Türkiye Kamu-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde çalışma hayatının sorunlarını Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’den tüm Türkiye’ye bir kez daha ilan etti.
Genel Başkanımız Önder Kahveci, sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticilerimiz, Şube Başkanlarımız ve İl temsilcilerimiz ile çok sayıda üyemiz Ata’nın huzuruna çıktı. Vatandaşlarımız da Türkiye Kamu-Sen heyetine alkışlarla destek verdi.
Genel Başkanımız Önder Kahveci, mozoleye çelenk koyduktan sonra, Türkiye Kamu-Sen heyeti ile birlikte Misak-ı Milli Kulesine geçerek, Anıtkabir özel defterini imzaladı.
Genel Başkan Önder Kahveci özel deftere şu satırları not düştü;
“Aziz Atatürk;
Muhteşem bir mücadele ile kurup gelecek nesillere emanet ettiğiniz, sayısız şehidimizin canı, gazilerimizin kanı pahasına, türlü bedeller ödeyerek bugünlere taşıdığımız Cumhuriyetimize ve biricik varlığımız Devletimize bağlılığımızı manevi huzurunuzda bir kere daha ifade ediyor, “ilkemiz önce ülkemizdir” diyoruz.
İstiklâl Savaşı’mızı zafere taşıyan, mücadelemize hayat veren, “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla ortaya koyduğunuz bağımsızlık ruhu, Türkiye Kamu-Sen’in bütün üyeleri ve yönetim kurulunda bulunan her bir arkadaşımızın yüreğinde ilk günkü heyecanıyla dimdik ayaktadır. Devletimizin ve milletimizin, hedef gösterdiğiniz muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz. Teknolojik ve iktisadi kalkınmanın yanında tüm vatandaşlarımızın kendileri ve ailelerinin insanca yaşamasına yetecek kadar bir gelire sahip olmasının, sosyal kalkınmayı pekiştireceği ve milletçe muasır medeniyet seviyesine ulaşmamızın anahtarı olduğu düşüncesindeyiz.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde, çalışanlarımızın haklarının korunup geliştirilmesi yolunda 26 yıldır millet ve vatan aşkıyla yürüttüğümüz mücadelemizi milli değerlerimizden feyz alarak, Devletimizi bütün çıkarların üstünde tutarak yürüteceğimize dair söz veriyor; başta zat-ı aliniz ve silah arkadaşlarınız olmak üzere, tüm gazilerimizin hatıralarını saygıyla yad ediyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz”
ÖNDER KAHVECİ: TÜRKİYE KAMU-SEN OLARAK HEDEFİMİZ MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNE ULAŞMAKTIR
Törenin ardından Anıtkabir çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Genel Başkanımız Önder Kahveci; tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlarken, çalışan sorunlarının çözümü için bütün sivil toplum kuruluşlarının amacına uygun olarak hareket etmesi gerektiğini belirtti.
Genel Başkan Kahveci açıklamasında;
“Bütün çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum. “İlkemiz önce ülkemiz” parolasıyla, başta devletimizin birliği ve bütünlüğü; milletimizin kardeşlik, huzur ve mutluluğu olmak üzere “Dik baş, tok karın, mutlu yarın” diyerek kamu görevlilerimizin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için mücadele ediyoruz.
Otoritesini kaybeden devletlerin vatandaşlarının nasıl acılar yaşadığını hepimiz görüyoruz. Devletimiz olmazsa bizlerin de olmayacağı bilinci içinde hareket ediyoruz. Bu nedenle işgal altındaki vatan topraklarını düşmandan temizleyen, umudunu, gücünü ve birliğini kaybetmiş toplumu yeniden bir araya getirerek ona iman aşılayan, verdiği destansı mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bugünlere taşıyan kahramanlarımıza her zaman minnettarız. Bu minnet duygumuzu ifade etmek amacıyla Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzuruna çıkmış bulunuyoruz.
Atatürk, gelecek nesillere muasır medeniyet seviyesini hedef göstermiştir. Muasır medeniyete, yalnızca ekonomik ve teknolojik gelişme ile değil; adil bir gelir dağılımı, herkesin insanca yaşayabileceği bir ücret seviyesi, eşit fırsatlar, adalet ve liyakatle ulaşılabilir. Bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemizin, Devletimizin kuruluş felsefesine uygun bir biçimde muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için olduğunu özellikle vurgulamak isterim.
