Peki bu sözlerin sahibi kim?
Herhangi birimiz olabiliriz. Hatta hepimiz. Altına kim imza atmaz ki?
Ama aşağıdaki sözler, harfi harfine, 10 yıldır ülkeyi yöneten Başbakan Erdoğan’a ait:
“Türkiye’de maalesef eğitim zaafa uğratıldı. Türkiye’de bugüne kadar öğretim verildi. Eğitim verilmemiştir. Bundan sonra eğitim-öğretim olacak...”
Şimdi hemen, “Peki bu hale kim getirdi ki“ diye başlayan çok farklı yorumlar olacaktır. Ama geç de olsa, ortada çok ciddi bir durum tespiti var. Ve önemli olan dünü dünde bırakıp geleceğe bakmak olmalıdır.
Başbakan Erdoğan‘ın tespiti çok önemli!
Eğitim, dün ya da bugün, öyle ya da böyle zaafa uğratıldı mı, uğratılmadı mı?
Uğratılmadığını ve hâlâ uğratılmaya devam etmediğini kim söyleyebilir ki?..
Bu konuda hemen herkes hemfikir olduğuna göre, ilk yapılacak iş, eğitimi zaafa uğratan unsurların ortadan kaldırılması olmalıdır. Bu konuda en büyük sorumluluk da bizzat iktidarın.
Eğitimi, eğitimcilere bırakıp asli görevi olan, eğitim altyapısını daha iyi koşullara getirmeye odaklanırsa, ülkemiz için en hayırlı olanı yapmış olur.
Bu konuda en büyük sorumluluk, Talim ve Terbiye Kurulu’nun. 30 yıl öncesine kadar eğitimin lokomotifi onlardı.
Eğitimle ilgili köklü kararları onlar alırdı.
80’li yıllardan sonra ise önce Milli Eğitim şzraları, sonra da Talim ve Terbiye Kurulu siyasallaştı.
İktidarlar ne ise o kararlar alınmaya başlandı.
Ve sonunda da Başbakan Erdoğan‘ının dediği noktaya gelindi...
Eğitim ve öğretim
Başbakan Erdoğan‘ın ikinci tespiti ise öğretime öncelik verildiği ve eğitimin ihmal edildiği yönünde. Bu konuda da sonuna kadar haklı. Yine aynı şekilde, “Peki bunu düzeltmek için 10 yılda ne yaptınız?” diye başlayan cümleler kurup olup bitenleri tümüyle iktidarın sırtına yüklemek işin en kolay yanı. Ama amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı...
Hazır, eğitim adına, doğru hem de çok doğru bir tespitte bulunmuş bir Başbakan varken, onun bu samimiyetini değerlendirmek gerekir. Aslına bakılırsa Başbakan Erdoğan benzer sözleri 10 yıldır söylüyor. Hatta belediye başkanlığı döneminde de söylüyordu. Ama getirdiği bakanlar, o ne söylediyse hep tam tersini yaptılar!..
Bugün isyan noktasına gelmesinin önemli nedenlerinden biri de budur!
Başbakan Erdoğan, “Türkiye’de bugüne kadar öğretim verildi. Eğitim verilmemiştir“ diyor. Hem haklı hem de haksız. Eğitimin ihmal edildiği doğru ama bu dünden bugüne gelen bir ihmal değil. Cumhuriyetin ilk yıllarını, eğer yakından incelerse, bu konunun, o yıllarda ne kadar ciddiye alındığını çok iyi görür...
Öğretime gelince, onun iyi yapıldığını söylemek de hayalcilik olur. PİSA, SBS, LYS sonuçları ortada. Yani bu konuda da lime lime dökülüyoruz...
Aslında krize dönüşen 4+4+4 yasa tasarısı hazırlanmadan önce keşke bugüne kadarki zafiyetler dikkate alınsaydı!..
Ezberci eğitim yerine!..
Başbakan Erdoğan‘ın sözünü ettiği eğitim-öğretim boyutunun, birbirinden ayrı olarak en iyi şekilde yapılabilmesi için öncelikle tam gün eğitime geçilmeli, sınıf mevcutları 30’a inmeli, birleştirilmiş sınıf uygulamasına son verilmeli, sosyalleşmeyi sağlayacak altyapının tamamlanması, en önemlisi de öğretmenlerimizin çok daha iyi şekilde yetiştirilmeleri ve çok daha iyi maaşa sahip olmaları gerekir.
Ve tabii, Talim ve Terbiye’nin de, kurulduğu ilk yıllardaki saygın konumuna kavuşturulması sağlanmalıdır...
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet