Kur’an’ı Kerim dersi İmam Hatip okulları dışındaki okullarda Seçmeli Din Dersleri kategorisinde, öğrenci talep ettiği takdirde tercih edilip okutulabiliyor. Bu açıdan bakıldığında öğrencilerimize sunulan bir imkân olması dolayısıyla takdire şayan bir uygulama. Her Müslüman vatandaşımızın bu imkânı değerlendirip Kur’an öğrenimini okulunda başarması, kutsal kitabımızı okuyup namaz farizasını ifa edecek kadar da ezber yapması beklenir.
Gözlemlediğimiz kadarıyla öğrencilerimize sunulan bu imkânın yeterince değerlendirildiğini söyleyemeyiz. Bir olumsuz vakıa olarak karşımıza çıkan bu neticenin sebeplerini tadat edersek mesele içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Onun yerine yapıcı bir tavır takınarak öneri sunalım.
Malum olduğu üzere bir Müslüman olarak temel kaynağımız, iki cihanda da insanlığı kurtuluşa ulaştıracak Hidayet rehberimiz Kur’an’ı Kerimdir. Esas olan her Müslüman evladının bu dersi ehil kişilerden ve temel ders konumunda almasıdır. Yani Kur’an öğretimi ve eğitimi, müfredat açısından en öncelikli ve temel ders olmalıdır. Okullar kapandıktan sonra yaz aylarında mahalle camilerinde ya da yaz eğitim etkinlikleri kapsamındaki uygulamalarla verilen Kur’an dersleri temel eğitimden ziyade tamamlayıcı eğitim niteliğindedir.
Sünni’siyle Alevi’siyle vatandaşlar olarak üzerinde ihtilafa düşmeyeceğimiz yegâne kitabımızdır Kur’an. Dinimizin temelidir. Yorumlar ve içtihatlar ondan neşet etmişlerdir. Yani mezhepsel ihtilaflarımızdan önce gelir Kur’an.
Alevi vatandaşlarımızdan bazıları zaman zaman Din derslerinde mezhebi yorum ağırlıklı ders işlendiğinden şikâyet etmektedirler. Bu itirazlara makul sınırlar içinde kaldıkları sürece (din Derslerinin kaldırılması talep edilmediği sürece) tahammül gösterilebilir. Ancak Kur’an’ı Kerim dersi mecburi temel ders kategorisine alındığı zaman ne Alevi ne de Sünni Müslümanlardan bir itiraz görmeyecektir. Çünkü Kur’an’ı Kerim bir mezhep kitabı değil bir din kitabıdır. Müslüman bir millet için kutsal kitabımız hiçbir şekilde problem olmaz/olamaz, ancak takdir edilir ve ona teslim olunur.
Bakanlık yetkilileri bu günlerde müfredat üzerinde bazı çalışmalar yapmaktalar. Beklenti, öğrencilerimiz üzerinde ciddi bir yük oluşturan ders sayısı ve saatlerinde tenkisat yapılacağı yönünde. Umarım, öncelikle müfredatta yer alan benzer dersler sayısında birleştirme yapılarak indirim yapılır, ardından da haftalık ders sayısı düşürülür. Çok ders çok kalite getirmiyor. Son yıllarda bu anlayışın genel kabul görmeye başlaması gençlerimiz adına şahsen beni umutlandırıyor.
Ders sayısı ve saatinde tenkisata gidilirken Kur’an’ı Kerim dersinin seçmeli dersler kategorisinden çıkarılıp icbari temel dersler bölümüne alınması bazı okurlarımız tarafından garip karşılanabilir. Ancak Kur’anı Kerim bizim için bir ders olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor.
Kur’an’ı Kerim bizim yaşama tutunduğumuz hayat bağımız, iki cihanda saadet kaynağımızdır. Kur’an’ı Kerim’e mecburi temel ders olmasını çok görmeyelim.