7 ve 9 Eylül'de, ihraç listelerinde ismi yer alan ancak telefonla da görüşüp yeniden değerlendirilmelerinin uygun olacağını düşündüğümüz bazı üyelerimizin maillerini yayınlamıştık. Bu mailler tarafımıza ulaşan yüzü aşkın mailden süzülmüştür.
Amaç; Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin de belirttiği gibi, ihraç listelerindeki bazı yanlışlıkların düzeltilmesine vesile olmaktır.
Aşağıda yine tarafımıza ulaşan ve telefonla da tek tek görüşerek, durumlarının yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağını düşündüğümüz bazı üyelerimizin FETÖ'cü olmadıklarına dair gerekçelerini içerir mailleri yer almaktadır.
MUHARREM AĞDACI
Bu kişi sadece Aktif Eğitim Sen'e sadece 4 ay kayıtlı olduğunu sonradan öğrenmiştir. Aktif Eğitim Sen'in istediği üst yazıyı da sendikaya vermemiştir. Öğretmen kişi, o sırada şube müdürlerine verilen aday öğretmenleri değerlendirme yetkisinden dolayı, sendikaya üye olmasını isteyen şube müdürünün dediğini kabul etmiştir. Sendika üyeliği MEBSİS'te görünmediği için aktif eğitim sene üye olmadığını düşünmüştür.
Erzurum ili Tekman İlçesi Toptepe Ortaokuluna 14.09.2012 tarihinde Fen ve Teknoloji Öğretmeni olarak atandım. 06.05.2013 tarihinde Türk Eğitim-Sen sendikasına üye oldum. Aday öğretmenlik sürecim geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı uzadı. Adaylığımın kaldırılması ikinci yıla sarktı.(Ek-2) Henüz aday öğretmen iken hatırladığım kadarıyla 2014 yılı başlarında, o dönem Tekman İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yapan Ümit PEHLİVAN bana ve arkadaşım S.T'ya o zaman için adını ilk defa duyduğum ve hangi oluşumu temsil ettiğini bilmediğim Aktif Eğitim-Sen adında bir sendikaya üye olmamız için önerilerde bulundu. Zaten o zaman dağ köyünde çalıştığımız için bu konularda bilgili olamıyorduk. Çalıştığımız köye sendika üyelik formunu göndererek, benden ve S.T. adlı arkadaşımdan üyelik formunu doldurmamızı istedi. Ben de aday öğretmen olmam ve bu sendikanın FETÖ/PDY ile ilişkili olduğunu bilmemem üzerine, amirim olan adı geçen kişinin önerisi ve bu kişinin benim hakkımda olumsuz kanaat taşıyıp aday öğretmenliğimde sıkıntı çıkarır korkusuyla üyelik formunu doldurdum.Adaylığım ikinci yıla sarktığı için adaylığımda sıkıntı olabileceği korkusunu o dönemlerde hep yaşıyordum. Bu durumlara Bursa ilinde Sınıf öğretmeni olarak görev yapan S.T. da şahittir.
2014 yarıyıl tatilinde Aktif Eğitim-Sen sendikasından biri beni arayarak formun üst yazısız gönderildiğinden üye kaydımın yapılmadığı söylendi. Üye kaydı olmam için formun üst yazılı olarak acilen gönderilmesi istendi. Bu süreçte bu sendikanın FETÖ/PDY ile ilişkili olduğunu öğrenince, üyeliğimin olmaması için söz konusu üyelik formunugöndermedim. Bu sendikaya ait üyelik bilgisi MEBBİS sendika bilgileri kayıtlarında da görülmediğinden beni üye etmediklerini düşünerek rahatladım. Halen MEBBİS kayıtlarında Aktif Eğitim-Sen sendikasına üyeliğime dair hiçbir bilgi bulunmamaktadır. (Ek-1) Zaten MEBBİS kayıtlarına göre üye yapıldığımı bilseydim o anda hemen ayrılırdım. O dönem çalıştığım okulun evrak kaydında da bu sendika üyeliği ile ilgili bir husus bulunmamaktadır.(Ek-4)
2014 adaylık sürecimde o dönem aynı okulda görev yapan öğretmen arkadaşım U.Ç. ile birlikte Eğitim Bir-Sen sendikasına üyelik başvurusu yaptık. Eğitim Bir-Sen sendikasına üyelik başvurusundan sonra o dönemki Eğitim Bir-Sen yetkilileri başvurumun geçerli olması için Aktif Eğitim-Sen sendikasından istifa etmem gerektiğini söyleyince Aktif Eğitim-Sen sendikasına üye olduğumu öğrendim. 2014 Mayıs ayında haberi aldıktan sonra hemen okulum aracılığıyla bu sendikadan ilişiğimi kestim.(Ek-4) Bu duruma .. Ortaokulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan I.Ç. da şahittir. 08.09.2016 tarihinde açığa alınmam üzerine yaptığım incelemede Türk Eğitim-Sen sendikasından çıkış tarihinden itibaren 2014 Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında olmak üzere 4 ay üyelik kesintisi olduğunu öğrendim. O aydan sonraki aylarda kesintinin olmadığı e-devletteki maaş bordrosunda görülmektedir. Benle beraber üyelik formu dolduran S.T. bu durumdan hiç etkilenmediğini söyledi. Zaten askerlik dönüşü 03.04.2015 tarihinden itibaren de Eğitim Bir-Sen sendikasına tekrar üyelik başvurusu yaparak üye oldum. (Ek-1, Ek-3)
Hiçbir şekilde FETÖ/PDY ile ilişkili kurum, kuruluş, dernek vb üyeliğim bulunmamaktadır. Her zaman bu adi yapıya karşı olduğum ve sürekli bu yapıyı eleştirmem çevrem tarafından da bilinmektedir. Konu ile ilgili adı geçen şahıslarda olayın bu şekilde olduğunu bilmektedirler. Açığa alınmam sonucu yukarıda adı geçen kişilerle yapmış telefon görüşmelerinde de durumun bu şekilde olduğu bellidir. Hakkımda sosyal çevre ve sosyal medya incelemesi yapıldığında gerçek kolaylıkla ortaya çıkacaktır. Gerekli belgeler ekte mevcuttur. Bu durumların göz önüne alınarak yaşadığım büyük mağduriyetin en kısa zamanda giderilmesini arz ederim.
FATİH DÜNDAR- HÜLYA YAYLALI UZUN
Bu iki üyemiz, çocukları FETÖ okullarında okuduğu için açığa alınmıştır. FETÖ okulları genel olarak asya finansta hesap açtırdığı içinde Asya Finans'ta hesap açmışlardır. genel politika olarak, çocukların FETÖ okullarında okutulması ihraç gerekçesi olarak görülmemektedir. Dolaysıyla durumun belediye tarafından yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Aşağıda detaylarını yazdığım konuyla alakalı olarak hem benim ve hem de diğer arkadaşların mağduriyet yaşamamaları için ana sayfada haber yaparsanız sevinirim.
İyi günler sayın yetkili arkadaşlar. Size mağduriyetimizi yazacağım ve eminim bu pozisyonda binlerce kişi vardır. BenBurdurun Bucak İlçesinde Bucak Belediyesinde birim müdürü olarak çalışmaktayım. Eşimde milli eğitim bakanlığına bağlı bir ortaokulda memur öğretmen olarak çalışmaktadır. Bizim tek çocuğumuz olan kızımız, ilçemizde ki tek özel okul olan ve 667 sayılı KHK ile kapatılan kurum listesinde yer alan özel yıldız ilkokulunda anasınıfı (6yas) okumakta iken eşim ve ben çocuğumuz bu kapatılan okullarda okuduğu gerekçesi ile açığa alındık. Eşimle ikimizde çalıştığımız için, kızımızı 2013-2014 öğretim yılı 4 yaş, 2014-2015 öğretim yılı 5 yaş ve son olarak da 2015-2016 öğretim yılında 6 yaş ana sınıfına bu okula gönderdik.. Ben 29.07.2016 tarihinde bu 667 KHK ile kapatılan okulda çocuğumuz olduğu için 4 kişi açığa alındık. Bu uygulama burdur genelinde ilk bizim belediye de gerçekleşti. Yaklaşık 10 gün sonrada ben açığa alındığım için eşimde açığa alındı. Biz açığa alındık diye önce milli eğitim sonra sağlık bakanlığı ve diğer kurumlar derken bu olay il geneline yayıldı. Daha sonra bu açığa alınanlar dan, önce sağlık çalışanları ve sonra milli eğitimdekilerden bir kısmı yaklaşık 29 kişi, 09.09.2016 tarihi itibariyle göreve döndüler. Milli eğitimde göreve dönenlerin içinde benimle belediyeden okul yüzünden alınan ve eşi öğretmen olan bir arkadaşın eşi de göreve döndü. Yapmış olduğum araştırmada eşim ve benim Bank Asya hesabımız varmış ondan dolayı göreve eşim döndürülmemiş.
Ancak ben bu bankadan hiç hesap açtırmadım, fakat 2008 yılında bir kredi kartım vardı zaten onu da çok kullanmamıştım ve 2013 yılında kullanma süresi dolmasına yakın kapatma talimatı verdim. Ancak kartımı klasik bankacılık mantığı ile kapatmamışlar ve limitini 1 lira yapmışlar bende bu olayı yeni öğrendim. Kanaatimce söz konusu hesabı da o kredi kartı için açmışlar. 2014 yılı içerisinde kredi kartları yüzünden ödemede güçlük çektiğim için Aralık 20-26 2014 tarihleri arasında tüm kredi kartı borçlarımı ödeyerek kartların iptali için müracaatlarımı yaparak kapattım. O tarihten sonra da diğer bankalarla alakalı olarak hiç kredi kartım ve borcum olmadı.
Ben belediyede aktif bir birim müdürü olarak çalışmam nedeniyle yoğun çalışıyordum. Vatanını ülkesini ve memleketini seven bir insan olarak, gönüllük esası ile mesai saatleri olmadan 7/24 esasına göre çalışıyordum. Dolayısı ile hem benim yeterli vaktimin olmaması hem de eşimin öğretmen olması hasebiyle, çocuğumuzun okul işlerini eşim takip ediyordu. (kayıt, ödeme vb) Eşimin aktif olarak kullandığı Akbank Axess kredi kartı vardı. Eşim de okula (zamanını tam hatırlamıyor) muhtemelen 2014-2015 öğretim yılında kayıt yenilediği esnada, Okul Taksitini ödemek için Axess kart limiti yetmemiş. Okuldaki muhasebe işlerine bakan kişi hocam bu şekilde yaparsak hem fazla taksit olur hem de kart gibi aylık ödersiniz demiş ve bir form vermiş ve eşime bilgilerini sorarak bu formu doldurmuş ve eşime bir hesap numarası vermiş eşime bu hesaba EFT yaparsınız z taksitte de böylelikle sıkıntı olmaz demiş. Eşim de kabul etmiş. Ancak dün eşimin zar zor hatırladığı o formun Bank Asya ya hesap açma formu olduğunu tahmin ettik. Söz konusu hesapta eşimin adına açılmış bank asya hesap numarası imiş.
Eşim maaşını Denizbank 'tan alıyor du. Telefonuna indirdiğimiz Denizbank internet bankacılığı uygulaması vasıtası ile kızımızın okul taksitini kolay işlem olarak kaydettiği hesaba EFT yapmış. Ancak malum kadınların birçoğu böyle bankacılık işlerinden pek anlamaz. (en azından eşim öyle) Kayıtlı EFT ile ödeme ile yaptığı bazı ödemeler açıklama yapmamış ancak bazılarına ise Elif Rana taksit diye yazmış ekte görülmektedir. Eşimin telefonuna her ayın 20-22 si gibi okul taksitiniz var ödediyseniz dikkate almayın şeklinde okuldan yada bankadan bir mesaj gelmiş. (eşim tam hatırlamıyor mesajlarda silinmiş).
Sonuç olarak ben ve eşim bu hain terör örgütü ile her hangi bir bağımız bulunmamakta dır. Bu feto denen terörist alçakların, bir oyunu daha bu şekilde ortaya çıktı ve bizi mağdur etti. Bu hainler bilgi vermeden okullarda indirim yada taksit sayısını artırarak bank asya hesap açma işlemini sanki bankanın şubesi gibi okul muhasebecilerine yaptırarak insanları bu hain terör örgütünün finans ayağına dolaylı olarak yardım ettirmiş. Bu durumdan birçok insanda bizim gibi haberdar değiller.
SIDIKA EREN
Bu öğretmen arkadaşımız, FETÖ'yle irtibaa dair hiçbir ilişkiye sahip olmadığını belirtmektedir. Durumunun yeniden ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
Konya Selçuklu Şehit Mustafa Çuhadar İmam Hatip Ortaokulu'nda Türkçe öğretmeni olarak görev yapmakta iken 29.08.2016 tarihinde açığa alınma kararım tebliğ edildi. Bu açığa alınma kararını anlamlandırmama ve itiraz etmeme bile fırsat kalmadan sadece üç gün sonra; 01.09.2016 tarih ve 29818 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname Ek 1 sayılı listede ismimin yer alması sebebiyle başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarıldığımı öğrenmiş bulunmaktayım.
Şahsımın FETÖ/PDY yapılanması ile bağlantısının OLMADIĞI bütün sosyal çevremce bilinen bir gerçekliktir. Ben İnönü Üniversitesi'ndeki öğrenim hayatımı ailemin yanında, yani kendi evimde okuyarak tamamladım. 25.08.2008 tarihindeki meslek başlangıcımdan itibaren de bu örgütle hiçbir zaman bağım olmadı. Nitekim, hükümet yetkililerimizin açıklamış olduğu FETÖ/PDY kriterlerinden hiçbirisini KESİNLİKLE ve KESİNLİKLE taşımıyorum. Bu örgüte ait sendika, dernek vb. hiçbir kuruma ASLA ve ASLA üye değilim, kesinlikle üye olmadım. Okul, dershane veya farklı bir kurumunda HİÇ okumadığım ve çalışmadığım gibi, ailemden biri dahi söz konusu kurumlarda ASLA okumadı ve çalışmadı. Benim bu yapıya HİÇBİR şekilde maddi desteğim (burs, sponsorluk vs.) de olmamıştır. Bu konu çok rahat bir şekilde araştırılıp tespit edilebilir. Bütün hesap hareketlerim oldukça şeffaf bir şekilde ortadadır. Bank Asya'da da HİÇBİR zaman hesabım olmadı. Söz konusu bankanın herhangi bir hesabına da para transferim olmamıştır. Sosyal medyayı aktif olarak zaten kullanmamakla birlikte, kullandığım zamanlarda dahi bu örgüt lehine ve hatta hükümet aleyhine en ufak bir ifade, söylem veya propagandam ASLA ve ASLA olmamıştır. Bu örgütün kendi aralarında iletişim aracı olarak kullandığı ve benim de ne olduğunu medyadan öğrendiğim ByLock adlı programı da tabii ki HİÇBİR zaman kullanmadım. Bu yazdıklarım aleyhine tek bir husus ispat edildiği takdirde, hakkımda doğabilecek bütün adli ve hukuki süreçlere razıyım.
Ömrünü terörle mücadeleye adamış bir askerin kızı olarak, vatan haini bir terör örgütüyle aynı çizgide anılıyor olmak şahsıma yapılan ağır bir hakarettir. 8 yıllık memuriyet hayatım boyunca en ufak bir disiplin soruşturması gerektirecek bir eylemim olmamıştır. Bu zaman içerisinde görev yaptığım 7 okuldaki bütün idarecilerimin ve mesai arkadaşlarımın hakkımdaki bilgilerine başvurulduğu takdirde hiçbir bağlantımın olmadığı zaten görülecektir. Kaldı ki, değil FETÖ cemaati, hiçbir cemaat, tarikat veya farklı bir grup ile alakalı en ufak bir bağlantım da kesinlikle yoktur. Tamamen bir iftiraya kurban gittiğime inanıyorum. Sonuç olarak bir yanlış anlaşılmanın olduğu aşikardır. Yetkililerce yapılacak sağduyulu bir incelemeyle, bu yanlış anlaşılmanın giderilerek çok sevdiğim mesleğime geri döneceğime ve adaletin yerine bulacağına olan inancım tamdır.
Kurunun yanında yanan yaş olmamak adına, benim gibi bir şekilde yanlışlıkla ihraç edilen kişilerin seslerini duyuracağınıza eminim. Eğer bu söylediklerimde en ufak bir yanlış beyan bulunursa, bana karşı hukuki süreç başlatabilirsiniz. Forumu göz gezdirdiğimizde, daha önce sendikası bulunan veya Bank Asya'da hesapları bulunan kişilerin bile kendilerini bir şekilde aklamaya çalıştığını görüyoruz. Bu durumda haklı ile haksızı ayırt etmek gittikçe zorlaşıyor. Ancak benim bu örgütle alakalı uzaktan yakından HİÇ ama HİÇ bir bağım olmamasına rağmen ihraç edilmem, kamu vicdanını yaralar niteliktedir. Lütfen bana bu konuda yardım edebilirseniz çok memnun olurum. Saygılarımla...
DOÇ. DR. BENAN KILBAŞ
Devlet politikası gereğince, FETÖ okullarında okumak FETÖ'yle irtibat nedeni sayılmamaktadır. Sayılmış olsa bir çok üst yöneticinin atılması gerekirdi. FETÖ okullarında çocukları okuyan Valiler bulunmaktadır. Dolaysıyla, FETÖ okulunda okuyan çocuğundan dolayı ve taksitler için açtırılan Bank Asya hesabına 3 ay boyunca taksit yatırılmasından dolayı yapılan ihracın yeniden ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
Duzce Universitesi FEF Kimya Bolumunde Docent Dr. olarak gorev yapmaktaydim. 25.7.2016 tarihinde kurumumca aciga alindim ve hic bir ifadem dahi alinmadan ve ilgili komisyona savunmami dahi yapamadan KHK ile ihrac edildim. Ihrac edilir edilmez adli surec basladigindan gozaltina alindim ve adli kontrol ile serbest birakildim.
Sayin yetkili eger imkan verilse idi kendimi anlatma firsati bulacaktim.
