Zamanında keşfedip geliştiremediğimiz için on binlerce üstün zekalı veya özel yetenekli çocuğumuzu heba ettik. Bu çocukların zamanında tespit edilmesini, açılacak özel okullarda eğitim verilmesini, hiç olmazsa özürlü bireylerde olduğu gibi destek eğitimi alabilmeleri için düzenleme yapılmasını hep dile getirdik. Bakanlıkta yıllarca bu konuda kayda değer bir çalışma yapılmadı. Ne okullar açıldı ne de destek eğitimi yönünde bir çaba çaba sarf edildi. Sayıları çok sınırlı olan Bilim ve Sanat Merkezlerinde az sayıda çocuğumuz eğitim alırken büyük çoğunluk kaderine terk edildi.
22 Ekim 2013 Bakanlık için tarihi bir gün oldu. İlgili genel müdürlük çıkardığı bir yazı ile bu çocukların tespitinin yapılmasını, anasınıfı ve ilkokulda öğretmenlerince eğitilmelerini, ortaokulda yeteneklerine uygun seçmeli dersler alarak geliştirilmesini ve bilim sanat merkezlerine yönlendirilmesini istedi.
Niyet iyi ancak gözden kaçırılan bazı hususlar var.
- Okulöncesi öğretmenleri ve sınıf öğretmenleri üstün zekalı veya özel yetenekli çocukların eğitimine ilişkin üniversitelerde yeterli eğitim almamaktadırlar. Bu durumda öncelikle öğretmenlere eğitim verilmesi gerekmektedir. Öğretmenlerin tamamının bu alanda hizmet içi eğitime alınması şarttır.
- Ortaokul öğrencilerinin Bilim ve Sanat Merkezlerine yönlendirilmesi istense de Türkiye’deki Bilim Sanat Merkezlerinin sayısı çok yetersizdir ve zaten hepsi doludur. Bilim sanat merkezi sayısı en az üç katına çıkarılmalıdır. Yeterli sayıda ve kapasitede Bilim ve Sanat Merkezi açmadan, öğrencilerin buraya yönlendirilmesini istemenin bir anlamı yoktur.
- Devletçe yeterli sayıda kurum açılana kadar on binlerce çocuğumuz heba olmaya devam edecektir. Daha önceki yazılarımda da ısrara üzerinde durduğum gibi bunu önlemenin bir tek yolu vardır. O da özürlü bireylere devlet nasıl sahip çıkıyor ve destek eğitimi giderlerini karşılıyorsa üstün zekalı veya özel yetenekli öğrencilerin de alacağı destek eğitim giderlerini karşılamalı ve bu işi özel girişimcilere bırakmalıdır.
Doğan CEYLAN
Yönetim Bilimi Uzmanı