1 Haziran itibarıyla başlayan normalleşme sürecinin ardından, önceki gün Türkiye'deki günlük vaka sayısı 30 Mayıs'tan bu yana ilk kez binin üzerine çıktı. Türkiye en son 29 Mayıs'ta binin üzerindeki vaka tablosuyla karşı karşıya kalmıştı.
Normalleşme sürecinin ikinci haftasında vaka tablosunun artış eğilimini Milliyet'ten Aykut Yılmaz'a değerlendiren Bilim Kurulu üyeleri ve uzmanlar, önümüzdeki sürece ilişkin kritik tespit ve uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Serhat Ünal 'Sınırları zorlayan rakamlar'
Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal:
"Kısıtlamalar gevşetilince bir rahatlığa ulaşıldı. Kurallara uyumsuzluk oldu. Bunun geçici olduğunu düşünüyorum. Rakamları gördükçe insanlar işin ciddiyetini anlayıp kurallara uyar hale gelecekler. Şu anda kısıtlamalar kaldırıldı, havalar ısındı. Toplumda, 'tehlike kalktı' gibi bir hava oluştu. Bu çok yanlış. 1. fazı tamamladığımız için 2. fazda tabii ki kısıtlamalar gevşetilecek. Ama toplum olarak uyum göstermemiz lazım. Maske, mesafe, el hijyeni olmazsa olmazımız. Bir de bulaşma riskini artıran işler var. Bir, kapalı alanlarda çok vakit geçirmek. İki, kalabalık ortamlarda çok vakit geçirmek. Maske, mesafe, el hijyenini söylemiyorum bile. Bunlar varken bile kapalı alanlarda uzun süre vakit geçirme, riski artıran faktör. O yüzden mümkün olduğu kadar yine evde kalmaya gayret etmek, kapalı alanlara zorunlu olmadıkça gitmemek, buralarda az vakit geçirmek ve bütün bunları yaparken maske, mesafe ve el hijyeni kuralına harfiyen uymak gerekiyor. Bunları yaparsak yeniden binli rakamların altına döneceğiz. Şu anda düşme eğilimi halen var ama sınırları zorlayan rakamlar. Artışa geçme eğilimi de ortaya çıktı. Artışa geçiş olursa ve yeninden hızlı bir artış olursa yapacak bir şey kalmaz. Türkiye o zaman mecburen, yeniden sıkı kurallara dönmek zorunda kalır."
'Vatandaşlık borcu'
"İkinci dalgayı daha çok eylül, ekim gibi bekliyoruz. 1. dalganın sonuna geliyoruz. Oynamalar sınırda ama kurallara uyamazsak, birinciyi kontrol ettikten sonra yeniden çok büyük rakamlara çıkarsak o zaman ikinci dalga denilebilir. Ben o kadar büyük rakamlara gideceğini sanmıyorum. Vatandaşlarımızın kurallara uyma isteğine güveniyorum. Önümüzdeki günlerde sonuçlar da iyice görüleceği için yeniden kurallara uyumun artacağına inanıyorum. Çünkü bu hepimiz için bir vatandaşlık borcu. Vatanımızı korumak için bunu bir seferberlik şeklinde vatan borcu olarak yapmak zorundayız. Yoksa hep beraber bedel ödeyeceğiz ki bu da iyi bir şey değil."
Doç. Dr. Sema Kultufan Turan 'Duyarlılığı artırmaya ihtiyacımız var'
Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi yoğun bakım sorumlusu Doç. Dr. Sema Kultufan Turan: "1 Haziran'da açılımın sağlanmasının ardından olabileceğini öngördüğümüz bir artış vardı. Bunun sonuçlarını 10-15 gün içerisinde göreceğimizi de biliyorduk. O yüzden önceki gün ilk kez binli rakamların üzerine çıktı. Yapılan testler de çok önemli.
45 binin üzerinde test yapıldı. Test sayısındaki artış sadece temaslı değil, farklı örneklem gruplarından da alınan örnekler. O yüzden yaygınlığını belirlemek açısından binin üzerindeki vaka, dikkat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Halkımızın duyarlılığını artırmamıza ihtiyacımız var."
'Sokağa çıkma yasağı gelir mi?'
Türkiye'nin ölüm oranları açısından diğer ülkelerden daha başarılı olduğunu vurgulayan Turan, vatandaşların daha dikkatli olmasını isterken "1 Haziran sonrası dönemin etkileri bu haftaki Bilim Kurulu toplantısının gündeminde olabilir" dedi. Turan, Bilim Kurulu toplantısı sonrası yeniden sokağa çıkma yasağı gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine şöyle devam etti: "Bilim Kurulu bir tavsiye kurulu. Öneri verir. Bu önerileri alan idari makamlar. Bu işin ekonomik, sosyal ve diğer boyutlarını da göz önüne alarak bir karar verir. Bir de şu çok önemli. Pozitif tespit edilen vaka sayısı binin üzerinde olabilir ama ağırlaşan vaka sayısı çok önem arz ediyor. Ağırlaşan vaka sayısında son 20 gündür bir stabilite var. Çok da artmıyor. Yoğun bakıma ihtiyaç duyan, entübe hasta sayısı çok düşük rakamlarda değişiyor. Pandeminin yoğun dönemlerinde o sayılar çok daha fazla ve yüksekti. Bu da aslında hastalığı asemptomatik geçiren birey sayısının ya da kliniği hafif geçiren birey sayısının daha fazla olduğunu gösteriyor. Hatta geçen hafta iyileşen hasta sayılarının tespit edilen vaka sayısının 3-4 katı olması da biraz bu yönde düşündürtüyor. Yani testler pozitif olabilir ama aslında hastaneye, tedaviye ihtiyaç duyan hasta sayısı daha düşük seyretmeye devam ediyor. Bu önemli bir kriter."
Prof. Dr. Hakan Oğuztürk '15 Haziran rakamları kritik'
Ankara Şehir Hastanesi'nin Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk:
"Vaka artışına yeni bir dalga demek doğru değil. Yeni bir dalga demek için 1. dalganın bitmesi gerekiyor. Mevsimsel değişiklikler, verilerin kontrol altında tutulması, iyimser tahminler gibi nedenler insanları duyarsızlaştırdı. Tabii ki, 'bende de bu hastalık yok' psikolojisiyle daha rahat dolaşmaya başladılar. Kuralların gevşetilmesi ciddi anlamda 'bir sıkıntı yok' düşüncesini aktive etti. Bu vaka sayılarını böyle 2-3 günlük olarak değerlendirmemek lazım. 15-16-17 Haziran rakamları kritik rakamlar olacak. Eğer o rakamlarda farklı şeyler olursa... Bunun böyle uzun süre devam etmesi, yeni tedbirleri getirebilir. Maske, sosyal mesafe ve temizliğe dikkat edilmesi gerekiyor. Kalabalık ortamların oluşturulmaması gerekiyor denildi. İnsanlar memleketlerine gittiler. Memleketlerine gidince herkes onlara hoşgeldine gitti. Toplu cenaze yemekleri verildi. Şehirler arası ulaşımın ülke genelinde yapılmasıyla, insanlar kurallara uymayınca enfeksiyonu başka şehirlere götürmüş oldular. Ama temel sıkıntı, insanların kurallara uymaması. Sorun vatandaşın kurallara uyma konusundaki hassasiyetinin azalması. Toplum bilimcilerin toplumu bu hastalığa karşı motive edecek mekanizmaları aktive etmesi lazım."