1. BANK ASYA:
1. Hatırladığım kadarı ile, 2014 yılı ocak- şubat zamanı, o zamanki adıyla Duzce Fatih Koleji erken kayıt dönemi başlamıştı. Ben de erken kayıt için okulun muhasebe birimine gittim. Muhasebe yetkilisine; kayıt için mümkünse indirim rica ettim. O da bana Okulun Bank Asya hesabının olduğu her ay oraya belli günlerde kayıt parasını yatırmam gerektiğini ya da mevcut hesabınız varsa biz oradan otomatik çekeriz dedi. Hem de bu şekilde olursa ancak bir indirim olabileceğini söyledi. Kayıt esnasında ilk ödemeyi yaptıktan sonra, ben de zaten üniversitemiz yemekhanesinden (Asya Bank Pratik kart, eylul 2015 yilina kadar devam etti universite) faydalanmak ve kampüs içi birçok yere şifresiz girebilmek için anlaşmalı Bank Asya kartını kullanmak gerekiyordu. Bunun üzerine her ay para yatır işlemleri yapmayayım diye 5000 TL gibi bir rakamı, 28.01.2014 tarihinde, çok önce var olan ve yıllardır kullanmadığım BANK ASYA hesabıma para yatırdım. Hem oğlumun, aylık okul taksitlerimi öder, hem de ATM lere gerek kalmadan yemekhane kartıma hesabımdan para aktarırım diye düşündüm. Daha sonra, yazılı ve görsel basında bu BANK ASYA'nın sanki bir savaşta alınacak-verilecek kaleymiş gibi bir pozisyonda olduğunu görünce takriben 40 gün sonra (11.03.2014) tüm hesabımı çekip, okul taksitini de İş Bankası kredi kartımdan ödeme talimatı verdirdim. Bu olayda Bank Asya' ya ve onu yönetenlere karşı aidiyet hissim olsa paramı niye 40 gün sonra geri çekeyim? Son iki yıldaki Bank Asya hesabıma bakıldığında herhangi bir aktif banka işleminin olmadığı da görülecektir. Bakınız, 2014-2015 yıllarında İş Bankası maas hesap dökümanlarım incelendiğinde BANK ASYA'daki hesaba para transferinin gerçekleşmediği ve hesap hareketlerine bakılınca para transferinin iki yıl boyunca hep Türkiye Finans Kurumu'na yapıldığı görülecektir. Ayrıca, vadeli hesaplarım incelendiğinde, Düzce'de ikamet ettiğim süre içerisinde sadece Türkiye Finans Kurumu'nda mevduat hesabım aktif olup, bu hesabımın dışında başka hiçbir vadeli hesabıma para akışı kesinlikle olmamıştır.
2. Kolej:
Çocuğum Ömer Yiğit KILBAŞ bu yıl Yıldız İlköğretim Okulu 4. Sınıftan mezun oldu. Bu süreçte kendisini bu okuldan almayı çok düşündüm. Çocuğumun psikolojisini ve düzenini değiştirmeme adına devamlı bocalandım durdum. Ama yine de Düzce'de mevcut diğer iki kolejden biri olan Kültür Kolejinin Müdürü Sayın Murat SERT ile görüşüp 2015-2016 guz dönem başında kayıt yaptırmayı düşündüğümü söyledim. Kendisi bana 4. Sınıflar da boş kontenjan olmadığını ve kayıt alamayacağını söyledi. Adını vermek istemediğim diğer kolej için ise gerek iyi bir eğitim-öğretim ve gerekse çocukların manevi yönden eğitilmesi adına olumlu şeyler hiç duymadım. Bu konuda zaten ailece hassas olduğumuzdan Ömer Yiğit'i Yıldız Koleji'ne göndermiştik. En yakınımızdaki devlet okulu olan Uzun Mustafa Ilkokulu'nda ise ikili öğretim olduğundan esimle benim mesaimize uymuyordu. Kültür Koleji'nde de yer olmayınca; zaten son yıl, bitirsin seneye başka koleje yazdırırım diye düşündüm. Hatta 11 Mart 2016 yılında peşin ödeme ile oğlum Ömer Yiğit KILBAŞ'ı ortaokulda öğrenim görmek üzere Kültür Koleji'ne yazdırdım. Erken Kayıt Sözleşmesi ilgili birime verilmistir.
Sayin Yetkili,
Hakim karsisina cikinca dosyamda sadece bunlar vardi ve bunlari sordu. Hatta BANK Asya da 40 gun param kaldi diyince ona hic takilmadi. Size soruyorum, eger ocak 2014 te para yatirmam orgute finansal bir destek ise, takriben 40 gun sonra hepsini hesabimdan geri cekip, bir daha aktif olarak bank asya hesabimi kullanmamami hangi durumda izah edicez. Bu haksizligi gidermek icin sizlerden rica ediyorum
SERKAN ERDOĞAN
Bu müfettiş yardımcısı FETÖ soruşturmalarında aleyhte raporlar yazmasına rağmen ve sayılan hiçbir parametre içinde yer almamasına rağmen ihraç edilmiştir. Durumunun yeniden ele alınması ve ihracına dair savunma tanınması uygun olacktır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında Müfettiş Yardımcısı olarak kamu görevine devam etmekte iken FETÖ/PDY örgütü ile irtibatlı olduğum gerekçesiyle hem Bakanlık Makamı kararı ile hemde KHK ile kamu görevinden çıkarıldım. FETÖ/PDY ile irtibatlı olmak bir yana dursun, mesleğimin başından itibaren bu örgütle mücadele konusunda azami hassasiyet tarafımca gösterilmiş olup bu durum düzenlemiş olduğum inceleme ve soruşturma raporlarında da görülecektir. Düzenlenen bu raporlar ile FETÖ/PDY ile etkin bir şekilde mücadele edilmiş ve neticesinde düzenlenen raporlar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gereği için gönderilmiş olup Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcıları tarafından söz konusu raporlar esas alınmak suretiyle operasyonlar yapılmış ve bu durum kamuoyuna ciddi bir şekilde yansımıştır .
