıkıp çıkmadığımı bu teröristlerin okullarına dershanelerine gidip gitmediğim gibi sorular sordu. Bunların hiçbirinin bende olmadığını ancak ben zaten soruşturmam dahi başlamadan meslekten ihraç edildiğimi söyledim. BENİM İFADEM ALINMADAN, SORUŞTURMAM BAŞLANMADAN VE SUÇUMUN DAHİ NE OLDUĞUNU BİLMEDEN VATAN HAİNİ İLAN EDİLİP 10 YILDIR ŞEREFİMLE NAMUSUMLA ÇALIŞTIĞIM DEVLETTEN ATILDIM.
İnanın Denizlide 10 tane avukatla görüştüm anlattım durumumu hiçbir avukat davayı istemiyor.
Ek'te size üniversite yıllarımdan kaldığım evden kalma birkaç fotoğraf atıyorum. Bu tarz binlerce fotoğrafım var yüz yüze size hepsini verebilirim Yaşam tarzımla alakalı (bu yaşam tarzının doğru olduğunu iddia etmiyorum yanlış anlamayın) Bu tarzda biri olarak bırakın bu hainlerin örgütünü, herhangi cemaate dahi girmek istesem almazlar beni. Eşimle kız isteme nişan kına düğün video fotoğraflarım var elimde 20gb dan fazla digital tatil fotoğraf ve videolarım var. Ve ben bunların hepsini sosyal medyada paylaştım. Rastgele içinden birisi dahi seçilip bakılırsa zaten yaşam tarzımın kafa yapımın bu tarz bir örgütle alakalı olamayacağı bariz bir şekilde bellidir. Ben bu örgüte girmek istiyorum desem dahi inanın beni almazlar. 12 yıldır aynı hattı kullanıyorum. facebook hesabım bellidir. Bu mail adresimi 10 seneye yakındır kullanmaktayım.Şu an kullandığım cep telefonumu 8 aydır kullanmaktayım. ondan önce 3 yıldır kullandığım telefonum var sadece ekranı kırık ama çalışıyor. bunları verebilirim . İncelensin. 
Ömrü hayatımda bu hainlerin bırakın gazetelerine dergilerine abone olmayı, açıp okumuşluğum dahi yoktur. Değil bankalarına para yatırmak hesap açtırmak, adres sormak için dahi girmedim. Ne okullarına gittim nede dershanelerine uğradım. Herhangi bir sendikalarına, vakıflarına veya bu terör örgütüyle alakalı kurum, kuruluşlarına üyeliğim kaydım yoktur olamazda. öğrencilik hayatımda hep devlet okullarında okudum ve devlet yurtlarında kaldım. Sadece üniversitede 3 yıl evde arkadaşlarla kaldım.bunlarla ilgili de zaten fotoğraflarım var. kaldığım evin bu örgüt yuvasıyla alakalı olmadığı açık seçik bellidir. Benı üniversitede lisede yada meslek hayatımda bu örgütten biri olamayacağım açık seçik bellidir. Bu eli kanlı şerefsiz terör örgütünün ne yöneticisiyim ne üyesiyim nede sempatizanıyım.
Hesap hareketlerimi inceleyin. 10 yıllık devlet memuruyum evlendikten sonra düğün takılarım ve 2012 yılında Ziraat bankasından 8.000 tl kredi çekip 2.el aldığım 2005 model hyundai getz marka bi arabam var. Ev almaya gücüm yetmedi 2015 kasım ayında Ziraat bankasında 75.000 lira kredi çekip 56 m2 2 oda ve bir mutfağı olan yer alabildim ancak, şimdi onun kredi taksitlerini zyi bilirim. Benim gidecek başka bir ülkem, başka bir Denizli'm başka bir köyüm yok. Değil vatana ihanet veya bu hain terör örgütüne üyeliğim en ufak bir trafik cezam dahi çıkarsa beni atın içeriye.

