Sendikamızca Gazi Üniversitesinde araştırma görevlisi olup Doçent unvanına sahip olan üyemiz adına, üniversitede araştırma görevlisi kadrosunda bulunup doçentlik unvanına sahip olanların ders vermesi ve tez danışmanı olmasının uygun olmadığı yönünde Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunca alınan kararın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığımız davada; Ankara 12. İdare Mahkemesi; “Orijinal, bilimsel araştırma ve yayınlar yapmış olmak, doçentlik sınavına katılabilmenin koşullarından birisidir. Doçentliğe yükseltilme aşamasında ilgililer bu yönden değerlendirilmekte ve bilimsel yeterliliği saptananlar doçentliğe yükseltilebilmektedirler. Hangi kadroda görev yaparlarsa yapsınlar, doçent unvanını alan öğretim elemanlarının, doçentliğin her türlü akademik haklarından yararlanabilecekleri Danıştay'ın yerleşik içtihatlarındandır. Kaldı ki, davalı idarenin de işlem tarihi öncesi işlemleri- yargı kararlarından da bağımsız olarak-bu yöndedir. Kamu personel rejimimiz kadro esasına dayanmaktadır. Ancak, üniversitede asıl olan akademik yetkinlik ve bunun objektif bir kriter olarak göstergesi akademik unvandır. Üniversitelerde kadro, öğretim elemanının ekonomik güvencesini temin etmeye yönelik, bu sayede akademik çalışmayı garantiye almak amaçlı düzenlemedir. Üniversitedeki hizmetin özüne ilişkin bir durumda, bir güvence unsurunun işin esasına hakim olması düşünülemez. Diğer taraftan, benzer bir davanın görüldüğü Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2016/2983 esas sayılı dava dosyasında anılan Mahkemece verilen 21/11/2016 tarihli dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması yolundaki kararda, "...dava konusu işlemlerin tesisinin ardından dava konusu olay açısından önem ve etkinlik arz eden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 18.05.2016 tarih ve 10 sayılı kararının alındığı; işbu karar da; 'hangi kadroda görev yaparlarsa yapsınlar doçent ünvanı alan kişilerin kadro unvanlarının gerektirdiği görev ve sorumluluklarını yerine getirmek şartıyla doçentliğin her türlü akademik hakkından yararlanabileceği' nin belirtildiği" hususuna yer verildiği görülmektedir. Bu durumda; gerek Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2016/2983 esas sayılı dava dosyasında verilen 21/11/2016 tarihli dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması yolundaki kararda atıf yapılan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 18/05/2016 tarih ve 10 sayılı kararı gerekse doçent unvanını alanların, ders vermesi ve tez danışmanı olması yönünde hukuki bir engelin bulunmadığı hususları birlikte dikkate alındığında, aksi yöndeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Böylelikle üniversitede araştırma görevlisi kadrosunda bulunup doçentlik unvanına sahip olanların ders vermesi ve tez danışmanı olmasının uygun olmadığı yönündeki Yükseköğretim Kurulu kararı iptal edilmiştir.