Tarafımca düzenlenen raporların esas alınması neticesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Düzenlenen Operasyonlar hakkında kamuoyuna yansıyan bir kaç haber şu şekildedir;
http://aa.com.tr/tr/turkiye/kosgebe-feto-operasyonunda-usulsuzluk-tespiti/578035
http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2016/05/25/kosgebe-paralel-operasyonu
http://www.yenisafak.com/gundem/kosgebe-feto-baskini-2471021
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1243987-kosgebe-paralel-operasyonu-15-kisi-gozaltinda
Yetkili ve yetkisiz Müfettiş Yardımcısı olarak şahsımca icra edilen FETÖ/PDY soruşturmalarında Başkan, Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı ve Müdür pozisyonunda çalışan usulsüzlük yaptığı ve FETÖ/PDY irtibatlı ve/veya üyesi olduğu iddia edilen bir çok kamu görevlisinin durumu adli yönden değerlendirilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilmekle birlikte aynı zamanda idari yönden disiplin soruşturmaları yapılmış ve gerekli cezalar düzenlenen raporlar ile Bakanlık Makamına teklif edilmiştir.
Aynı zamanda bahse konu inceleme ve soruşturmalar kapsamında FETÖ/PDY'nin finansal bağı için önemli olduğu düşünülen illerde yerinde incelemelerde bulunulmuş düzenlenen raporlar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilmiştir. Yine aynı şekilde FETÖ/PDY soruşturmasının KOSGEB ayağında icra edilen çalışmalar esnasında 22/07/2016 tarih ve 667 sayılı KHK'nın 2'nci maddesi hükümleri gereğince kapatılan dernek, federasyon ve konfederasyonların inceleme ve soruşturmaya konu olan kurum ve kişilerle ilgisi ortaya konulmuş ve düzenlenen raporlar söz konusu KHK yayımlanmadan aylar öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilmek suretiyle adli birimlerin konudan haberdar olması sağlanmış ve icra edilen soruşturma ve kovuşturma işlemleri Müfettiş raporları ile desteklenmesi ve derinleştirilmesi sağlanmıştır.
FETÖ/PDY denen örgütün her kurumda üyelerinin bulunduğu göz önüne alındığında, çoğu kamu görevlisinin benimde başımı yakabilirler endişesi ile uzak duracağı veya yapmak istemeyeceği işlemleri Müfettiş Yardımcısı olmama rağmen ( Yeterliliği verememe riski olmasına rağmen) kararlılıkla tesis edilmiş ve söz konusu örgütle mücadelede gösterilmesi gereken tüm hassasiyet gösterilmiştir. Yine mevcut duruma bakılacak olursa bu örgütle bu kadar mücadele etmeme rağmen birileri tarafından alçakça FETÖ/PDY üyesi olarak yaftalanmak suretiyle örgüt üyesi ilan edilip kamu görevinde çıkarılmam endişelerin haklılığını ortaya koymaktadır. Zira iki yılı aşkın süredir FETÖ/PYD soruşturma ve incelemeleriyle meşgul olmak suretiyle bu örgütle bifiil mücadele etmeme rağmen FETÖ'cü olarak kamu görevinden çıkarıldım. Çıkarılma nedenimin ise devletin içine sızmış hain, kripto olarak kendini gizleyen FETÖ'cülerin olduğundan şüphe duymamaktayım.
Netice itibarıyla, FETÖ/PYD denilen örgütle mücadele ettiğim hususu bu kadar açık ve bariz iken, FETÖ ile irtibatlı olduğumdan bahisle kamu görevinden çıkarılmak suretiyle şahsıma haksızlık yapılmıştır. Çevremdeki insanlar bana şüphe ile bakmakta ve bu yüzden itibarım ve onurum zedelenmiştir. Mağdur durumdayım. Siz memurlar.net yönetimi yazımı okuyup değerlendirin şayet eğer sizinde vicdanınızın sesi mağdur olduğum yönünde ise lütfen sesimi duyurun.
CEMİL DİLMAÇ
Bu kişi sadeece kablosuz şifresini paylaştığı için Bylock'a bulaşmıştır. Asıl suça bulaşan şifreyi kullanan komşusudur. Durumu yeniden ele alınmalıdır.
Ben sosyal güvenlik kurumunda uzman olarak çalışan gariban bir memurdum. FETÖ ile alakam olduğuna dair bir iddia 1 eylül 2016 tarihinde khk ile ihraç edildim. Ben o bahsettiğiniz masum ve mağdur kitlenin içindeyim maalesef. defalarca dilekçe yolladım her yere başvurdum ama nafile.
bylock kullanıcısı olduğum gerekçesiyle ihraç edildiğimi öğrendim. böyle bir şeyin içinde asla bulunmadığımdan adım gibi emin olduğum için bazı araştırmalarda bulundum ve şu sonuçlara ulaştım:
1- 2015 yılının sonlarına kadar ankara dikmende ikamet ettiğim evde adıma kayıtlı sabit internet hattı yani wi-fi kablosuz modemim vardı.
2- bu modemimin şifresini maalesef aynı apartmandaki yan komşumun yoğun ısrarları neticesinde kendisine verdim..
3- bu komşum fetö mensubu bir polisti ve o zamanlar ben onu dininde diyanetinde saf bir müslüman sanıyordum tıpkı sizlerin de bi zamanlar sandığı gibi.
4- bu eski komşumun adıma kayıtlı olan bu internet hattımdan bylock indirmiş ve kullanmış olma ihtimali %99 dur.
5- sonuç olarak kurumumdan açığa alınınca ilk olarak hemen savcılığa suç duyurusunda bulundum ve bylock kullanıcısının ben değil de yan komşum olabileceği konusundaki ciddi şüphelerimi de aktardım.
6- ancak konu ile ilgili sıhhiye adliyesinde on gün sonra savcım belli olduğu gün fetöden ihraç edildi.
7- güyya tarafsız yargıda hakkımı arayıp aklanacaktım.
8- bunun üzerine sincan adliyeye ikinci bir suç duyurusunda bulundum ve 5 gün içinde savcım belli oldu.
9- inşallah bu savcım da fetöcü değildir diye düşünürken o da benim dosyayı ankara adliyeye geri gönderdi. bu arada hala savcım belli olmuş değil.
10- bu arada 1 eylül khk sı ile memuriyetten de atılmıştım masum olmama rağmen.
11- bahsedilen 16 kriter 100 e bile çıkarılsa inanın ki hiçbir bağlantım bu lanet fetö örgütü ile bulunmamaktadır ; istedikleri kadar araştırsınlar.
12- bu arada benim durumumda olan başka mağdurlar da bir bir ortaya çıkmaktadır.
13- yani bu lanet fetöcüler başkalarının adına hat alarak ya da başkalarının internet aboneliğini kullanarak bylock gibi programlar indirip kullanmışlar.
14- bu dediklerimi son bir haftadır en başta MİT olmak üzere bir çok köşe yazarı da ifade etmekteler.
(http://www.milliyet.com.tr/feto-sorusturmalarinda-hatalar-gundem-ydetay-2314038/) (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/murat-yetkin_575/darbe-yolundaki-gizli-yazismalar- bylock_40222697)
15- hatta sizin sitenizde de bu konu ile ilgili bir çok haber yayınlandı.(http://www.memurlar.net/haber/610684/)
16- yani bylock tan bildirilen isimler sadece abone isimleridir. kısacası gerçek bylock kullanıcıları değildir hepsi.
17- ben Allaha şükür bylock filan indirip kullanmadığım için kendimden eminim bu yüzden savcılığa gittim ama savcılık çooook geç hareket etmektedir.
18- aboneliğimi kullanarak bylock indirip kullandığından şüphelendiğim polis olan eski komşum ise hala görevinin başındadır.
19- mitin de bu konuda belirttiği gibi asıl fetöcüler başkalarının adlarına olan adsl internet hatlarını kullanmışlardır.
20-yani 250 şehidimizin katili olan bu yapının mensupları hem hala deşifre olmamışlardır hem de benim gibi masum insanların cezalandırılmasına sebep olmuşlardır.
21- lütfen bylock incelemelerinde emniyetin ve savcıların kullanıcı ile abonenin aynı kişi olup olmadığını özellikle araştırıp soruşturmalarını sağlayın. bu konuda haber yaparsanız mit başkanlığının daha hızlı harekete geçmesini sağlarsınız ve benim gibi mağdurlar çok kısa bir sürede khk ile görevlerine geri dönebilirler.
aksi takdirde mahkemeler bu konuyu 3-4 yılda ancak sonuçlandırırlar.
22- çok mağdurum çok mahsunum ve içim kan ağladı son iki aydır. Lütfen iddiamı ciddiye alın. Altında ezildiğimiz bu iftira yüzünden çok zor günler geçiriyoruz. Lütfen, Allah rızası için, benimle iletişime geçmenizi bekliyorum..
MUHAMMET EMİN ÇİNİCİ
Bu kişi de kablosuz şifresini paylaştığı için Bylock'a bulaşmıştır. Durumunun MİT'e sorulması ve yeniden değerilmesi gerekmektedir. Durum adliyeye bildirilmelidir.
İyi günler, Uşak çevre ve şehircilik müd. Kimya müh. olarak görev yaparken 01.09.2016 tarihinde memuriyetten ihraç oldum.
Fetö/pdy ile hiç bir bağlantım yoktur. Bakanlığa gidip durumumu görüştüğümde bylock kullandığım iddaası ile ihraç olduğumu söylediler. Ankara'da üye olduğum bayındır memursen gittiğimde durumumu anlatınca wifi şifrenikomşuların ile paylaştın mı dediler, üs kattaki komşum önceden rica ettiğindem şifremi onlara vermiştir. Şifre verdiğim komşum ve eşi ilk ihraç dalgasında bakanlık tarafından görevden alındılar. Sendika benim durumumda 4-5 kişinin daha olduğunu söylediler. Bylock olunca biz müdahale edemiyoruz başka bir konuda mağduriyetiniz olsa yardımcı olurduk dediler.
Bakanlığıma, uşak valiliğine, bimere, ci ere mağduriyetimi yazdım.
Bu arada ihraçtan önce de sonra da ne polis aradı ne telefonum incelendi.
Bunlar incelense programı kullanıp kullanmadığımız haklılığımız kolayca anlaşılırdı.
Wifi üzerinde kullanıldığına nasıl kanat getirdin diye sorarsanız. Kullanmış olduğum hattım eşimin üzerine kayıtlı bylock kullanmış olsak ben değil eşimin ihraç olması lazımdı.
Wifi internet hattı benim adıma kayıtlıydı.
Memurlar.net darbe sürecinde ve sonrasında gerçekten çok doğru haberler yaptığı için mağduriyetimi size anlattım.
Malum sizinde bildiğiniz gibi fetö dolayı hala mağduruz 10000 mağdur başvuru yapılması bizim mağduriyetinizin devam etmesi için yapıldığı çok açık ortadadır.
Kendi çevremde kendim dışında mağduriyet yaşayan görmedim açık net söylüyorum.
Konuyu haber yapıp yetkililere bildirseniz mağduriyetimiz giderilmesi adına faydalı olacağına inanıyorum.
AYŞE KÜTÜK
Bu öğretmen arkadaşımız da bir başkasına telefon hattı verdiği için Bylock'a bulaşmıştır. Savcılık bu öğretmeni serbest bırakıp, diğer gerçek FETÖ'cünün peşine düşmüştür. Durumu yeniden ele alınmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda Öğretmen olarak görev yapmakta iken 01.09.2016 tarih ve 29818(Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname ile öğretmenlik görevinden çıkarıldım. Öğrendiğim kadarıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nca öğretmenlikten çıkarılmama dair gerekçe adıma kayıtlı olan bir cep telefonuna BYLOCK programının yüklenmesi olup bu durumdan dolayı öğretmenlik görevinden çıkarıldım. Hakkımda ki bu iddia ile ilgili olarak da Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla 2016/10124 sayılı soruşturma kapsamında 31.08.2016 tarihinde gözaltına alındım. Gözaltı işlemleri devam ederken hakkımda yapılan inceleme/soruşturma sonucunda polis memurlarınca ifadem alınmıştır. İfade işlemi sırasında adıma kayıtlı olan bir cep telefonuna BYLOCK programının yüklendiğini, bu nedenle gözaltına alındığımı ifade etmişlerdir. Adıma kayıtlı olan bu cep telefonu numarasının ise tarafımdan kullanılmadığını, üniversiteden sınıf arkadaşıma yaklaşık 10 yıl önce bu hattı alarak verdiğimi, öğretmen hattı kampanyası olması nedeniyle arkadaşımın da bu tarifeden faydalanması için bu hattı aldığımı, bu hattı hiçbir şekilde kullanmadığımı, arkadaşımın bugün itibariyle de Trabzon ilinde ikamet ettiğini belirttim. İfadem üzerine emniyet ekiplerince yapılan inceleme sonucunda hattın Trabzon ilinde kullanıldığının tespiti üzerine soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısının talimatıyla serbest bırakıldım. Dolayısıyla şahsıma yöneltilen ve meslekten çıkarılmama gerekçe olarak gösterilen hakkımdaki iddianın asılsız olduğu ortaya çıkmış olup suçsuzluğum ispatlanmıştır. Emniyet ve savcılık birimlerince yapılan inceleme/soruşturmada da malum örgüt ile ilgili herhangi bir bağımın olmadığı ortaya çıkmıştır. Konuya ilişkin ifadem ve tutanaklar dilekçe ekinde sunulmuştur. Dolayısıyla hakkımda ki iddianın asılsız olması nedeniyle öğretmenlik mesleğinden
çıkarılmama gerekçe olarak gösterilen iddia da dayanaksız kalmıştır. Dayanağı kalmayan görevden çıkarılma işleminin de iptal edilerek tekrardan göreve döndürülmem hak ve adalet gereğidir.
Bu nedenle, dayanaksız kalan Kanun Hükmünde Kararname ile öğretmenlik görevinden çıkarılmama dair işlemin iptal edilmesi hususunda;Gereğini arz ederim.
www.memurlar.net