Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı, Çanakkale Savaşları ile ilgili düşünmemizi sağlamasının yanı sıra, önemini anlama noktasında karnemizin çok da iyi olmadığı gerçeği ile yüzleşmemize neden oldu. Tarihimizin önemli dönüm noktalarından olan Çanakkale hakkında yeterli araştırmayı yapamadığımız gibi genç kuşaklara da anlatamadığımız herkes tarafından kabul ediliyor. Çanakkale Zaferi ile ilgili yayınlanan yeterli kitap yok, yayınlanan kitaplar da birbirinin tekrarı olmaktan ileri gidemiyor. Çanakkale Savaşları ile ilgili günümüze ulaşan fotoğraf sayısı da oldukça az; var olanlar da sadece cephe hattını gösteriyor. Önümüzdeki günlerde kitapçıların raflarında göreceğimiz Çanakkale Cephe Gerisinde Savaş kitabı ise hem cephe gerisindeki savaşı konu alan hem de ilk kez gün yüzüne çıkan fotoğrafları içermesi açısından diğer kitaplardan ayrılıyor. Kim tarafından ya da ne amaçla çekildiği bilinmeyen bu fotoğraflar Çanakkale Cephesi gerisinde verilen mücadeleyi gösteren en yeni kanıtlar.
BİR SAHAFIN TEREKESİNDE BULUNDU Fotoğrafların bütünlüğüne bakılarak 5. Ordu Menzil Teşkilatı tarafından, faaliyetlerinin belgelenmesi amacıyla çekilmiş olması ihtimal dahilinde görülüyor. Eski bir sahafın terekesinden çıkan fotoğrafları yine bir sahaf olan Celal Gözütok fark etmiş. İstanbul Müzayede'nin sahibi, kendisi de bir koleksiyoner olan Uğur Yeğin ise fotoğrafların önemini fark ettiğinde bir kitap olarak yayınlanması için harekete geçmiş. Hisart Canlı Tarih ve Diorama müzesinin desteğiyle yayınlanan kitabın yazarlığını Bahtiyar İstekli, editörlüğünü de yine Uğur Yeğin üstlenmiş.
ORDUNUN CAN DAMARI Çanakkale Savaşları'ndan bahsedilirken hep cepheler konuşulur. Ancak en az cephedeki savaş kadar çetin ve önemli bir başka savaş da geri planda veriliyordu. Cephede çarpışan askerin erzağı, mühimmatı, ilacı yeterli derecede ve zamanında ulaştırılmazsa savaşın kazanılması da çok mümkün değildi. Geri planda ordunun her türlü ihtiyacını ulaştırmakla görevli olan ve gerekli kaynakları ordunun ihtiyacı için işleten bölüme Menzil deniyordu. Bugünkü lojistik olarak nitelendirebileceğimiz Menzil, askerin silahını, yiyeceğini, kuru ot, saman gibi hayvan yemlerini, çay, şeker, yağ, sabun, odun, kömür gibi malzemeleri depoluyor ve cepheye taşıyordu.
SEBZE YETİŞTİRİLİYORDU Zaman zaman askerlerde beslenmeye bağlı İskorbüt gibi hastalıklar görülebiliyordu. Bu rahatsızlığın önüne bol miktarda yeşil sebze ve salata tüketimi ile geçilebileceği için Menzil sebze bahçeleri kurmuş buralarda sebzeler yetiştiriyordu. Hastane yakınlarındaki arazilerde, nekâhat dönemindeki durumu müsait olan hasta ve yaralılar çalıştırılarak sebze yetiştiriliyor ve çarpışan askere ulaştırılıyordu. Bunların dışında uzun süre siperde, zeminliklerde yaşayan askerde zor şartlarla mücadele ve stresli yaşam neticesi uykusuzluk, aşırı yorgunluk, bitkinlik veya psikolojik sarsıntıya da rastlanmaktaydı. Böyle durumlarda hastaneye sevk edilen personelden gerek görülenler hava değişimine veya nekâhathanelere gönderilerek tedavileri amaçlanıyor, belli bir sürenin sonunda tekrar cepheye kazandırılıyordu.
HASTALARA İHTİMAM Çanakkale Savaşlarında bazen bir günde binlerle ifade edilen yaralanmalar meydana geliyordu. Bu yaralılara ilk müdahale, geriye sevk, ameliyat ve bakımları ciddi bir sağlık faaliyetini gerektiriyordu. Yaralanmalara hastalıklar ve başka nedenlerle rahatsızlananlar da eklenince Ordu sağlık kuruluşlarının bu hizmeti karşılaması mümkün olmadı. Başta sivil hastaneler olmak üzere vatandaşlar da gönüllü hastabakıcı olarak yaralıların hizmetine koştu, cephe gerisinde adeta bir sağlık seferberliği başlatıldı. Menzil yaralıların taşınmasını sağlıyordu. Bunun için Şirketi Hayriye vapurları ve yolcu gemileri de kullanıldı. Bölgede kurulan hastanelerin hiçbir zaman ihtiyacı tam olarak karşılayamaması çıkarmanın daha ilk günlerinden itibaren çevre vilayetlere ve yurt içine yaralı sevkiyatını önemli hale getirmişti. Tedaviden sonraki nekahat dönemlerinde de askerlerle ilgileniliyordu. Nekâhathanelerde hasta ve yaralılar iyileşme durumlarına göre gruplandırılarak belli aktivitelere tabii tutuluyorlardı. Günlük idman ve sportif hareketlerle hem beden sağlığı hedefleniyor, hem de tekrar cepheye gönderilecek olan bu personelin askeri talimleri yerine getirilmiş oluyordu. Ayrıca, arazi yürüyüşleri yaptırılarak rehabilitasyon için temiz havadan istifade ediliyordu.