Kamuoyunda kariyer basamakları, uzman öğretmen ve başöğretmenlik sınavı hakkında yorumlar aldı başını gidiyor. Gün yok ki konu ile ilgili bir habere, yoruma, paylaşıma rastlamamış olayım. Yine sosyal medya üzerinden “Sınava Hayır.” hashtag çalışmaları son sürat devam ediyor. Öğretmenler uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavından çok mu rahatsız? Nedir öğretmenleri rahatsız eden? Neden sınavlı kariyer basamaklarına itiraz ediyorlar? Kariyer basamakları uygulamasında birçok öğretmen mağdur edilmişken, yeni düzenleme öğretmenlerin beklentilerine cevap veremiyor mu? Öğretmenlerin mesleki motivasyonuna olumsuz etkileri olur mu? Ya da aynı şehirde, hatta aynı okulda öğretmenler arasında statü ve maaş yönünden farklılık oluşturmak ne kadar doğru?
Sahada gördüklerimi duyduklarımı bir nebze olsun kendi duygu ve düşüncelerimi de katarak yansıtmaya çalışacağım. Yine öncelikle belirteyim yaklaşık 17 yıl önce bir defa sınav yapılmış ve geride birçok mağdur öğretmen bırakmıştır.
Bugün geldiğimiz noktada kariyer basamakları süreci tekrardan başlamıştır. Eğitim programının başvuruları 01-10 Haziran 2022 tarihleri arasında alındı. Uzman öğretmenlik eğitimleri 18 Temmuz-05 Eylül 2022, başöğretmenlik eğitimleri ise 18 Temmuz-19 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Sahada edindiğimiz izlenimlerden birisi, Öğretmenlik, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 43. maddesine göre: "Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." Yani öğretmen zaten uzmandır. Uzmanlığını tescil için bir sınava gerek bulunmadığı yönünde.
Yine farlı bir düşünceye değinecek olursak. "Hiç bir sınavın öğretmene tecrübe kadar uzmanlık veremeyeceği" tecrübenin öğretmeni uzmanlaştırdığı yönünde kanaat oluşmaktadır.
Bir görüş de sınav sonucuna göre uzman olan ve uzman olmayan öğretmenler arasında çalışma motivasyonunun bozulacağı yönünde. Sınavdan 68 alan uzman olamazken 70 alan uzman olacak ve arada kariyer ve maaş farkı bulunacağından bu durumun birçok olumsuzluklar oluşturacağı yönünde bir düşünce hakım.
Öğretmenlerin, "Sınav İptal " ,"Uzmanlığım Diplomamdır!" diyerek sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışmaları, ortaya koydukları serzenişin sınav kaygısı olmadığı açıkça ortadadır. KPSS gibi önemli bir sınavla öğretmen olan, yönetici olurken de sınavla muhatap olan eğitimcilerin sınav kaygıları yoktur. Ancak kariyer basamaklarının sınav odaklı olmasına karşı haklı serzenişleri vardır.
Yakın zamanda MEB Bakanımız Sayın Mahmut Özer iki temel sebeple bir sınav yapmak zorunda olduklarını belirtti.
“Birincisi uzaktan verdiğimiz bir eğitim var. Bunun sonunda mutlaka bir ölçüm yapmak zorundayız. Kanunda da bu var. Eğer bunu otomatik bir prosedüre çevirirsek unvanların da anlamı kalmaz. Sınav zaten çok basit ve eğitime katılımla rahatlıkla aşılabilecek türden olacak. Sadece Yüksek Lisans ve Doktora yapanlar sınavdan muaf olacak. Burada lisansüstü eğitimi teşvik etmek istedik. Hatta ilk teklifte öğretmenlerin sadece kendi alanlarıyla ilgili olması gerektiği vardı. Ben bunun herhangi bir alanda yapılmasının yeterli olması gerektiğini savundum. Şu anda da öyle."
“İkincisi bu sınava herkes değil istekliler başvuruyor ve bu eğitimi alarak sınava girmeye hak kazanıyorlar. Şu ana kadar başvuranların sayısı 613 bin. 90 bin de Yüksek Lisans yaptığı İçin muaf olacak. Bu da ciddi bir oran sayılır.”
Öncelikle bakanımıza açıklamaları nedeniyle teşekkür ederiz.
Peki Emeklilikte hiçbir işe yaramayan kariyer basamaklarını sınav odaklı olmaktan çıkaramaz mıyız?
Kariyer basamaklarında “Sınav İptal.” diyerek şu şekilde yapılacak bir düzenleme tüm öğretmenlere müjde niteliğinde olacaktır.
yıl Aday Öğretmen
1-10 yıl Öğretmen
10-20 yıl Uzmanöğretmen
20- + yıl Başöğretmen
Hizmette 10 yılını dolduran öğretmenlerin uzmanöğretmen, 20 yılını dolduranların başöğretmen olacağı bir sistem çok yerinde olacaktır. Bunun yanında hizmet içi eğitimlerle öğretmenlerin yetiştirilmesi, elbette her zaman çok faydalı olacaktır. Gelişim bir süreçtir. Sürecin ölçütü tek başına sınavdan 70 puan almak olmamalıdır.
Uzman ve başöğretmenlik süreçlerinin kesinlikle sürdürülebilir olmadığı, kamuoyunda oluşan havaya göre iyiden iyiye daha da belirgin bir hal alıyor. Bu durum belirginleştikçe de kamuoyunda dalga dalga büyüyor. Sosyal medyada bir gecede atılan twitler durumu açıkça göz önüne seriyor.
Öğretmenlik gibi kutsal, güzide bir mesleğin mensuplarının istekleri göz ardı edilemez. Muhakkak fikirleri, düşünceleri çok ama çok önemlidir. Sınav konusunun tekrardan düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda iyimserim, yetkililer tekrardan değerlendirecektir diye düşünüyorum. Ne dersiniz eylül ayı başlarında sınav iptal edildi! Haberi gelir mi?
Tez zamanda beklenen haberin gelmesi dileği ile kalın sağlıcakla…
Mustafa YILDIRIM
Eğitimci Yazar