Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğünde rehber öğretmenlere yönelik verdiği konferansta başörtülü öğretmenlerin rehber öğretmenlik yapmaması gerektiğini açıklayan ve eleştirilerin hedefine oturan Üstün DÖKMEN, Facebook hesabından konuyla ilgili peş peşe iki açıklama yayınladı .
Sakarya Milli Eğitim Müdürüne daveti ve program sonunda sahneye gelerek resim çektirdiği için teşekkür etti .
SARHOŞ PİLOT ile BAŞÖRTÜSÜNÜ İLİŞKİLENDİREREK YAPILAN ÇARPITILMIŞ HABERLER VE DİĞER BAZI HABERLER HAKKINDA:
a) 4 Mart 2019’da Sakarya’da öğretmenlere verdiğim konferansa ilişkin çarpıtılmış ve yanlış haberler hakkında açıklama yapmak istiyorum. Bu konuşmada şöyle demişim: ‘’Pilot sarhoş olmamalı, Hristiyan psikolog haç takmamalı, rehber öğretmen başörtü takmamalı.’’
Sarhoş pilot ile baş örtüsünü eşleştirmeye çalışan bu ifade tamamen çarpıtılmıştır. İki kavramı peş peşe aynı cümle içinde kullanmadım. Olay şu: ‘’bir öğretmen hafta içinde akşam oturmasına gitmemeli, içki içmemeli, hiçbir zaman da kağıt oynamamalıdır. Uykusuz kalırsa sinirli olur. Cerrah ve pilot ta hafta içi içki içmemelidir’’ dedim. Bu kadar. Baş örtüsüyle ilgili açıklama 2’de ki bilgiyi, pilot cümlesinden yaklaşık yarım saat kadar sonra söyledim.
b) Söz konusu semineri tamamen ücretsiz verdim, yol parası da almadım. 30 yıldır, polise, askere, öğretmenlere, tüm devlet memurlarına hiçbir ücret almadan seminerler verdim. Avrupa’da ki, Suudi Arabistan’da ki konsolosluklarımız ve Türk dernekleri ne zaman konferans isteseler eşim ile birlikte gittik; konferans ücreti, uçak parası, otel masrafı almadık.
c) Sakarya’da ki konferans sadece psikolojik danışmanlara yönelik mesleki bilgilendirme niteliğindeydi. Genelde öğretmenlerin kıyafetlerinin nasıl olması gerektiğinden hiç söz etmedim; Milli Eğitim Kurallarına göre öğretmenlerin ve öğrencilerin başlarını bağlayabildiklerini söyledim; sadece psikolojik danışma odasında, psikolojik danışmanın kıyafetinin, takılarının standart sınırlar içinde olması, dini ve milli mesajlar vermemesi gerektiğini söyledim. ‘’Psikolojik danışman dışarıda başını örtebilir ancak danışma odasında başını örtmesi teknik açıdan sıkıntı yaratabilir’’ dedim.
(Bu konuda ayrıntılı bilgi için açıklama 2’ye bakabilirsiniz)
Bu semineri düzenleyen, seminere katılmaları için öğretmenlere izin veren İl Milli Eğitim Müdürlüğüne teşekkür ediyorum. Konferans bitiminde sahneye gelerek beni tebrik eden, öpen, plaket ve çiçek veren İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı’na ve İl Milli Eğitim Müdürü’ne teşekkür ediyorum.
d) Bendeniz sabetaycı değilim. Bir dedem Mekkeli, diğer dedem ve iki ninem Erzurum kökenlidir.
e) Ülkemde, temeli olmayan, çarpıtılmış bilgileri doğru zannedip, kin ve nefret söylemi yaratılmasını üzüntü ve endişeyle izliyorum.
Tesettüre girme veya girmeme konusunda kimseye baskı yapılmamalıdır; ancak görüşlerini ifade eden bilim insanlarına da baskı yapılmamalı, sözlerinden cımbızla kelime seçilmemeli, konunun ana fikri çarpıtılmamalıdır. Bu görüşten hareketle, psikologlarımızı, psikolojik danışmanlarımızı ve kamuyu bilgilendirmek istiyorum.
