Defalarca bu siteden gündeme getirilen bir konu vardı. İlçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve il milli eğitim müdürleri sendikalara üye olmalıdır diye. Bu hususa, bazı arkadaşlar itiraz ediyordu. Sendikalar siyasallaştı. Dernek sendikaya dönüşürse, benzer şeyleri bizde yaşarız. Dernek olarak devam etmenin daha mantıklı olduğunu, söylüyorlardı. İşte buyurun size sendikalı olmanın farkı! Sendikalar bastıracak, toplu sözleşme ikramiyesi alacaklar. Bunu da bir gösterge rakamına bağladılar mı? İşlem tamam… Öncelikle yapılan doğru! Sendikaların bu kazanım mücadelesini yüzde yüz destekliyorum. Tüm çalışanların örgütlenmesi açısından önemlidir diye düşünüyorum. Sendikalara üye olup soruşturma geçirenler, meydanlara çıkıp haklarını arayanlar, ya da şuncu, buncu denmesine aldırmadan, sendikalara üye olanlar ile olmayanlar ayrılmalıdır. Hak aramak için meydanları dolduranlar ile sesleri çıkmayanların eşit olması düşünülemez. Maalesef memleketimizde eşit! Sendikalara destek verenler ile vermeyenler aynı haklardan yararlanıyor. Bu da çalışanların yeterince örgütlenmesini önlüyor. Demokratikleşemiyoruzzzzzzz…
***
Sendikaları uygulamalarından dolayı eleştirebiliriz. Aslında bütün STK lar eleştirilebilir. Kaldı ki zaman zaman yerden yere vuruyoruz. Ama bundan STK ların güçsüz olmasını istiyoruz, anlamı da çıkarılmamalıdır. Çalışanların tümünün örgütlenmesi gereklidir. Sadece çalışanlar değil, herkes yasal örgütlere bir şekilde üye olmalıdır. Demokrasilerde örgütlenmenin önemi ile ilgili belki yüzlerce kitap yazılmıştır. Hak elde etmenin yolu, örgütlenmekten geçiyor. Hükümette örgütlenmeyi teşvik etmektedir. Dolayısıyla demokrasiyi geliştirmek, Ülkenin her yerinden yönetime katılımı sağlamak için bu gereklidir. Toplu sözleşme primi adı altında çalışana ödenen paraları, eleştirenler vardı. Devlet eliyle sendikacılık yapılıyor. Böyle sendikacılık olmaz diye. Ben bu eleştirilere katılmıyorum. Aslında burada iktidarın bu uygulamasını tebrik etmek lazım! İktidarı işveren olarak düşündüğünüzde, çalışanların örgütlenmesi için işveren destek veriyor. Bu müthiş bir kazanım. Toplu sözleşme primi verilmiyor olsa birçok çalışan, sendikalardan istifa eder. İktidar için bu daha iyi değil mi? Ama bu yol seçilmemiştir. Aksine teşvik edilmektedir.
***
4688 sayılı yasa tasarısında toplu görüşme priminin, toplu sözleşme ikramiyesi olarak değiştirileceği hüküm altına alınmıştır. Toplu sözleşme ikramiyesi adı altında ödenecek paralar sendika aidatından daha fazla olur ve aidatla ilişkilendirilmez ise gelecek yıllarda sendikalı çalışan sayısı katlayacaktır. Bu da doğru olanıdır. Benim naçizane teklifim şu; tazminatlara yapılacak zam oranını birkaç puan altına indirmeye bile razı olup, toplu sözleşme ikramiyesinin gösterge rakamını 20.000 değil, 30.000 olarak çıkarmak gerek. Sendikalı çalışana üç ayda 110 değil, 160 TL nin üzerinde artış sağlanmalıdır. Sendikalı çalışanla, sendikalara üye olmayan bu şekilde ayrılmalıdır. Şu eleştiriler de çok doğru değil, sendika ağaları oluşuyor, siyasi davranıyorlar… Bakın birçok ülkede sendikacılar siyaset yapıyor. Bu memleketin kaderinde söz sahibi olmak kötü bir şey mi? Ya da siyaset yapmak, kötü mü? Ülke yönetiminde, söyleyecek sözü olan herkesin, bir şeyler söylemesi lazım. Sanki siyaset kötü bir meslekmiş gibi algılanmaktadır. Bu algı yıkıldığı zaman ancak bu Ülkenin her hücresine demokratik kurallar yerleşecektir.
***
Gelelim bizimle ilgili konuya… Israrla, İlçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve il milli eğitim müdürleri sendikalara üye olmalıdır diye yazmamıza rağmen, böyle bir değişiklik başka bahara kaldı. İmzaladığımız Uluslararası sözleşmeleri ve Anayasanın 90. Maddesi ile ilgili görüşlerimi daha önce yazdım. Hatta kanun değişikliği teklifi hazırlayıp, internet sitelerinde yayınladım. Ama herkes bildiğini okuyor. Bu sefer cemaat ne yaparsa yapsın, imam bildiğini okudu. Tasarıda biz zaten yoktuk, komisyonda da kanunun 15. Maddesi ile ilgili yapılan değişiklikte yer alamadık. Bence, büyük bir eksiklik oldu. Ama kaderimiz buymuş deyip, vazgeçmeyeceğiz. Dernek olarak da bu konuyu ısıtıp ısıtıp gündeme getireceğiz. Müdürlerin, sendikalı olmasının önünde ki engel kaldırılmalıdır. Çalışanların, hem mali hem de özlük hakları ile ilgili sorunlarının gündeme getirileceği yerler sendikalardır. Müdürlerin sendikalı olmasından da çekinmemek gerekir.
Davut ÇALIŞKAN