Türkiye Kamu-Sen ailesi olarak bizler, ekmek kavgasının kutsallığına inanırız. Helal kazanç sağlarken hayatını kaybedenlerin şehitlik mertebesinde değerlendirilmesi de emeğin mübarek bir değer olduğunu ortaya koyar. Bu nedenle, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması gerekmektedir.
Çalışanın hakkını alması için verdiğimiz mücadelede, sesimizin daha gür çıkması, sorunlarımızın gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs’ın bizler için taşıdığı anlam ve değer son derece büyüktür. Ülkenin toplam gelirinden, herkesin adil miktarda pay alamaması, paylaşım sırasında belli grup ya da kişilerin kollanması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan bir toplum ortaya çıkar. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin sömürülmesine göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, haksızlığa karşı verilen mücadelenin bir aracı olarak görüyoruz. Bu nedenledir ki 1 Mayıs’ın; emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının bir araya gelerek haksızlıklar karşısında seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanıyoruz.
Gelinen süreçte, uygulanmakta olan sosyal ve ekonomik politikalar, işsizliği, sözleşmeli, güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışmayı yaygınlaştırmaktadır. Artan işsizlik nedeniyle çalışanlarımız ve iş arayan vatandaşlarımız haksızlıklara karşı daha sessiz kalmaktadır. Yaklaşık her iki çalışandan biri, sosyal güvenceden ve sosyal korumadan faydalanamadan, kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları her geçen gün artmakta ancak; bu olumsuzlukların önlenmesi için tedbir almakta ayak sürünmektedir.
İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Tüm çalışan örgütleri; hiç olmazsa yılda bir gün aralarındaki rekabeti, anlaşmazlıkları ve görüş ayrılıklarını bir kenara koyup, ideolojik amaçlar peşinde koşmaktan vazgeçip, yalnızca çalışanların sesi olmayı başarmalıdır. Herkesin; toplumun tüm bireylerinin insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi için çaba sarf etme, ülkemizde adaletin tesis edilmesi için yaşanan olumsuzluklara karşı koyma, daima daha güzeli arama zorunluluğu vardır. Bu davranış, bizim inancımızın da temel bir değeridir.
İşçisiyle, memuruyla, işsizi ve emeklisiyle hep birlikte büyümesine katkıda bulunduğumuz milli gelirin hakça paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi ancak adaletsizliğe “dur” diyen bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün olacaktır.
Biz,
• Huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz.
• Yıllardır haksızlığa uğrayan memurlarımıza, itibarlarının iade edilmesini istiyoruz.
• Esnek ve güvencesiz istihdam modellerinin kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu, aile birliğinin teminat altına alındığı güvenceli bir istihdam sisteminde tek çatı altına toplanmasını istiyor, Devletin memuruna sıfat olarak harfler ve rakamlar değil, Devletin kadrolu memuru sıfatı yakışır diyoruz.
• Enflasyon kadar zam çıkmazından kurtulmak istiyoruz.
• Nimette de külfette de adalet istiyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz.
• Ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz.
• Kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz.
• Şeffaf ve adil bir yönetim istiyoruz.
• Baskılardan kurtulmuş, çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz.
• Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh, muasır medeniyet seviyesinin de üzerine çıkmış bir toplum istiyoruz.
KAHVECİ: 1 MAYIS’TA 1919 RUHUYLA ANITKABİR’DEYİZ
Tüm çalışanlarımızın güç birliği yaptığı, tüm haklarını elde ettiği, ayrılıkların bir tarafa bırakıldığı, adalet, liyakat ve barışın tesis esildiği 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle, Emek ve Dayanışma Gününü kutluyor, bugün yine 1919 ruhuyla Anıtkabir’de, bir kere daha başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnetle anıyorum” dedi.
Emeklilere verilen Bayram ikramiyesi müjdesini de değerlendiren Genel Başkanımız Önder Kahveci, “Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır Toplu sözleşme masasına getirdiğimiz bu talebin bugün hayata geçmesi bizleri memnun etmiştir, ancak 2 milyon 600 bin kamu çalışanı da bu haberi beklemektedir. Böylesine özel bir günde memurlarımız içinde Bayram ikramiyesi müjdesi gelmelidir” dedi.