4 Mart 2019’da Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün davetlisi olarak ildeki psikolojik danışmanlara verdiğim konferansta aşağıdaki cümleleri aynen telaffuz ettim:
1. Psikoterapi/ psikolojik danışma mekanında, hiçbir dini veya milli simge bulunmamalıdır. Ortam nötr olmalıdır. Yasalarımıza göre okullarda, resmi dairelerde Atatürk fotoğrafı bulunmalıdır. Bu güne kadar evimde ve çalışma ofislerimde Atatürk resmi asılıdır. Ancak psikolojik danışmanlık yaptığım odalara Atatürk resmi koymadım. Çünkü gelen danışan Atatürk’ü sevmiyor olabilir. Danışma sırasında benim danışanıma olan saygım, yani karşımdaki can’a olan saygım, Atatürk’e olan saygımdan üstündür.
2. Çocukluğumdan gelen alışkanlıkla arabaya her binişimde besmele çekerim, yanımdakine de ‘’Hayırlı yolculuklar, Allah sağlıkla gitmeyi nasip etsin’’ derim. Ancak psikolojik danışma sırasında, ‘’Haftaya hayırlısıyla görüşelim’’ ya da ‘’İnşallah hallolur’’ türünden ifadeler kullanmam. Çünkü danışan bu ifadeleri severse danışmanla özdeşim kurar, ona sempati duyar; bu durumda danışma olmaz. Eğer bu ifadelerimi sevmezse antipati duyar, danışma yine bozulur. Bir çocuk gördüğümde mutlaka, ‘’Allah bağışlasın’’ derim, anne babasının yüzü aydınlanır. Kitap yazmaya başlarken bilgisayarda sol üst köşeye ‘’A.a’’ yazarım. (Bu, Allah’ın adıyla anlamına gelir.) Ancak bütün bunlar benim özel yaşantımdır; bunları danışma ortamına yansıtmam.
3. Batı filmlerinde bazı kadınlar haçlı kolye takmazlar. Fakat kadın psikologlar asla haç takmazlar. Psikolog, danışman kıyafetiyle de nötr olmalıdır.
Nötr olmak ne demek? Bunu okulda öğrenmiş olmanız gerekir. TAT’nin son kartı boş bir sayfadır, yani tamamen nötr’dür. Danışman da tıpkı o kart gibi nötr olmalıdır ki, danışanı gerektiğinde transferans yapabilsin. Danışman, ‘’Annen haklı, baban haksız’’ türünden cümleler kullanamaz. Nötr, tarafsız olmalıdır. Danışman/ psikolog, kıyafetiyle de tarafsız olmalıdır. Eğer danışman dini bir simge kullanıyorsa, bazı danışan bundan mutlu olur, bazısı ise hoşlanmaz. Her iki durumda da artık danışma sağlıklı yürümez, sohbete dönüşür. Bir psikolojik danışman, kendisiyle özdeşim kurulmasına izin vermemelidir, sempatiyi veya empatiyi körüklememelidir.
Bir eczacı, bir hemşire, bir mühendis kadın başörtüsü takabilir; bu durum onun mesleğini icra etmesini engellemez. Ancak, bir psikiyatrist, psikolog veya psikolojik danışman, sokakta baş örtüsü takarsa bir şey olmaz ama terapi, danışma ortamında takarsa, o etkinlik artık, ‘’Psikoterapi’’ olmaz, ‘’Psikolojik danışma’’ sayılmaz. TAT’de, net bir çam resmi net bir cami veya kilise resmi gösterilmez, flu resimler gösterilir. Danışmanın da danışma ortamında milli, dini görüşleri yoktur, danışanına bir kadın veya erkek olarak bakmaz. Danışman, Beşiktaş veya Fenerbahçe atkısını takıp danışma yapamaz.
Bazıları bu sözlerimden (konferansta söyledim), başörtüsüne karşı olduğum sonucunu çıkaracaktır. Bu basit bir yorum olur. Ben başörtüsüne karşı değilim. Kayınvalidem hacıydı, tesettürlüydü. Halen eşimin ailesinde ve benim yakınlarım arasında tesettürlü olan hanımefendiler vardır. Sadece danışma ortamında dini simgenin, işin özüne ve meslek etiğine aykırı olduğunu söylemek istiyorum. Danışmaya gelen öğrenci üzerinde dini ya da milli simge taşıyabilir. Bu durum danışmaya engel değildir. Yalnızca psikoloğun, psikolojik danışmanın dini, milli simge kullanması frapan giyinmesi psikolojik danışmanın dini, milli simge kullanması, frapan giyinmesi psikolojik danışmanın etkisini azaltır, yok eder, danışmayı bir abla – kardeş ilişkisine dönüştürür.
Türk psikologlar ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği üyelerinin, mesleğimizle ilgili görüşlerini bildirmelerini beklerim.
Prof. Dr. Üstün Dökmen
kaynak: kamudanhaber.net