TES İzmir'de MEB'in sorunlarına değindi

GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ İZMİR’DE

 

Genel Merkez Yöneticileri, 12-15 Şubat tarihleri arasında İzmir’de sendikal çalışmalarda bulundu. Genel Sekreter Musa AKKAŞ, Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Mehmet Yaşar ŞAHİNDOĞAN, Genel Dış İlişkiler ve Basın Sekreteri Sami ÖZDEMİR; İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Merih Eyyup DEMİR, İzmir 2 No’lu Şube Başkanı İrfan TOKSOY, İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Adnan SARISAYIN, İzmir 4 No’lu Şube Başkanı Necdet BALPINAR ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte kurum ziyaretleri yaptı, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerini ziyaret etti. Genel Merkez Yöneticileri, Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde de temaslarda bulundu.

Genel Merkez Yöneticileri; 12 Şubat tarihinde İzmir 1 No’lu Şube, 13 Şubat tarihinde İzmir 2 No’lu Şube, 14 Şubat tarihinde İzmir 3 No’lu Şube, 15 Şubat tarihinde İzmir 4 No’lu Şube Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri ve işyeri temsilcileri ile ayrı ayrı geniş katılımlı istişare toplantıları yaptı. Toplantıların açılış konuşmalarını Şube Başkanları yaptı. Genel Dış İlişkiler ve Basın Sekreteri Sami ÖZDEMİR ve Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Mehmet Yaşar ŞAHİNDOĞAN, genel merkezin çalışmaları hakkında ve görev alanları ile ilgili konularda katılımcılara bilgiler verdi. Genel Sekreter Musa AKKAŞ da, genel merkez çalışmalarını anlattı ve eğitimde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

İzmir’de yapılan sendikal faaliyetlerin son gününde ise Genel Sekreter Musa AKKAŞ basın toplantısı düzenledi. Akkaş, görevinden alınan Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Çelik'in Cumhuriyet tarihinin en başarısız ve eğitime en büyük zararı veren bakan olduğunu ve yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'yı uzun bir sorun listesinin beklediğini söyledi.

Akkaş, Türkiye'nin bir ücretli öğretmenler cennetine dönüştürüldüğünü belirterek, Şubat ayı içinde ataması yapılmayan öğretmenlerin atamalarının biran önce yapılmasını beklediklerini kaydetti.

Akkaş, “Şubat ayında öğretmen ataması yapılması bu ülkenin ihtiyacıdır. Atama bekleyen öğretmenlerimiz de umutlarını korumaktadır. Siyasi erk, elini taşın altına sokmalı, tüm imkanlarını seferber etmeli ve Şubat ayında atama yaparak, onların yüzünü bir nebze de olsa güldürmelidir. Bu ülkenin şubat ayında 30 bin, ağustos ayında da 70bin öğretmen atayacak gücü yoksa, vay bu memleketin haline! Bu ülkeyi yönetenlerden kadro dilenmiyoruz. Ülkemizin öğretmen ihtiyacı var ve bu ihtiyacı karşılayacak genç beyinlerimiz var. Bu nedenle atama şart diyoruz. Bizim Sayın Nabi Avcı'dan isteğimiz, Ömer Dinçer'in yapamadığını yapmasıdır. Yani Avcı, Sayın Başbakanı kadro konusunda sıkıştırmalı, 'benim öğretmen ihtiyacım var' diyebilmelidir” diye konuştu.