BİLAL KARAKOÇ
Bu hocamızın tek kusuru eski Rektör Laçiner döneminde, başka biri için açılan kadroyu kazanmış olması görünmektedir. Yaşantısı FETÖ'cü olmasına müsait değildir. Durumunun yeniden tetkikinde fayda bulunmaktadır.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversite'sinde Öğretim Görevlisi Doktor iken 2 Eylül'de ihraç edildim.
Üniversite'ye, Valilikteki Ohal ofisine ısrarla neden ihraç edildiğimi sormama rağmen hiçbir kimse neden ihraç edildiğimi söylemiyor.
FETÖ terör örgütü hayatımda hiç yer almadı
İlkokul, ortaokulu devlet okulunda okudum. Liseyi turizm lisesinde okudum. BAR bölümü mezunuyum. 
Üniversite'yi Muğla'da okurken Muğlaspor'da oynadım ve Üniversite boyunca kulüpte kaldım.
Hiç dersaneye gitmedim.
Y
akılaşık 8 sene turizm sektöründe çalıştığım için İngilizcem iyi seviyede. FETÖ'cülerin yabancı dil bilgisi hep kopyaya dayalı olduğu için, benim sadece bu yönümle bile onlardan olmadığım açıktır.
1. eşim alkolikti, tedavisi için çok caba gösterdim ama sonu olmayınca ayrıldım oğlum 1 yaşında iken hakim bana verdi velayetini annesinin alkolik olmasından dolayı. 2. eşim sol görüşlüdür.
Laçiner döneminde Üniversite'ye girmiş olmam şüphe oluştursa da FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ hayatımın hiçbir döneminde yer almadı, FETÖ olduğum için girmedim! İlan başka birisi için çıkmıştı o gelmeyince bana nasip oldu.
2-3 sene önce fetö terör örgütü üyesi olduğunu tahmin ettiğim kişi benden burs ve kurban istedi taleplerini kesin bir dil ile reddettim. 
Fetö terör örgütü üyesi olabileceğimle ilgili de hiç bir belirti yoktur hakkımda. Yaşam tarzım buna hiç uygun değildir. Kısmen de olsa içki kullanırım, bahis oynarım.
fetö terör örgütü ile bağı olan hiçbir Banka, dergi, gazete, vakıf, dernek, iletişim programı, organizasyon vb hiçbir bağım yoktur.
Ben inanıyorum bişey varki ihraç edildim. Fakat bunda kesin yanlışlık var. Bu hayatı ben yaşadım kendimden eminim. Fetö terör örgütü ile herhangi bir üyelik yada ilgim bulunsun İDAM EDİLMEYE BİLE RAZIYIM!
Ben Devletçi, Vatansever bir vatandaşım. Kişiler hatta kurumlar hata yapabilir ama şundan eminim ki Devletimiz kimseyi mağdur etmez. Allah Devletimize, Milletimize zeval vermesin...
Saygılarımla,

MEHMET TURGAY KARAKOÇ
Bu kişi şuan faaliyetine devam eden ve kapatılmamış olan Aktif Sağlık Sen'e üye olduğu için ve bu sendika FETÖ'cü sendika zannedilerek atılmış görünmektedir. Durumu yeniden tetkik edilmelidir.

Herhangibir bürokrat, siyasi dayım yada tanıdığım olmadığı için kimseye derdimi anlatamıyorum. Milletvekilleri savcıları arayıp tanıdıklarına referans olup basın açıklamaları yaparak bir şekilde koruyorlar. Biz iğne ucu kadar alakamız olmamasına rağmen bin türlü kağıt üzerinde oyunlarla iftira sonucu açığa alınarak, sorgusuz sualsiz MEMURİYETTEN İHRAÇ EDİLDİK. MEMURLAR.NET OLARAK konu hakkındaki hassasiyetinizi görerek bu belge ve yazıyı size gönderiyorum. İnşallah mağduriyetime ses olursunuz.

Çanakkale Ayvacık devlet hastanesinde Laboratuvar Teknisyeni olarak çalışmaktaydım.Memuriyetimde 10 yılımı cezasız olarak bitirmişken Çanakkale Ayvacık devlet hastanesi başhekimi ve 2 müdürünün Kasıtlı ve bilinçli olarak üzerime attıkları İFTİRA ile Ayvacık Kaymakamı tarafından daha OHAL ilanı resmi gazetede yayımlanmadan 20.07.2016 tarihinde Görevden alındım. İdari soruşturma yapılmadan ve Savunmam dahi alınmadan 01.09.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan KHK ile Memuriyetten ihraç edildim. İhraç edildikten sonra 07.09.2016 tarihinde idari soruşturmaya ifade vermek için çağırılarak ifadem alındı! İfademde yaşadığım tüm olaylar detaylı olarak yer almaktadır. Çanakkale Valisi bile olanlara şaşkın ve bihaber durumdadır.

FETÖ/PDY kapsamında tarafıma yapılan suçlama sadece Aktif Sağlık Sen üyeliği ve Çanakkale il temsilcisi olmamdır.2016 Ocak ayında sendikadan istifa ettim. FAKAT AKTİF SAĞLIK SEN FETÖNÜN SENDİKASI DEĞİLDİR. AKTİF SAĞLIK-SEN SENDİKASI ŞU ANDA FAALİYETİNE DEVAM EDİYOR. AKTİF SAĞLIK-SEN KURUCULARI HÜSEYİN A, ERCAN K, ALİ G, DİLEK E Ö, HÜLYA K, ARZU B, ÇAĞATAY D. İSİMLERİ BU SENDİKANIN KURUCULARI DIR VE SAĞLIK PERSONELİ OLARAK MEMURİYETLERİNE DEVAM EDİYORLAR. BU SENDİKA CEMAATİN YADA FETÖNÜN SENDİKASI DEĞİLDİR. FETÖ YE ait olan Sendika UFUK SAĞLIK SEN dir ve bağlı olduğu konfederasyon CİHAN SEN dir.Fetöye ait olan SAĞLIKTA UFUK SAĞLIK SEN VE CİHAN SEN SENDİKALARI KAPATILDI VE FAALİYETLERİNE SON VERİLDİ. Ufuk sağlık sen e HİÇBİR ZAMAN ÜYE OLMADIM. Benim bir dönem üyesi ve il temsilcisi olduğum Sendika Aktif Sağlık Sen kapanmadı. Bu kargaşadan ve isim benzerliğinden faydalanan Ayvacık devlet hastanesi yöneticileri bana İFTİRA ATARAK Ayvacık Kaymakamını kandırarak benim Memuriyetten İHRAÇ EDİLMEME sebep oldular.

Ömrüm boyunca FETÖCÜLERLE ve terör örgütleriyle zerre kadar alakam olmadı. Ben Vatansever, Milliyetçi, Atatürkçü, Bayrağıma ve Ülkeme laf söyletmeyen bir Türk genciyim. Üzerime attılan bu iftiradan biran önce kurtulmak istiyorum. Tüm hayatım araştırılabilir. Başbakanımız Binali Yıldırım ın açıklamasına göre Memuriyetten İHRAÇ lar 16 kritere göre yapılacak Ama bende bu 16 kriterden hiçbiri bulunmamaktadır.Hastane idaresi bunu bilerek hedef şaşırtmışlardır. Yapılan yanlışlık ortaya çıkacaktır. Konu hakkında İFTİRA ve yanlışlık yapıldığı için Savcılık başvurusu, Polis karakoluna şikayetim bulunmakta, kaymakamlığa, Çanakkale Valiliğine, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna yazılı dilekçelerim bulunmakta, sbn ye ve BİMER e 31.07.2016 tarih 884261 sayılı, BİMERe 02.09.2016 tarih 1600046461 sayılı İHBARLARIM, yine BİMERe 04.09.2016 tarih 1600053804 sayılı Şikayetim bulunmaktadır. Sorgusuz sualsiz işimden edildiğim ve psikolojimin bozulmasına sebep olanlar ve asıl FETÖCÜLER görevine devam etmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda acil olarak yanlışlığın yetkililerce düzeltilerek göreve iademi istiyorum.

Mahkeme yolu ile birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil olmak üzere tüm hukuki yollara başvuracağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Bana iftira atanlara hakkımı helal etmiyorum. Adalet er ya da geç tecelli edecektir.

AHMET GÖDELEK
Bu kişi FETÖ'cülerin BTK'da en etkin olduğu dönemde uzman yardımcısı mülakatında elenmiştir. TRT'ye ise ancak 3. başvurusunda girebilmiştir. FETÖ'cü olan birinin 2001 yılında BTK'ya girememesi hayatın olağan akışına uygun görünmemektedir. Bu nedenle durumunun yeniden ele alınması uygun olacaktır.

Sayın Yetkiki 10.01.2012 tarihinden 01.09.2016 tarihine kadar Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığında Stajyer Hazine Kontrolörü olarak görev yaptım. 01.09.2016 tarihli ve 672 sayılı Ohal KHKsı ile memuriyetten çıkarıldım. 
Sayım Yetkiki ben kurum sınavlarına 2009 2010 ve 2011 yıllarında girdim ve birçok yazılı sınavı başarı ile geçtim. Ancak fetönün devlette güçlü olduğu bu dönemde birçok mülakattan elendim.
Örnek vermek gerekirse; 2011 yılında btk nın 35 uzman yardımcısı alımı için yaptığı yazılı sınavı 5. kazanmama rağmen mülakat sonucunda yedekler arasına dahi giremedim.
ikinci bir örnek olarak; hatırladığım kadarıyla 40 kişinin alımı için açılan trt müfettiş yardımcılığı yazılı sınavını 7. kazanmama rağmen mülakatta elendim.
Bir başka örnek olarak; 2011 yılında işkur 12 asil 12 yedek müfettiş yardımcısı almak için ilana çıktı. Yazılı sınavı 15 aday kazandı. Mülakat neticesinda 12 asil 2 yedek kazanan aday açıklandı. Elenen tek bir aday vardı o da bendim.
Başka bir örnek vermek gerekirse; 2010 yılında eüaş müfettiş yardımcılığı yazılı sınavını kazandıktan sonra girdiğim mülakatta elenen tek bir aday vardı. O da yine bendim.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
2011 yılıda trt de kurum içinden düz memurlarında atanabildiği uzman yardımcılığı görevine başladım. Trt de benim girdiğim mülakatlardan elendiğimi görenler halime üzülüyorlardı. En sonunda Hazine Müsteşarlığının mülakatını geçip göreve başlayabildim.
Paralel yapının güçlü olduğu dönemde kamu kurumlarının mülakatlarından elenen şahsım bugün bunlarla ilişkili(!) olduğum gerekçesiyle memuriyetten çıkarıldım.
Benim bunlarla hiçbir ilişkim olnadığı gibi kamudaki fetöcülerin tespiti için aranan kriterlerde tarafımda bulunmamaktadır.
Sıralamak gerekirse;
Whatsapp dışında hiçbir mesajlaşma programını kullanmadım.
Ne eşimin ne de benim bunların kurumlarında sgk kaydımız var.
Çocuklarımı bunların okullarına göndermedim.
Eşim iki doğumuda bunlarla alakalı olmayan hastanelerde gerçekleştirdi.
Gazete vb. hiçbir yayınlarıni almadım. Abone olmadım.
Sendika dernek vb. organizasyonlarına üye olmadım.
Toplantı vb. faaliyetlerinde bulunmadım.
Bankalarına para yatırmadım.
Bunlara asla para vermedim.
Sosyal medya hesaplarımda hiçbir zaman fetöcülerin görüşlerine yer vermedim.
Hali hazırda memurutetten çıkarılma nedeninimi bilmemekle beraber, kurunun yanında yaşınsa yandığını rahatlıkka ifade edebilirim Sn. Yetkili.

MUSTAFA ÇABUK
Bu kişi sadece bir arkadaşına öğretmen hat çıkardığı için ihraç edilmiştir. Sosyal çevresi ve facebook paylaşımları FETÖ'cü olmadığına delildir. Örgütün çağrısına rağmen tümö parasını başka bankalara yatırmıştır.

Midyat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Fahrettin Önen İlkokulunda görev yapmaktaydım
22/07/2016 tarihinde tarafıma yapılan tebligatla hakkımda görevden uzaklaştırma tedbiri alınmıştır. Hakkımdaki tüm suçlamaları reddediyorum. Söz konusu örgütle her hangi bir bağlantım ve alakam yoktur.01/09/2016 tarihinde KHK ile ihraç edildim.2013 yılında sosyal medya hesabım facebook üzerinden FETÖ/PDY ve Gezi olayları aleyhinde paylaşımlarım mevcuttur ve bu paylaşımlarımı savcılığa delil olarak sundum. Sürekli FETÖ ve diğer terör örgütlerine karşı ülkemi savundum. Başbakanımızın çağrısı üzerine darbe sonrası eşimin bir bileziğini nakite çevirdim bende bulunan 920 USD yi bankaya yatırıp bozdurdum eşimin kendinden kısarak biriktirmiş olduğu 3800 TL de yine Ziraat bankası nezdinde bulunan bankada mevcut hesaba devletime bir katkım olması için yatırdım. Yatırdığım miktarı da hesap özeti alarak savcılığa delil olarak sundum. Benim onların bankalarında bir hesabım , gazete yada dergilerine, sendikalarına bir üyeliğim yada kurban bağışlama , burs verme , deri toplama vs. herhangi bir şekilde finansal bir desteğim olmamıştır. Bir gün bile onların yaptığı toplantılara katılmadım.Söz konusu örgütle doğrudan yada dolaylı herhangi bir maddi ve manevi desteğim olmamıştır. Gözaltına alındığım zaman neden bu şekilde açığa alındığımı anladım benim 19/02/2013 tarihinde mevcut öğretmen tarifesinden yararlanmak için arkadaşım bir hat çıkarmamı istedi ve bende onun bu ısrarını ve ricasını kıramadım ve 05076457711 numaralı hattı çıkardım. Savcılık beni ifadeye çağırmadan ben bu hattın devrini ve bu hat ile ilgili doğa bilecek yasal sorumluğun hattın hamili olan kişiye ait olduğunu tutanağa bağlayıp bu tutanağı ve nakil belgesini savcılığa sundum ve savcılık tarafından da serbest bırakıldım. Bu hat üzerinden cemaatin yazışma programı kullanıldığı söylendi. Bu hususlar ile ilgili tüm deliller savcılıkta mevcut olup ihraç edilmemi gerektirecek her hangi bir durum yoktur.İlçe Milli Eğitim Müdürüm benim adıma şerh koyarak personelinin bu örgütle alakası olamadığını savundu. Tüm amirlerimin ve okulda bulunan çalışma arkadaşlarım da bu görüşte. Ben vatanına milletine bayrağına bağlı ,görevini layıkıyla yerine getiren bir kamu görevlisiyim.Devletine bağlı bir vatandaş olarak adımın bu örgütle anılması onurumu ve gururumu zedelemiştir. Bana yöneltilen bu suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, masumiyetimin ispatlanıp bir an önce görevime iade edilmemi talep ediyorum

CEMİL KAYNAR
2014'ten sonra Devletin teşvik verdiği okula çocuğunu burslu olarak göderdiği ve bu okulun taksitler için Bank Asyayı zorunlu tutmasından dolayı bankada hesap açtırmıştır. Bunun dışında FETÖ'yle bir ilgisi bulunmamaktadır.

26 yıldır Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlığında Gelir Uzmanı olarak çalışmaktaydım.01,09,2016 tarihli kanun hükmünde kararname ile tarafıma hiç bir neden gösterilmeden ihraç edildim.Bugüne kadar Devletime zarar verecek hiçbir oluşum içinde olmadım. Bu vatan hainlerini asla desteklemedim.
2014 yılında oğlum 4,sınıfı bitirdi. Hiç aklımızda yokken Devlet özel okullara çocuğunu yollayanlara teşvik vereceğini duyurdu.bizde başvurduk Zonguldak'ta 2 tane özel okul vardı ve Devlet sadece Fatih Kolejini teşvik alan okul yaptı.Teşvik verilen bir okula çocuğumu vermenin suç olabileceğini düşünemedim. Okulla anlaştık ve oğlumu yazdırdım ve okul taksitlerini de anlaşmaları bank asya da olduğu için orada hesap açtırıp her ay okul taksitlerini oraya yatırdım.
Bu fetö terör örgütünden kimseyi tanımam ve onlarda beni tanımazlar. Hatta okuldaki öğretmenlerden bile sadece sınıf öğretmenleri ile okulda çocuğun durumunu görüştüm başka bir görüşmem olmadı.bunların yerini yurdunu bilmem.Hiç bir toplantılarına katılmadım ve katılmam.
26 yıllık çalışmışlığımı hiç bir zaman bir arada olmadığım ve asla desteklemediğim bir örgüt yüzünden kaybetmenin üzüntüsü içindeyim.2 evladım var eşim çalışmıyor. Tek maaşla çocuğum daha iyi şartlarda okusun diye Devlet desteği ile çocuğumu o okula verdim.Devlet desteklemeseydi zaten o okula vermezdim.Okul Kayyuma devredildikten sonrada çocuğumu okuldan almadım hatta hoşumuza gitti Devlet'e geçtiği için ve 2016-2017 okul ilk taksidimide Finansbankla anlaştıklarından oraya yatırdım benim için çocuğumun iyi bir eğitim alması önemliydi.
Sosyal medya paylaşımlarıma veya nereye bakılırsa bakılsın bunlarla bir ilgimin olmadığı görülecektir.Hakkımda yapılacak yeni bir inceleme ile gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum.Gereğini bilgilerinize arz ederim.

YASİN SARIKAYA
Askeri casusluk soruşturmasında, FETÖ'cüler tarafından MHP'li ve Ak Parti'li olarak fişlenen bu uzmanın kripto FETÖ'cü olması hayatın olağan akışına uygun değildir. Durumu yeniden ele alınmalıdır.

Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Daire Başkanlığımda uzman olarak çalışmaktaydım. 01.09.2016 tarihli 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden neyle suçlandığımı bile bilmeden haksız yere çıkarılmış bulunmaktayım. 
Şahsımın Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üyeliğim, mensubiyetim veya iltisakımın yahut bunlarla irtibatımın olmadığının en büyük delili kamuoyunda İzmir Askeri Casusluk Davası olarak bilinen ve daha sonra Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından " devletin stratejik ve kritik gorevlerinde yer alan s,ahısların tasfiye edilerek, orgut mensuplarının bos,alan bu kadrolara yerles,tirilmesi, orgut c,ıkarlarına kars,ı gelen veya daha onceden orgut aleyhine is, ve is,lemlerde bulunan birtakım s,ahıslardan intikam alınması ve itibarsızlas,tırılmalarının saglanmasının ve bu hamleyle TSK ve devlet burokrasisinin işlerligini kaybederek ele gec,irilmesi" projesini hayata gec,irmek ic,in uydurulmuş sahte bilgi ve belgelere dayılı bir kumpas davası olduğu yargı kararları ile de teyit edilen, kumpas sürecinde yer alan yargı, emniyet ve askeri personel hakkında yasal işlem başlatılan, haklarında devletin güvenliğine ilişkin belgeleri sızdırmak suçlanan tüm sanıkların ise beraat ettiği Askeri Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma davasıdır.
Mezkur davada kurumumuzdan da fişlenen uzmanlar olmuştur. Uzman personelden fişlenen birkaç kişiden birisi de benim. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri şahsımı "Namaz kılar, koyu Milliyetçi Hareket Partilidir." şeklinde fişlemiştir. Mezkur davanın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devleti ele geçirmek ve kendisinden olmayan vatan evlatlarını tasfiye etmek amacıyla uydurulmuş bir dava olduğu hem yargı kararları ile hem de devlet büyüklerimizin beyanları ile açıkça tescillenmiştir. Şahsımın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından fişlenmesinin en önemli sebebi kendilerinden olmamam, hiçbir zaman hukukun dışına çıkmayacağımı bilmeleri, hain emelleri için bizleri engel olarak görmeleri, vatan ve millet sevgimizi her şeyin üstünde tutmamız, demokrasiye ve adalete olan güvenimizin tam olmasıdır. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından devleti ele geçirmek ve kendisinden olmayan vatan evlatlarını tasfiye etmek amacıyla uydurulmuş belgelerde "Namaz kılar, koyu Milliyetçi Hareket Partilidir." şeklinde fişlenen şahsımın, 15.07.2016 tarihinde darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu olarak suçlanmam tam bir ironidir. Mezkur suçlamaya maruz kalmam, kurum içinden veya dışardan bazı kişilerin veya özellikle kripto Fetöcülerin şahsıma yönelik itibarsızlaştırma, tasfiye etme, iftira atma veya mezkur süreci sulandırma çabalarının açık bir göstergesidir.
Ayrıca kamu çalışanlarının FETÖ üyesi olup olmadıklarının tespiti ve devlet memurluğundan çıkarılmasında dikkate alınacak kriterlerin de hiç biri şahsımda yoktur.

www.memurlar.net

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri