Türkiye'nin cezalı kentleri belli oldu, İstanbul ilk sırada

Devlet, 2006 ve 2009 yılları arasında vergi, yargı, idari ve diğer para cezası olarak 59,8 milyar liralık para cezasının yüzde 85'ini 10 kente fatura etti. İlk sırada İstanbul, son sırada Bayburt yer aldı.


İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) ilkini 2009'da hazırladığı ve para cezalarında rekor artışı masaya yatıran 'Cezalandırılıyoruz' raporunu güncelledi. 'Türkiye'nin Cezalı Kentleri' başlıklı, son 4 yıllık gerçekleşme rakamlarını içeren hesaplamaya göre 10 kente tahakkuk ettirilen cezaların toplamı 50,8 milyar lirayı buldu. Böylece dört yılda kesilen toplam 59,8 milyar liralık cezanın yüzde 85'i 10 kentin hanesine yazılmış oldu. En az para cezası ise sanayiden nasibini alamayan kentlerde uygulandı. 2006-2009 döneminde en az para cezası kesilen il Bayburt olurken, bu kenti Tunceli ve Gümüşhane izledi.

İSMMMO'nun Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü ve Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplama, hükümetin özellikle kriz dönemi olarak anılabilecek 2008 ve 2009 yıllarında gelirini artırmak için cezalara yüklendiğini ortaya koydu. 2008'de başta vergi olmak üzere, trafik, yargı, idari ve diğer para cezaları olmak üzere 14,9 milyar liralık ceza kesen devlet 2009 yılında bu rakamı yüzde 23,5 oranında arttırarak 18,5 milyar liraya çıkardı. 2010 yılının ilk altı ayında gerçekleşen rakamlara göre tahsil edilen para cezaları toplamı ise 2,4 milyar TL'ye ulaştı.

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, verilerle ilgili yaptığı açıklamada devletin gelir elde etmek için değil, esasında kamu düzenini sağlamak gerekçesiyle kestiği para cezalarında hemen her yıl rekor artışlar olduğunu öne sürdü. Veriler incelendiğinde özellikle kaynak sıkıntısı çekilen 2009'da tahakkukta yüzde 23, tahsilatta da yüzde 30 artış olduğunu belirten Arıkan, "Kesilen para cezalarının bir mantığı olmalı. Bu artışın bir açıklaması olmalı. Toplum, sürekli ceza yemekten hoşlanıyor, uslanmıyor mu ki, kamu düzenini sağlamak için kesilen cezalar sürekli artıyor." dedi.

Cezalardan elde edilen kaynağın, he kadar gelir amaçlı olarak kesilmese de bütçeye doğrudan gelir olarak kaydedildiğini ifade eden İSMMMO Başkanı şöyle devam etti:

"Muhasebe meslek mensuplarını zorlayan bazı para cezalarındaki mantık, daha doğrusu mantıksızlık bu alanda ne yaşandığının göstergesi. Ba-Bs adında, şirketlerin, alım ve satım hareketlerini gösteren formlar var. Bir süre önce, kayıt dışı ile mücadele çerçevesinde bu formlar belli dönemlerde İdare tarafından istenmeye başladı. Vergi matrahıyla hiç ilgisi yok. Ama vaktinde teslim etmediğinizde, gecikme süresine bağlı olarak para cezası kesiliyor. İşletmeler de mali müşavirleri de güç durumda kalıyor. Kayıt dışı ile mücadele gerekçesiyle, kayıtlı olan işletmeye belgesini geç verdi diye ceza kesilmesi, kayıt içinde olanı adeta cezalandırmaktır."

Yahya Arıkan, devletin para cezalarına sarılmasıyla 2006-2009 yıllarını kapsayan dört yıllık dönemde yaklaşık 60 milyar lira ceza kesildiğini, ancak sadece 15,7 milyar lira tahsil edilebildiğini kaydetti. Başkan Arıkan, verilerin, devletin 2010 yılına da oldukça hızlı başladığını gösterdiğine işaret ederken; "Türkiye'de işçi, işveren ve hatta vatandaşın krizin etkilerini azaltmaya çalıştığı 2009 yılında hükümet de gelirlerini artırmak için cezaya yüklendi. Hukuken, her ne kadar cezanın amacı gelir yaratmak değil kamu düzenini sağlamak olarak ifade edilse de kesilen cezalardaki artış ve tutar bunun bir gelir amacı taşıdığını ortaya koydu" değerlendirmesini yaptı.

İSMMMO'nun 'Türkiye'nin Cezalı Kentleri' başlıklı araştırmasında yer alan saptamalar özetle şöyle;

* Dört yılda 59,8 milyar liralık ceza kesen hükümet 2010 yılına da hızlı başladı. Bütçe gelirleri içinde, para cezası tahsilâtı 2,4 milyar liraya yükseldi. Böylece, Maliye, 2010 için öngörülen 3,1 milyar liralık toplam para cezasının yüzde 77'sini altı ayda tahsil etmiş oldu.

* Devlet, 2006 yılında 13,2 milyar lira para cezası tahakkuk ettirdi. 2007 yılında tahakkuk eden yani kesilen para cezası miktarı yüzde 0,6 oranında azalarak 13,1 milyar liraya geriledi. 2007 yılındaki düşüş sonraki yıllarda fazlasıyla telafi edildi. Üstelik tam da küresel krizin etkilerinin görüldüğü 2008 yılında ceza tahakkuku yüzde 13,8 artarak 14,9 milyar liraya, 2009 yılında ise yüzde 23,5 oranında artırılarak 18,5 milyar liraya ulaştırıldı.


* Buna karşın aynı performans tahsilatta gösterilemedi. Gerek itirazlar gerekse uzlaşmalar sonucu 2006 yılında 13,2 milyar liralık tahakkukun ancak 4,5 milyar lirası tahsil edilirken, 2007 yılında bir önceki yıla göre tahsilatta yüzde 15'lik gerileme yaşandı ve miktar 3,8 milyara düştü. Kesilen cezanın yüzde 13,8 oranında arttığı 2008 yılında ise tahsilat yüzde 1,7 gerileyerek 3,2 milyar liraya indi. Devlet 2007 ve 2008 yıllarında tahsilatta yaşanan düşüşü 2009 yılında fazlasıyla telafi etti. Geçen yıl tahsilat oranı yüzde 31,4 artarak 4,2 milyar liraya yükseldi.
zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri