Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama:
Bilindiği üzere, 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle açtığımız davada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararı ile Yönetmeliğin “Yönetici görevlendirmede esas alınacak hususlar” başlıklı 10. Maddesinin 9. Fıkrasının, “Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme” başlıklı 23. Maddesinin 1. Fıkrasında hiçbir ölçüt ve duyuruya yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme, Ek-1 Değerlendirme Formunun “Açıklama” başlıklı kısmının 3. Maddesinde “en az altı ay çalışmış olma” şartının İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri için aranmamasına ilişkin eksik düzenleme yönünden itirazın kabulüne karar verilmiş ve ilgili karar tarafımıza 23.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Yargı kararlarının davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde uygulanma zorunluluğu olup, bu durum hem Anayasamızın 138. Maddesi hem de İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesinde güvence altına alınmıştır.
Ancak, idarenin hukuka aykırı bir şekilde Danıştay kararlarını uygulamamakta ısrar etmesi üzerine yaşanan mağduriyetleri gidermek için suç duyurularında bulunmaya başladık. Buna göre teşkilatımız tarafından sendikamıza iletilen hukuk ihlallerine son verebilmek adına Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusu dilekçeleri verilmektedir. Vali ve İl Milli Eğitim Müdürlerini, hukukun üstünlüğü ilkesini hayata geçirerek, yargı kararlarını biran önce uygulamaya davet ediyoruz. Türk Eğitim-Sen camiası olarak her türlü hukuksuzluğa karşı dik duruşumuzu sürdüreceğimiz konusunda kararlığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
TEŞKİLATLARDAN GELEN SUÇ DUYURUSU HABERLERİ
GİRESUN ŞUBE, İDDK KARARI UYGULANMALI
10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle dava açtık. Açılan davada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2014/1151 Y.D. itiraz no’lu ve 18.02.2015 tarihli kararı ile müdürlerin görevlendirmesinde okul müdürleri ile altı ay çalışmayan şube müdürlerinin ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin verdiği puanları iptal etmiştir. Yine müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının duyurusuz olarak herhangi bir kriter aranmadan atanmasını da iptal etmiştir.
Bu Karar Milli Eğitim Bakanlığı’na tebliğ edilmiştir.
Yargı kararlarının davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde uygulanma zorunluluğu vardır. Bu durum hem Anayasanın 138. Maddesi hem de İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesinde güvence altına alınmıştır.
Ancak; hukuka aykırılığı yargı kararlarıyla da sabit olan görevden alma işlemlerinin iptali ile mağdur edilen tüm eğitim kurumu müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının haklarının iade edilerek göreve başlatılmaları ve yargı kararının ivedilikle uygulanması gerekirken Giresun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Anayasa ve mevzuat hükümlerine aykırı hareket edilerek Giresun ilindeki okul müdürlerinin göreve iade edilmesi hususunda herhangi bir işlem yapılmamıştır. Okul müdürlerinin göreve başlatılmaması üzerine Türk Eğitim-Sen olarak ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.
Amacımız ve mücadelemiz ülkemizde mahkeme kararlarının uygulanarak hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır. Hukukun hiçe sayıldığı bir ortamda sürekli bir kaos oluşacaktır. Biz adalet istiyoruz. Adaletin kararlarının Milli Eğitim Bakanlığı ve Giresun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından uygulanarak mağduriyetlere son verilmesini istiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Giresun İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mahkemelerin kararlarını uygulamayarak kendi çalışanının mağdur etmektedir. Bu durumda eğitimde başarıya nasıl ulaşılacak, nasıl kaliteli bir eğitime kavuşulacaktır. Eğitimciler mahkeme kararlarının uygulanmadığı bir kurumda öğrencilerinden nasıl hukuka güvenmelerini isteyeceklerdir?
SİVAS ŞUBE, “İDARİ MAKAMLAR, YARGI KARARINI UYGULAMAK ZORUNDADIR.”
Sivas Şube Başkanı Nuri Eryıldız “Hukuk dışı anlayışla devlet yönetilemez” konulu basın açıklaması yaptı. Eryıldız; “Son günlerde şehit edilen askerlerimize ve polislerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.” dedi.
“Bilindiği üzere çıkarılan bir yasa ile başta okul idarecilerimiz olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan binlerce idareci görevden alınmıştır.
10 Haziran 2014 tarihinde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumları yöneticilerinin görevlendirilmesine ilişkin yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle Genel Merkez tarafından dava açılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu yönetmeliğin bazı maddelerinin hukuka uygun olmadığı gerekçesi ile yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bu karar üzerine görevden alınan okul müdürleri ve müdür yardımcıları görevlerine iade edilmeleri talebinde bulundular.
Müracaatta bulunan arkadaşlarımızın dilekçelerine verilen cevaplar, devletin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın hangi anlayışla yönetildiğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Bu dilekçelere verilen cevapta “Danıştay kararı müdürlüğümüze ulaşmadığı için bir işlem yapılamamaktadır.” denilmektedir. Bilinmelidir ki, Danıştay’ın muhatabı İl Milli Eğitim Müdürlüğü değil Milli Eğitim Bakanlığı olmalıdır. Ayrıca bu karar Danıştay tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na iletilmiştir. İdari makamlar yargı kararını uygulamak zorundadırlar.
Siyasi iradenin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın hukuk tanımayan tavrı İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine sirayet etmiştir.
Unutulmamalıdır ki;
Hukuk dışı bir anlayışla devlet yönetilemez.
Hukuku kendi siyasi emelleri ve kadrolaşmaları uğruna dizayn edenler, artık hukukun kırıntılarına bile tahammül edemez hale gelmişlerdir.
Bugün burada Danıştay kararını uygulamayan Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz.
Vicdanını ve ruhunu siyasi kadrolaşmanın emrine tahsis edenler bilmelidirler ki;
Bu hesap yarına kalsa da, kimsenin yanına kalmayacaktır.
Er ya da geç bu yapılanların hesabı bir şekilde sorulacaktır.”
KONYA 1 NO’LU ŞUBE, “DAVAYI KAZANAN OKUL MÜDÜRLERİ GÖREVLERİNE GERİ DÖNDÜRÜLMELİ”
Konya 1 no’lu Şube Başkanı Tanfer Ata davayı kazanan okul müdürlerinin görevlerine döndürülmesi konusunda basın açıklaması yaptı. Açıklamada terör eylemlerini de değerlendiren Ata şunları söyledi; “Son günlerde ülkede yaşanan terör eylemleri sonucu, uğradıkları alçakça saldırılarda şehit düşen güvenlik güçlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet Ruhları şad, mekânları Cennet olsun.”
“Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığınca 2014 yılında yapılan Yönetmelik Değişikliği ile görevlerine devam eden binlerce okul müdürü yandaş ve biatçı olmadıkları gerekçesiyle tasfiye edilerek görevlerine son verilmişti.
Türk Eğitim-Sen olarak bu zulme sessiz kalamazdık, kalmadık da. Hukuken ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık. Tasfiye edilen, zulme uğrayan binlerce okul müdürümüzün hakkını adaletine güvendiğimiz yüce Türk mahkemelerinde aradık. Konya ilinde sendikamızca okul müdürü üyelerimiz ile ilgili toplam 74 dava açıldı. Aradan aylar geçse de, adalet gecikmiş olsa da, dava açtığımız okul müdürlerimizin hakları mahkemelerce geri verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (YD İtiraz No: 2014/1151) 18/02/2015 tarihli Kararı ile uygulamanın Yürütmesini durdurmuştur. Ayrıca, Konya 1. ve 2. İdare Mahkemeleri, okul müdürlerine uygulanan idari işlemleri İPTAL etmiştir. Mahkeme Kararları, Temmuz ayının ikinci haftasından itibaren, Konya Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğüne tebliğ edilmiştir.
Bundan sonra idarenin yapacağı işlem çok basittir. Hiç düşünmelerine, işi savsaklamalarına gerek yoktur. İDARE, MAHKEME KARARLARINI UYGULAMAK ZORUNDADIR.
Çünkü; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. Maddesinin 1. Fıkrası’nda “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 günü geçemez.” denildiğinden, Konya Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü yasal süre içerisinde dava kazanan okul müdürlerini göreve döndürmek zorundadır.” dedi
Ata sözlerini şöyle sürdürdü; “Eğer, Türkiye hukuk devleti ise, Konya Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü hukuka saygılı ise, hukuk neyi emrediyorsa onu yapacaklardır. Yani; mahkeme kararlarını uygulayıp okul müdürlerini eski görevlerine geri döndüreceklerdir.
Sendikamıza gelen bilgilere göre, idare yeniden değerlendirme işlemi yapmak istemektedir. Yeniden değerlendirme işlemi kesinlikle mahkeme kararının uygulanmaması anlamına gelir, Mahkeme kararının yok sayılması demektir. Göreve geri döndürülmeyen, yani fiilen okul müdürü olarak görev yapmayan, kendisini değerlendirecek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri ile en az 6 ay çalışması gerektiği halde, henüz çalışmadan yeniden değerlendirme işlemi yapılması hukuka aykırıdır. Aynı zamanda mahkeme kararı uygulanmadığı için idare suç işlemektedir.
Buradan Sayın Konya Valimize ve Sayın Konya İl Milli Eğitim Müdürümüze bir kez daha sesleniyorum. Mahkeme kararlarını yok sayamazsınız. Mahkeme kararı gereği, dava kazanan okul müdürlerini görevlerine geri döndürmek zorundasınız. Görevlerine geri döndürdükten ve değerlendiricileri ile en az 6 (altı) ay çalıştıktan sonra yeniden değerlendirme işlemi yapabilirsiniz. Bunun dışında yapacağınız her türlü idari işlem yok hükmündedir, hukuka aykırıdır ve suçtur. İşlenen bu suçun cezasız kalması da mümkün değildir. Dava kazanan okul müdürü üyelerimiz haklarını yargı organlarında arayacaklardır.
Bu amaçla, Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından Valilikler uyarılmıştır. Danıştay’ın kararı doğrultusunda okul müdürlerinin göreve döndürülmeleri istenmiştir. Eğer Valilikler bu kararı uygulamazlarsa 6 Ağustos 2015 tarihinden itibaren okul müdürü üyelerimiz Savcılıklara Suç Duyurusunda bulunarak yasal işlem başlatacaklardır.
Kamuoyuna, yönetici üyelerimize ve atama makamındaki değerli yöneticilerimize saygılarımızla duyurulur.”
BURDUR ŞUBE, OKUL YÖNETİCİLERİ İLE İLGİLİ DANIŞTAY (İDDK) KARARLARINI UYGULAMAYAN YETKİLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU.
06.08.2015 Perşembe günü Şube başkanı Orhan AKIN ve mevzuat sekreteri Onur Ruhi BEKEN Burdur nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'na giderek Burdur İl valisi ve İl Milli Eğitim Müdürü hakkında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararı ile Yönetmeliğin bazı maddelerini uygulamadıkları için suç duyurusunda bulundu.
10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararı ile Yönetmeliğin “Yönetici görevlendirmede esas alınacak hususlar” başlıklı 10. Maddesinin 9. Fıkrasının, “Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme” başlıklı 23. Maddesinin 1. Fıkrasında hiçbir ölçüt ve duyuruya yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme, Ek-1 Değerlendirme Formunun “Açıklama” başlıklı kısmının 3. Maddesinde “en az altı ay çalışmış olma” şartının İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri için aranmamasına ilişkin eksik düzenleme yönünden itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak; hukuka aykırılığı yargı kararlarıyla da sabit olan görevden alma işlemlerinin iptali ile mağdur edilen tüm eğitim kurumu müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının haklarının iade edilerek göreve başlatılmaları ve yargı kararının ivedilikle uygulanması gerekirken Şüpheli/Şüpheliler tarafından Anayasa ve mevzuat hükümlerine aykırı hareket edilerek BURDUR. ilindeki okul müdürlerinin göreve iade edilmesi hususunda herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu okul müdürleri arasında sendikamızın üyeleri de bulunmaktadır.
Yargı kararlarının davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde uygulanma zorunluluğu vardır. Bu durum hem Anayasamızın 138. Maddesi hem de İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesinde güvence altına alınmıştır. İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesinde “(Değişik: 4001-10.06.1994) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu sure hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” İYUK 52.madde”(Değişik: 3622-05.04.1990) Temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz” denilmektedir. Anayasanın “Mahkemelerin Bağımsızlığı” başlıklı 138. Maddesi; “…..Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” şeklindedir.
Yürütmenin durdurulması kararları esasa ilişkin kararla aynı sonucu doğurmaktadır. Bu bakımdan, yürütmenin durdurulması kararının hukuki gereklerine uygun bir işlem tesis edilmesi Anayasal ve Yasal zorunluluktur. Anayasa ve Yasa hükümleri ile idare hukuku ilkesi gereği idareler yürütmeyi durdurma kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem yapmak ve iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak ve önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla görevlidir. Bu nedenle, idareler yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının amaç ve kapsamı dışında bir işlem tesis edemez. İdarelerin bu amaç dışında başkaca bir tercih ve takdir hakkı bulunmamaktadır.
İdari yargı kararlarının uygulanmaması, kesin hüküm ilkesine aykırılık teşkil eder. İdare kesin hükme uymak zorundadır. İptal kararlarının eksik uygulanması ve gereğince uygulanmaması ağır hizmet kusurunu oluşturur.
Yargı kararı Şüpheli/Şüpheliler tarafından kasten gereğince uygulanmamaktadır. Zira Anayasaya gereğince; yargı kararlarının uygulanmaması bir yana, geciktirilmesi bile yasaktır. Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi, bir hukuk devletinde o kadar önemlidir ki, mahkeme kararının yerine getirilmemesi kanuna aykırı davranıştan daha ağır bir kusur kabul edilmektedir.
Yargı kararlarını yerine getirmeyen idare görevlilerinin bu eylemlerinin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu Danıştay İkinci Dairesinin 10.05.1966 gün ve E.1965/2884, K.1966/1203 sayılı kararı ile de kabul edilmiştir. Yargıtay ve Danıştay Kararlarında, suçun oluşması için Danıştay kararını yerine getirmeyen kamu görevlisinin ayrıca garaz, kin, husumet ve benzeri duyguların etkisi altında hareket etmesi aranmamaktadır. İdari yargı kararlarını kasten yerine getirmeyen kamu görevlileri, bu durumdan kişisel olarak sorumludurlar. Yargı kararlarını uygulamamak kişisel kusur sayıldığından, tazminat davası adli yargı mercilerinde açılacak ve haksız fiil kuralları uygulanacaktır. Yargı kararlarının uygulanmaması Türk Ceza Kanunu'na göre suç oluşturmaktadır.
İdari yargı kararlarının uygulanmaması veya gereği gibi uygulanmaması, Türk Ceza Kanunun Görevi kötüye kullanma başlıklı 257. maddesi “(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. / (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. / (3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” Hükmü uyarınca suç teşkil etmektedir. Bundan dolayı Şüpheli/Şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını gerekmektedir.
KOCAELİ 2 NO’LU ŞUBE, “YARGI KARARLARINI HİÇE SAYMAK”
Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Kılıç, mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi, bir hukuk devletinde kanuna aykırı davranıştan daha ağır bir kusur olduğunu belirtti.
Kılıç şunları kaydetti; “Bu İktidar döneminde en sık ziyaret ettiğimiz yerler Adliyeler ve en çok yaptığımız iş de Suç Duyuruları oldu. Kanun tanımayan ve mahkeme kararlarını bile takmayan hükümet yetkilileri her yeni gün hukuksuzlukta yeni rekorlar kırıyorlar. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2014/1151 Y.D. itiraz no’lu ve 18.02.2015 tarihli kararı ile eksik düzenleme yönünden itirazın kabulüne karar vermişti.
Lakin yargı kararlarının davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde uygulanma zorunluluğu olmasına rağmen ve hukuka aykırılığı yargı kararlarıyla da sabit olan görevden alma işlemlerinin iptali ile mağdur edilen tüm eğitim kurumu müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının haklarının iade edilmeleri hususunda Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından tüm valilikler uyarılmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu durum hukuken ayrı bir suç teşkil etmektedir. Zira mahkeme kararları hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesi geciktirilemez.
Yargıda paralel avı yapanlar ve yargı bağımsızlığını dillerine pelesenk edenler, yargı kararını kasten gereğince uygulamayarak “şüpheli” pozisyonuna düşmektedirler. Zira Anayasaya gereğince yargı kararlarının uygulanmaması bir yana, geciktirilmesi bile yasaktır. Mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi, bir hukuk devletinde kanuna aykırı davranıştan daha ağır bir kusur kabul edilmektedir. Bugün bu kararları uygulamayan idari görevliler hakkında suç duyuruları yapmak üzere buradayız.
İdari yargı kararlarının gereği gibi uygulanmaması, TCK 257 uyarınca “Görevi kötüye kullanma” kısmına girmektedir. Bu minvalde birazdan Kocaeli Valisi ile İl Milli Eğitim Müdürü hakkında suç duyurularımız yapılacaktır. İdari mahkeme kararlarını kasten yerine getirmeyen kamu görevlileri, bu durumdan kişisel olarak sorumludurlar. Yargı kararlarını uygulamamak kişisel kusur sayıldığından tazminat davası adli yargı mercilerinde açılacak ve haksız fiil kuralları esas alınacaktır.
Kocaeli’de eğitim yerlerde sürünürken ve bizzat Bakanlığın yanlış uygulamalarıyla eğitimcilerin motivasyonu çökertilirken mülki amirlere düşen barışı ve huzuru tesis etmek olmalıydı. Onların da hükümetin ve MEB’in yanlış uygulamalarına çanak tutması yarınlarda bu ilde eğitimde yeni sorunların doğmasına da sebebiyet verecektir. Muhtemel başarısızlıkların sorumlularını daha şimdiden ve tam da buradan açıklıyoruz.”