Genel Sekreter Musa Akkaş, Türkiye'nin ücretli öğretmen cennetine dönüştürüldüğünü aktararak, Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Dinçer'in 12 bin ücretli öğretmen olduğu şeklindeki açıklamasının kendi araştırmaları sonunda yanlış olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Akkaş, 70 il Valiliğinden aldıkları resmi rakamlara göre Türkiye'de 70 ilde 58 bin 479 ücretli bulunduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Ücretli öğretmenlerin 23 bin 366'sı eğitim fakültesi mezunu, 24 bin 97'si lisans fakültesi mezunu, 11 bin 16'sı da ön lisans mezunudur. Ömer Dinçer'in '12 bin ücretli öğretmen var' sözlerinin gerçeği yansıtmadığı yaptığımız araştırmada su yüzüne çıkmıştır. Görüldüğü üzere Türkiye ücretli öğretmen cennetine dönüşmüştür. Okullarımızda öğretmen ihtiyacı 60 bin ücretli öğretmenle giderilmeye çalışılmaktadır. Bu durum da okullarımızda kaliteyi, verimi, başarıyı düşürmektedir. Durum ortada iken şubat ayında atama yapılmaması büyük bir hayal kırıklığı olacaktır. Bu koşullarda nasıl öğretmen ihtiyacımız olduğunu göremezsiniz, 'bütçe neye elverirse, ona göre atama yaparız?' dersiniz? Yoksa ülkemizin eğitimle kalkınacağından bihaber misiniz? 2013 yılının ilk aylarında yapılacak ödemelerle, Türkiye'nin IMF'ye borcunun sıfırlanacağını söyleyen Başbakan değil miydi? Hazinedeki paranın Cumhuriyet tarihinin en büyük parası olduğunu gururla ifade eden Başbakan değil miydi? Başbakanın dün ülke ekonomisinin zenginliğinden söz ederken, bugün bütçenin yokluğundan dem vurması büyük çelişkidir. Başbakan dün mü doğru söylüyordu, bugün mü? Eğer Başbakanın ülke ekonomisinin güzelliğine ilişkin sözleri gerçekse, bunun gereği yerine getirilmelidir.”
Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Dinçer'in yeni Bakana adeta bir enkaz devrettiğini savunarak, “Ömer Dinçer yeni Bakan Nabi Avcı'ya adeta bir enkaz devretti. Öyle ki öğretmenlerin bakanlığa güveni, inancı şu anda sıfırdır. Bu güveni tesis etmek biraz zaman alacak. Sayın Avcı'nın Dinçer'in hatalarından ders çıkararak, akılcı icraatlara imza atması gerekmektedir. Kendisini çözmesi gereken uzunca bir sorunlar listesi beklemektedir.

Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş'ın değindiği bir diğer konu da, yönetici atamalarının yazılı sınav sonuçlarına göre yapılmaması ile ilgili eleştirileri oldu.
Akkaş, yöneticilik sınavlarını kazanmış ve atamalarının yapılmasını bekleyen eğitimcilerin mülakat uygulaması ve mülki idare amirlerine inisiyatif verilmesi uygulamasıyla haksızlıklara kurban gittiğini söyledi. Akkaş, Bakan Nabi Avcı'ya seslendi ve şöyle konuştu:

“Mülakat uygulaması ve mülki idare amirlerine inisiyatif verilmesi torpile sebep olacaktır. Makama layık olmayan, alın teri dökmeyen insanlar atanacaktır. Bu uygulamalar hem yöneticilik sınavlarını kazanmış adaylar için büyük bir haksızlıktır, hem de yönetici atamalarında art niyetin egemen kılındığının kanıtıdır. Son derece sakıncalı ve Türkiye gerçekleriyle örtüşmeyen bu uygulamalar hayata geçerse, yaşanacak olumsuzlukları tasvir etmemiz bile mümkün olmayacaktır. Yönetici atamada mülakat ve mülki idare amirlerine inisiyatif verilmesi söz konusu olursa; torpil devreye girecek, masa başı ilişkiler öne çıkacak, liyakat ilkeleri göz ardı edilecek, makama layık olmayan, alın teri dökmeyen insanlar atanacak ve çalışma barışı bozulacaktır. Yönetici olacak kişileri aslında siyasi parti il başkanlarının ya da yöneticilerinin seçeceğini söylememiz abartılı olmayacaktır. Bakan Nabi Avcı art niyetli bürokratların sözüne kanmamalı, torpile asla müsamaha göstermemeli, tüm eğitim çalışanların kucaklamalıdır. Saçma, akla ve vicdana aykırı, torpil kokan uygulamalardan uzak durmalıdır. Sendika olarak sadece yazılı sınava dayalı yönetici atama uygulamasının devam etmesini istiyoruz. Sayın Nabi Avcı'nın ilk büyük sınavı bu olacaktır.”

Musa Akkaş, öğrenim özrü tayinlerinin de biran önce yapılmasını beklediklerini vurgulayarak, özür grubu mağduru bin 518 öğretmenin zor duruma olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanlığı şubat ayında eş durumu ve sağlık özrü tayinlerini gerçekleştirdi. Ancak tam bin 518 öğretmenin özür durumundan tayini gerçekleşmemiştir. Kontenjan engeline takılan bin 518 öğretmenimiz şimdi ne yapacaklarını bilemez durumdadır. Eşinden, çocuğundan ayrı kalan, ailesi parçalanan, sağlık sorunu yaşayan ya da ailesinden birisi sağlık sorunu yaşayan özür grubu mağduru öğretmenlerimiz şimdi Ağustos ayına kadar beklemek zorundadır. Bakanlık özür grubu tayinlerini biran önce yapmalıdır. MEB'in yapması gereken, öğrenim özrünü de özür grubu tayinleri içine alarak, şubat ayında öğrenim özrü tayinlerini yapması yüksek lisans ya da doktora yapan öğretmenlerimizi cezalandırmaktan vazgeçmesidir.”

 

   

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri