Türkiye’yi çözmeyelim!

Baykal, "Sorun çözeceğiz diye Türkiye'yi çözmeyelim” dedi

Deniz Baykal, hükümetin Kürt sorununun çözümü amacıyla başlattığı çalışmaları eleştirirken, Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila'nın dünkü “Atatürk modeline ne oldu?” başlıklı yazısına atıfta bulundu.
Baykal, “Şimdi, 'Türkiye'yi tekrar çözeceğiz' diye Sayın Fikret Bila'nın söylediği gibi çözülmesine götürmeyelim. Sorun çözeceğiz diye Türkiye'yi çözmeyelim” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, hükümetin Kürt açılımı çalışmalarını şöyle değerlendirdi:
CESARET EDEMİYORLAR: Türkiye bir yerlere doğru yönlendirilmek isteniyor. Kürt açılımı, çözümün oluşturulmakta olduğu izlenimi, Cumhurbaşkanı ile açıldı. Ama, ne yapılmak istendiğine dair somut açıklama yapılmadı. Kafalarında bir şey var, ama telaffuz etmeye cesaret edemiyorlar, sorumluluk almak istemiyorlar.
Birileri “bir şey yapın” demişse, bunu birilerinden destek alarak ortaya koymaya gayret ediyorlar. Kendilerinin dahi kuşkusu olan bir çözümü Türkiye'ye kabul ettirme gayreti içindeler.
HAREKET NOKTASI İMRALI: Beklenti yaratarak gereksiz sorumluluk üstlendiler. Şimdi onun altından nasıl kalkacaklarını düşünüyorlar. Yapılmak istenenin ne olduğunun söylenmeden açıklanması tehlikelidir. Kime karşı, İmralı'ya karşı. Başbakan ister itiraz etsin ister itiraf etsin. 15 Ağustos İmralı açıklaması Başbakan'ın kafasının arkasında hareket noktasıdır.
GAZETECİLERLE GÖRÜŞME: İzledikleri yöntem çok sakıncalı olmuştur. Gazetecilerle konuşmuş olmaları, konuştuğu insanların niteliği, seçimi, özelliği ve bu konulardaki düşüncelerinin herkesçe biliniyor olması karşısında, güven veren, iyi niyetli, sorumlu bir yaklaşım olarak gözükmemiştir. Hükümetin anlayışına yatkın insanlarla, kapalı devrelerle müzakere ediyor olması, bütün çabaların İçişleri Bakanlığı, Polis Akademi çerçevesinde götürülüyor olması, bir garabetler zinciriyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
POLİSİ Mİ BULDUNUZ?: Çalışmanın Polis Akademisi'nde yapılmış olması da çok dikkat çekici bir konu. Türkiye'de çok derin yaralara neden olacak açılım için Türkiye'deki yasaları uygulaması beklenen bir kurumun seçilmesi garip, yani bula bula işin sorumluluğunu yıkacak polisi mi buldunuz? Onun arkasına saklanarak mı bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz? Polisi mi öne sürüyorsunuz, kamuflaj diye polisi mi gördünüz? Kaygım Türkiye'ye kaynaştıracak değil ayrıştıracak bir şeyler çıkmasıdır.
TÜRKİYE'Yİ ÇÖZMEYELİM: Etnik kimlik milletle, devletle husumet değildir. Yeter ki Türkiye'yi yönetenler o hale getirmesinler. Kaygım bugün ülkeyi yönetenlerin onu oraya doğru taşıma istidadı içinde olması. Ayrıştırma teşebbüsü böyle bir problemin olmadığı yerlerde toplumla entegre olmuş insanları da çok ciddi rahatsız edeceği, onların huzurunu bozacağı için de ayrıca yanlış. Sorun çözeceğiz diye Türkiye'yi çözmeyelim.
İMRALI ADINA VEKÂLETEN: İmralı adına vekâleten siyasi müzakere sürecini başlatmış olması Başbakan'ın İmralı ile müzakere etmediği anlamına gelmez. İster doğrudan ister dolaylı yapsın, o toplantıya katılanlar, “Doğrudan da zaten yapılıyor” diyorlar.
BAŞBAKAN UZAK DURSUN: Başbakan'ın, kendisine bölücü denilmesinden çok rahatsız olduğunu görüyorum. Kendisini bölücü konumuna sürükleyecek politikalardan uzak durması lazım.
BAŞBAKAN KOMPLONUN NERESİNDE: (YAŞ'ta, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı hazırladığı öne sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek hakkında işlem yapılmamasıyla ilgili olarak) O günden bugüne ne oldu? 'Eğer TSK böyle bir darbenin parçası ise ortaya konulsun' dedik. Konuldu mu, dün mutlu mutlu yemek yediler Şûra'da. Hakkında o ithamlar yapılan albay görevini sürdürüyor ve 1 yıl daha görevine devam etmesine Şûra karar aldı. Ne oldu arkadaşlar? Başbakan bu komplonun neresinde duruyordu, bilmeden mi alet oldu?
Milliyet

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri