FETÖ mensuplarının hapishanede dahi bir araya gelebilmesi ve örgütsel faaliyetlere devam etmesi örgütün ideolojik çöküşünü yavaşlatan en önemli nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Emniyet'e, yargıdan MİT'e ve hemen tüm devlet kurumlarına sızan ve 'paralel' bir yapı oluşturarak FETÖ örgütüne hizmet eden kişilere yönelik operasyonlarda bugüne kadar binlerce kişi gözaltına alındı.
Ülke genelinde örgüte yönelik operasyonlar devam ederken FETÖ'cülerin hapishanede aynı koğuşlarda kalması nedeniyle içeride de faaliyetlerine devam etmesi örgütün çözülmesinin önündeki engellerden biri olarak görülüyor.
FETÖ'cülerin kendi içinde ayrıştırılması gerek
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen'e göre, örgüt mensuplarının hapis olmasına rağmen faaliyetlerine devam edebilmesinin önüne geçilmesi bundan sonraki dönemler için son derece önemli.
FETÖ mensuplarının diğer suçlardan tutuklu insanlarla bir araya getirilmediğini anlatan Şen, "Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyenleri de ayrı yere koyuyorlar" bilgisini verdikten sonra, şöyle devam etti:
"Ancak itirafçı olmayan geniş bir kesim hapiste aynı ortamda kalıyorlar. Bu birlikteliğin sayısı fiziki imkanlara göre değişiyor. Kimi yerlerde 20'den fazla FETÖ mensubu aynı koğuşta kalabiliyor.
Peki bu neden sorun? Siz bu kadar aynı örgüt mensubunu bir arada tutunca çözülme gelmiyor. İçeride dahi sorumlu kişilerin diğer örgüt üyelerinin beyinlerini yıkama faaliyetleri devam ediyor."
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen.
Salıverilen örgüt mensupları için bazı kuralar konmalı
Çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılan ya da şartlı sarı verilen kimi insanların dışarı çıkar çıkmaz yeniden örgüt mensuplarıyla bir araya geldiği gerçeği var.
?Mahkemelerin şunu net bir şekilde bazı konularda taahhüt istemeli. Dışarı çıktıktan sonra örgütsel faaliyetler kapsamında görüşmeler yapmayacağını imza altına almalı.
Aynı şekilde örgüt mensuplarını hapishanede ziyaret eden isimler üzerinde de önemli durulmalı. Bu isimler üzerinden örgütsel iletişime kesinlikle izin verilmemeli.
Kimi FETÖ mensupları mahkemece denetimli olarak serbest bırakılmasına rağmen dışarı çıkar çıkmaz yine örgütsel faaliyetlere giriyor. Fotoğraf, denetimli serbestlikten yararlanıp serbest kalan FETÖ mensuplarının bir bağ evinde yaptıkları toplantıya düzenlenen polis baskınının ardından çekildi.
Devletin bu insanlara karşı rehabilite programı başlatması lazım
FETÖ'ye 2015 yılına kadar çok sayıda ismin dini sebeplerle girdiğini, kimi mensupların da gerek maddi çıkar gerek makam için bu yapıyla oldukça yakın bir ilişki kurduğunu hatırlatan Prof. Dr. Şen, "2010-2015 yılları arası için bu çerçevede örgüte dahil olmuş çok geniş bir kitle var. Sohbetlere katılan, ticari itibarını artıran, akrabalarının atamalarını yaptıran kişiler mevcut" ifadesini kullandı.
Bu çerçevedeki suçlar nedeniyle de hapishanede çok sayıda FETÖ'cü olduğunu anlatan Şen, şunları söyledi:
"Bahsettiğim bu ekibin 15 Temmuz'la ilgisi yok. Yani silahlı bir örgüt üyelisi yada yöneticisine ait faaliyet suçları söz konusu değil. Bu isimlerin dışarı çıkmaları halinde normal bir hayata dönmeleri toplum dinamikleri açısından son derece önemli. Bu nedenle devlet bu kitle için mutlaka bir rehabilitasyon programı uygulamalı. Öyle ya da böyle bu insanlar toplumla birlikte yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek."
"Örgütün çöküşe geçmesi için mutlaka atılması gereken iki büyük adım var"
Prof. Dr. Şen, FETÖ mensuplarının hapishanedeki ideolojik çöküşlerinin olması için devletin iki temel adımı mutlaka atması gerektiğine dikkati çekti ve şöyle devam etti:
?Eğer örgütü tamamen bitirmek istiyorsanız ideolojik açıdan çok büyük kopmalar sağlamanız lazım. Bunun için mutlaka ama mutlaka yapmanız gereken iki şey var.
Bunların başında örgütün en üst düzey yöneticilerini nerede olurlarsa olsun yakalayıp adalet önüne çıkmak. Yani örgütün ana takımını adalet önüne çıkarmanız lazım.
İkinci önemli adım bir örgütü ayakta tutan en temel unsuru yani para kaynağını kesmeniz lazım. FETÖ'ye gelen para musluklarını kesmediğiniz sürece örgüt bir şekilde yoluna devam ediyor.
Siz bunları yapmadığınız sürece de örgüt genelinde 'bu zor günler de geçer, bunların hepsi bir sınav' algısı çok daha güçlü bir şekilde yer ediniyor. Tabandaki bu ümidi kırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu iki adımı atması hayati önem taşıyor."
Prof. Dr. Şen son olarak devletin FETÖ ile mücadelede iyi bir yolda ilerlediğinin altını çizerek, bu çizginin bozulmaması ve sürecin cadı avına dönmeden somut deliller üzerinden ilerlemesinin oldukça önemli olduğunu vurguladı.